Kale, kule, kaya! Üçü bir arada

Düzenleyen:
Kale, kule, kaya! Üçü bir arada

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

11. yüzyılda havaliye yerleşen Türkler Uçhisar’ı çok seviyor. Kayseri Beyi bizzat kardeşini “Uç beyi” yolluyor, beldeyi şekle sokuyor.

İrfan Özfatura

Rivayetlere bakarsanız Kapadokya adını Persçe “Dukha” (güzel atlar) kelimesinden almış. 
Güzel atlar… Doğrusu hoş bir isim. Öyle olmasa bile sahiplenmek lâzım, yakışıyor.  
Bölge ticari yollar üstünde yer alıyor, kendini bildi bileli kervanları, tacirleri, seyyahları ağırlıyor. İşte onun için her merhalede bir kervansaray çıkıyor karşınıza. 
İslâm âlimleri menzil hesapları üzerinde çalışmış, kılı kırk yarmışlar. Bir insanın günde ne kadar yol alabileceğini ve ne zaman seferi olacağını hesaplamışlar. Buna göre üç günde 16 fersah yol alabilirsiniz anca. Bu da 48 mile denk geliyor. Bir mil 4 bin zra… Bir zra da 48 santim civarında… Oturun hesaplayın artık. Ya da açın bakın İlmihal kitaplarına…

TARİHİ ÇEVİR NAL SESİ
Efendim Kapodakya askeri bakımdan da önemli. Anadolu’da söz sahibi olmak isteyenin mutlaka elinde tutması icap ediyor. Belki de bu yüzden Selçuklular havalide güçleniyorlar, Anadolu’nun nabzı Sivas ve Kayseri’de atıyor.   
Tarihi biraz daha derinden eşelerseniz karşınıza Hititler çıkıyor. Ve tabii ki Sasani ile Roma. 
İlk Hıristiyanlar Roma’nın zulmüne uğruyor. İşte bu yüzden keşişler karıncalar gibi kaya oyuklarına saklanıyor, peş peşe yeraltı şehirleri kuruluyor. 
Hâlbuki Türkler dokunmuyor onlara. Yoksa onca kilisenin bugüne ulaşması ne mümkün? İsteseler kazıyabilirlerdi pekâlâ.

HARİTALARI AÇARSAK
Eğer illeri ilçeleri kızamıklı cild gibi kırmızı kırmızı noktalarla gösteren siyasi haritalara bakarsanız Kapadokya Kayseri Kırşehir, Nevşehir, Niğde ve Aksaray civarına yayılıyor. Biraz Sivas, Malatya, biraz da Adana, Ankara… 
Çevirin sayfayı. Dağları kahverengi, ovaları yeşil gösteren coğrafi haritayı açın bu defa. Bölgenin Tuz Gölü’nden başladığını göreceksiniz ve uzanıp gidecek Kızılırmak yayından taa Toroslara… 
Biliyorsunuz bu haritalarda yüksek dağlar nispeten koyu çizilir. Leke gibi üç karartı göreceksiniz Erciyes, Güllüdağ ve Hasandağ… Bunların üçü de birer volkan ve belirli aralıklarla püskürüp havaliyi lava küle boyuyorlar. Volkanik bir tüf tabakası meydana geliyor zamanla. Bir yandan su, bir yandan rüzgâr derken aşınıyor. Garip şekillere bürünüyorlar asırlar boyunca. 
 
BACASI TÜTEN KAYALAR
Yöre halkı peribacalarını mekân edinmiş. Kaya ev! Çok da mantıklı zira işlemesi kolay, eğer azıcık elinize alet yakışıyorsa dolap raflarını bile oyabilirsiniz duvara. Yağmur sızdırmıyor, rüzgâr almıyor, yazın mağara gibi serin oluyor ve mis gibi kireç kokuyor. Yabani hayvanlardan ve düşmanlardan korunmaya elverişli, sel, yangın, zelzele gibi afetlerden de etkilenmiyor ayrıca. 
İşte Uçhisar Kalesi de onlardan biri. Yekpare kaya ama içinde sofalar, salonlar, koğuşlar bulunuyor.  Ve yine taşa oyulan merdivenlerle çıkılıyor terasa. 
Taras diyorum çünkü sağa dönüyorsunuz Hasandağı, sola dönüyorsunuz Erciyes karşınızda. Nevşehir mi? Âdeta ayaklarınızın altında. 
Kermil (Gemil), Güvercinlik, Karankemer ve Bağlıdere vadileri kıvrıla kıvrıla uzanıyor. Eğer sabah saatlerinde kalkabilmişseniz gökyüzü balonlarla dolu oluyor, çekeceğiniz fotoğraflara renk katıyor. Yok balona bineceğim derseniz manzara zaten on numara. 

