Boşanma davalarında ilk sırada İstanbul var

Anıl Ekin Gümüş

Boşanma davalarından 113 bin 892’si evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle eşlerden birinin boşanmak istememesi ya da her iki eşin boşanmak istemesine karşılık boşanmanın hukuki sonuçlar çerçevesinde sağlanamaması durumunda çekişmeli olarak açıldı. Benzer nedenlerden mahkemelerdeki anlaşmalı boşanma davası sayıları ise 94 bin 622 olarak belirlendi.

BOŞANMADA İSTANBUL BAŞI ÇEKTİ

Boşanma davalarının en çok açıldığı iller incelendiğinde 45 bin 534 boşanma davası ile İstanbul başı çekti. İstanbul’u 18 bin 594 dava ile Ankara,17 bin 755 dava ile de İzmir takip etti. Boşanma davalarının en az açıldığı iller ise sırasıyla Bayburt, Hakkâri ve Şırnak olurken geçtiğimiz yıl açılan davalardan 198 bin 62’si karara bağlandı.

Boşanmaya en çok neden olan etkenler arasında zina, terk, ortak hayatın yeniden kurulamaması, hayata kast ve onur kırıcı davranışlar yer aldı. Öte yandan mahkemelerde, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı ve diğer nedenlerden dolayı ise toplam 684 dava gördü.

Boşanma davalarının bu denli artması, 'İnsanlar neden evlilik birliğini sürdüremiyor, boşanma davası açıyor' sorusunu akıllara getirdi.

Uzman Psikolog Esra Oras, Türkiye genelindeki boşanmaların nedenini şöyle açıkladı:

Boşanma oranlarının bu denli artmasıyla ilişkili olabilecek pek çok faktör sıralanabilir .  Erkekler annelerinde gördükleri ve bildikleri kadın imajını iş hayatında özgüvenle yer alan kadına uygun olarak revize etmediklerinde çatışma yaşamak kaçınılmaz oluyor. Aynı şekilde kadınlar eşlerinden hem geleneksel çizgiyi sürdürmesini hem de modern tavırlar içinde olmasını bekleyebiliyor; bu da evlilik içinde çatışma yaşatan bir başka nokta.  Teknoloji çağının getirdiği imkanlarla evlenmeden önce sıkça iletişimde olan çiftler birbirleri ile kendi iç dünyalarındaki ve hayatlarındaki pek çok boşluğu dolduruyorlar. Haliyle bir bağlılıktan ziyade bağımlılık durumu oluşuyor. Bu bağımlılıktan dolayı flört ve nişan döneminde yaşanan çatışmalar ve kavgalar ayrılıkla neticelendirilmiyor ve evlilikte çok daha sert ve yıkıcı kavgalarla devam ediyor. Dolayısıyla ilişki bu sert rüzgarlara daha fazla dayanamaz olup hızlıca yıkılıyor. Yine evlilik öncesi dönemde eşten beklenenle evlenince gerçek olan arasındaki fark eşlere o kadar aşılmaz geliyor ki boşanmak çözüm adına ilk tercihleri oluyor.

MEDYA BOŞANMAYI NORMALLEŞTİRİYOR

Medyanın  boşanmayı tıpkı evlilik gibi normalleştirdiğini iddia eden Oras, "Medyanın da etkisiyle boşanmanın evlenmek kadar normal olduğu algısı toplumumuz tarafından artık daha kabul edilebilir bir gerçeğe dönüştü. Bu sebepten evlilikte yaşanan çatışmaları ortadan kaldırmak için akıllara gelen çözümler arasında "boşanmak" önerisi listenin başlarında yer alabiliyor. Bunun aileler tarafından desteklenmesi ile boşanmak kararı daha hızlıca alınıyor.”

SOSYAL MEDYA KULLANIMI BOŞANMALARI ARTTIRDI

Sosyal medya kullanımının artması ile eşler arasındaki güvensizlik arttığı gibi sadakatsizlik de artırdığını söyleyen Oras, Evliliğin sürmesinde olmazsa olmaz güven duygusu ortadan kalkınca evliliğin bitmesi de mecburi karar olduğunu vurguluyor.