Taşkent'in sevilen velisi: Zengin Ata

Düzenleyen:
Taşkent'in sevilen velisi: Zengin Ata

Ramazan Haberleri

Ubeydullah-i Ahrar hazretleri; “Ne zaman Zengi Ata’yı ziyarete gitsem, kabrinden “Allah! Allah!” sesleri işitirim” buyururlar. Taşkentliler de aynı sedayı duyarlar mı bilinmez ama mübareğin kabrini sıkça ziyaret ediyorlar.

Asya’nın nurlu velilerinden Hakim Atâ biraz esmercedir. Bir ara hanımının (Anber Ana) içinden, “Kocam esmer olmasaydı” gibilerinden bir düşünce gelir geçer. Allahü teâlânın izniyle Hakîm Ata’ya malum olur, manalı manalı hanımına bakar, “Sen beni beğenmiyorsun ama, benden sonra dişinden başka beyazı olmayan birine düşeceksin” buyururlar. Anber Ana pişman olur ve çok ağlar ağlar ama meğerki geçmiş ola...
Hakîm Ata vefatına yakın, Harezm’de ilim tahsil etmekte olan oğulları Muhammed ile Asgar Hoca’yı çağırtır. Onlara “Ölümümden sonra gün doğusundan kırk ebdâl gelecek, içlerinde gözü zayıf, ayağı aksak bir siyahi vardır ki annenizi onunla evlendirirsiniz” emrini verir. Gerçekten bir süre sonra vefat eder ve bahsedilen cihetten kırk derviş gelir. En arkada yürüyen bir garip vardır ki kıvırcık saçıyla gözden kaçacak gibi değildir. Bu sevimli zenci Taşkent’i mekân edinir. Çobanlıkla meşgul olur ama davar sahibi değildir. Bir kuru değneğinden başka malı yoktur, kör topal geçinir.
Bu garip çoban nasıl bir işaret alırsa alır ve tam iddet müddeti bittiği gün Anber Ana’ya aracılar gönderir. Usulünce erkânınca, nikâh talep eder. Anber Ana görücülere pas vermez, “Ben Hakîm Ata gibi zirvenin hanımı olmuşum, gayri kimseye varmam” der. Der ama daha cümlesini bitiremeden boynu tutulur. Günlerce sıkıntı çeker, yüzünü çevirmek için taa belinden döner.
Zengi Ata aracıları tekrar yollar ve “Anber Hanım’a sorun bakalım” der, “Bir gün hatırından ‘Hakîm Ata esmer olmasaydı’ diye bir düşünce geçmiş mi? Hakîm Ata da bunu kerametiyle bilip “Sen beni beğenmiyorsun ama benden esmerine eş olacaksın” demiş mi?
Anber Ana’nın diyecek sözü kalmaz, takdirin böyle olduğunu anlar. Nikâha razı olur olmaz boynu açılır, ağrısı sızısı kalmaz. Zengi Ata ile evlenir ve anlatılamayacak kadar saadetli günler yaşarlar. Çocukları olur, ulemaya, evliyaya katılırlar. 
Zengi Ata mana âleminde doruklara yürürken yine eskisi gibi çobanlık yapar. Bir gün kırda topladığı odunları denk yapıp sırtına vururken dört genç gelip selam verir. Delikanlılar “Biz Buhara medreselerinde zahirî ilimleri itmam (tamam) eyledik, lakin şimdi bir gönül ehli ararız ki, tasavvuf öğretsin” derler. Zengi Ata; ayağa kalkar yüzünü dört bir tarafa çevirip şarkı garbı, şimali, cenubu koklar ve “Sizin bu ilimden nasibiniz, bizden başkasında değildir” buyururlar. 
Şaşırırlar tabii. Şimdi sen dünyaca ünlü Buhara medreselerinde yıllarca dirsek çürüt. Koca koca ciltleri devir, onlarca âlim tanı, binlerce sahife ezberle, allı pullu icazeti beline koy ve... Karşına bir çoban çıksın ve yetiştirmeye kalksın!
Manzara budur ancak gençlerden Uzun Hasan Ata ile Sadr Ata her gördüklerini Hızır bilir, “Cenab-ı Hak nelere kadir değil ki” derler, “İsterse ince ilimleri bir çobana verir.”
Diğerleri (Seyyid Ahmed Ata ile Bedr Ata) o kadar kolay teslim olmaz ama karşı da koymazlar. İşte bu tereddütleri yıllarına mal olur, arkadaşları tasavvuf basamaklarında yükselip hâllere sırlara kavuşurken onlar yerlerinde sayarlar. Zengi Ata’yı incitmiş olmaktan korkar ve gidip Anber Ana’ya akıl sorarlar.
Anber Ana klasik bir af dileme usulünden medet umar. Bu gece bir keçeye sarınıp Zengi Ata’nın yolu üzerine yatmalıdırlar. Büyük veli sabah namazına çıkarken onları görecek ve acıyacaktır mutlaka. 
Zengi Ata seher vakti, namaz için çıktığında, yolu üstünde yatan karaltıyı fark eder ve durur. O anda Seyyid Ata, yüzünü Zengi Ata’nın ayağına sürerek af diler. Büyük velî ellerini açıp öyle içten bir dua ederler ki o an kalbi zikre başlar. Perdeler aralanır, mesafeler aradan kalkar.
Yesevi yolu, Zengi Ata’dan sonra, Seyyid Ata ve Sadr Ata ile devam eder. Bilahare Hace Azizan’ın (Pir-i Nessac diye anılan Ali Ramiteni’nin) sohbetleriyle şereflenir ve Silsile-i âliyye denen altın halkadan feyz alırlar.

Düzenleyen:  - Ramazan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...