Kale, kule, kaya! Üçü bir arada

DAMADIN OLSUN KENARDA
11. yüzyılda havaliye yerleşen Türkler Uçhisar’ı seviyor. Kayseri Beyi bizzat kardeşini “Uç beyi” olarak yolluyor. O yıllarda beldede 3 bin Türk yaşıyor. 
Beylikler döneminde, Karamanoğulları ve Kadıburhaneddin arasında kalıyor. İkisi ile de geçiniyor, ticaretine bakıyorlar. 
II. Beyazıt ile birlikte (1398) Osmanlı bölgeye hâkim oluyor. Türkler hem yerli halk gibi kayalar içinde yaşıyor, hem de taş üstüne taş koyup evler camiler hanlar hamamlar yapıyor. Osmanlı ile civar şehirler daha güzelleşip serpiliyor. 
Osmanlı Sadrazamlarından Damat İbrahim Paşa doğup büyüdüğü köyü unutmuyor. Ve o zamanlar  Uçhisar’a bağlı olan Muşkara’yı parlatıyor. Nevşehir olarak devam ediyor yoluna. 

Kale, kule, kaya! Üçü bir arada

EVLER KAYADAN İKLİM KARADAN

Bize hayat bilgisi derslerinde kara iklimini sorarlardı malum, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak derseniz ala not alırdınız hocanızdan. 
Bu bölgede de kara iklimi hâkim, yağış umumiyetle baharları oluyor. Ziraate elverişli araziler daha ziyade vadi tabanlarında ve dere kenarlarında. Ancak onlar güvercinliklerde besledikleri kuşların gübresini kullanarak az topraktan bol mahsul almasını biliyor. 
Hele şimdi meyvenin bol zamanı, bolluk bereket taşıyor âdeta.
Eğer baharda düşebilseydiniz yamaçları ballıbaba, peygamber çiçeği, geven, ökseotu, çoban çırası, sığırkuyruğu, kantaron, imam kavuğu, sütleğen, adaçayı, sığırdili, dağ sümbülü, gülhatmi, kan damlası ile kaplı görebilirdiniz. Bu ne demek? Balcılık da yapılabilir, yapıyorlar da...
Patatesleri altın sarısı ve soğanı alınıp götürülecek evsafta, erinmeyin yüklenin derim, eğer yeriniz varsa. 
Koyunculuk hâlâ var ve boğazına düşkün olanlar, saç ve desti kebabına bayılıyorlar. 

ÇANAK... ÇÖMLEK...  ÇEKİRDEK

Eğer çanak çömleğe meyliniz varsa tam yerine geldiniz, ahali toprak işinde pek mahirdir zira. Halı kilim meraklıları da çok çeşit bulacak kök boya ile renklenen parçalara hayran kalacaklar. Kabak çekirdeği dendi mi biliyorsunuz, llk burası geliyor akla.
Kavun, karpuzu kendine yetse de elma ile üzümü aranıp soruluyor. İnce kabuklu üzümleri biraz nazlı, taze taze tüketiliyor. Kara üzümler ya kurutuluyor, ya atılıyor pekmez kazanlarına. Eh pekmez olunca köftür, düü, pelver (pestil, bastuk da diyebilirsiniz) yapılıyor. Cevizi çok nasıl olsa. 
Parmak üzümleri tahammüllü, asıyorlar çalıya, kış ortasına kadar dayanıyor. Tatlı niyetine çıkarıyor, sürpriz yapıyorlar konuklara.  
Uçhisar’ın bir güzelliği de merkezde olması. Ürgüp’e 12, Kayseri’ye 80, Avanos’a ise 10 km uzaklıkta. Nevşehir mi dediniz. Hemen, yanı başında.

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...