Başbakan Erdoğan'dan Mısır için ilk yorum

Başbakan Erdoğan'dan Mısır için ilk yorum

GÜNDEM Haberleri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları 2. Kurultayı'nın kapanış oturumunda konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları 2. Kurultayı'nın kapanış oturumunda konuştu. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları: 20 yıl önce 5 Temmuz 1993 tarihinde Başbağlar Köyü'nde vatandaşlarımızın camiden çıkarılıp kurşuna dizilmesi neticesinde 33 vatandaşımız ölmüştü. Başbağlar, zamanlaması, caniliği ve acımasızlığı ile kalbimizde açılmış, hiç kapanmayacak bir yaradır. Başbağlar katliamını hatırlatmak istemeyenler, başka olayları her zaman hatırlatmaya çalışıyorlar. Canilerin gerçek yüzünü gösteren bu olayı, terörün gerçek yüzü olarak hatırlamaya devam edeceğiz. nbsp;Özellikle bir güncel meseleden hareketle bir gerçeği ortaya koymak istiyorum. Türkiye içinde bulunduğu coğrafyada, en eski devlet geleneğine sahiptir. Birçok devlet kuruluşunun hatta binli yıllara gider. Kara kuvvetleri falan. Bölgenin genel parametreleriyle Türkiye'yi analiz etmek mümkün değildir. Türkiye farklı bir yerde, farklı bir konumdadır. Mısır da eski bir devlet geleneğine sahiptir. Türkiye ve Mısır'ın ortak tarihleri de çok eskiye dayanır. Haçlı seferleri, Memluk devleti, Osmanlı devleti, hatta hıdivlik dönemi ortak tarihi teşkil eder. Bugüne kadar fiziki mesafe aramızda ayrılık nedeni olmamıştır. İstanbul neyse Kahire odur. Tarih boyunca olduğu gibi Mısır'ın şehirleri, isimleri, gelenekleri ailenin fertleri kadar birbirine yakındır. Türkiye ve Mısır birbirine bu kadar benzerken, birbirlerinin tarihlerine uzak kalmaları kabul edilemez.

"TÜRKİYE TARİHİNİ REFERANS ALSINLAR"
Mısır halkı ve idarecileri Türkiye'nin yakın tarihini mutlaka okumalı. Yakın tarihteki tecrübesini mutlaka dikkate almalı. Halkının çoğu müslüman olan, demokrasiyle yönetilen Türkiye, Mısır ve bölge ülkeleri için referanstır.
Demokrasi yolunda ağır kayıplar yaşadık. Türkiye'nin yaşadığı tecrübe ortadayken başka ülkelerin de bunu yaşamasını istemeyiz. Her askeri darbe Türkiye'ye onlarca yıl kaybettirmiştir. Türkiye ekonomisini felç etmiştir her askeri darbe.

"BATI'YA ŞAŞIYORUM"
Askeri darbeler, yapıldıkları anda başarıya ulaşsa da orta ve uzun vadede asla emellerine ulaşamamıştır.
Bakın hiçbirinin adı ne anılır, ne gündemde kalır. Adları yaptıklarıyla gündemde kalır. 2010'da demokrasiye müdahale edenlere yargı yolunu açtık. Ahir ömürlerinde de olsa mahkemeye çıkıp hesap vermiştir.
Darbetye çanak tutanlar, onurlu duruş sergilemeyenler milletin vicdanında aynı şekilde mahkum edilmiştir.
Mısır'da darbe yapanların Türkiye'deki deneyimleri iyi okumaları ve ders nbsp;almaları gerekir. Dünyanın neresinde olrusa olsun seçimle gelmiş iktidara karşı darbeler kötüdür, hedefi halktır.

"AB, DEĞERLERİNİ AYAKLAR ALTINA ALDI"
Ben şu anda Batı'ya şaşıyorum. Batı bu olaya halen darbe diyememiştir. AB derbeye darbe diyemeyerek, değerlerini ayaklar altına almıştır.
Afrika Birliği Mısır'ın üyeliğini askıya almıştır. Duruş budur. Hani Batı demokrasiden yanaydı. Bu samimiyet testidir ve Batı bu testte sınıfta kaldı. Demokratik darbe olmaz. Yaşam ile ölüm ne kadar zıtsa, demokratik darbe, iyi darbe, olumlu darbe kavramı o kadar anlamsızdır. Bazıları çıkıyor 'darbeler kötüdür ama...' diye başlayan cümleler kuruyor. Aması yok, darbeler kötüdür.

"HATASIZ İNSAN VAR MI?"
Mursi'nin hataları var… Hataları olabilir. Hatasız insan var mı dünyada. Bunun bedelini ödetecek olan halktır.
Siz 40 yıl tek partili dönem yaşayacaksınız, çok partili dönemde seçilene bir yıl dayanamayacaksınız. Böyle şey olur mu? Bu demokrasiyle zıttır Ordunun yaklaşımı asla demokrasiyle tanımlanamaz.

"AMA'LI CÜMLELER KURANLAR..."
Darbelere kılıf üretmek için çabalayanlar da sessiz kalanlar da en az darbeciler kadar sorumludur, kötüdür.
Darbe, başka ülkede de olsa yine kötü görürüz. Mursi değil muhalefete de olsa yine kötü görürüz. Batılı ülkeler, ama'lı cümleler kuranlar, susanlar vicdanlarına da tarihe de hesap veremezler. Bugün sessiz kalanlar yarın başka yerde yapılanı eleştirme hakkına sahip olmayacaktır.

"SANDIK ELBETTE HER ŞEY DEĞİLDİR AMA..."
Özellikle AB kendi ilkelerini bir kez daha ayaklar altına almıştır. Açsınlar AB müktesebatını okusunlar.
Demokrasi çifte standardı kabul etmez. Sandık demokrasinin namusudur. Sandığa saygısı olmayanın kendisine de halkına da saygısı olmaz. Çoğunluğu aşağılamak da demokrasiyi yok etme girişimidir. Sandık elbette her şey değildir. Ama bunun arkasına sığınıp hiç kimse demokrasi dışı yol aramaya kalkışamaz. Azınlığın çoğunluğa zulmüdür şu anda Mısır'da olan.

"SANDIKLA GELEN İKTİDAR, DEMOKRASİYİ RAFA KALDIRMA HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR"
Bugün hala demokrasilerde elitlerin üstünlüğünü savunmak ilkelliktir. Dağdaki çobanla profesörün oyu bir mi... Hatırlayın, ülkemizde bunlar savunuldu. 2500 yıl önceki ilkel demokrasi anlayışını savunmaktır. İnsanlar ister çoban, ister cumhurbaşkanı olsun kendileri için iyi ve doğruyu, ancak kendileri bilir. Sandık dışında hukuk gibi, hak gibi kıstaslar vardır. Sandıkla gelen iktidar demokrasiyi rafa kaldırma hakkına sahip değildir. Elindeki silah gücüne güvenen demokrasi inşa edemez, arkasındaki güçlere güvenip sesini çok çıkaran demokrasi inşa edemez. Ülkelerin hissiyatını tek başına meydanlar yansıtmaz. Meydan görüntüleri yanıltıcı olabilir. nbsp;
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...