Erdoğan'ın dünürü Ayasofya'daki ilk Cuma'da

- Güncelleme:
Erdoğan'ın dünürü Ayasofya'daki ilk Cuma'da

GÜNDEM Haberleri

Ayasofya'da 52 yıl sonra kılınan ilk Cuma namazına Başbakan Erdoğan'ın dünürü Sadık Albayrak da iştirak etti.

Ayasofya'dabugün Cuma namazıyla birlikte resmi açılış gerçekleştirildi. Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünürü gazeteci – yazar Sadık Albayrak başta olmak üzere yaklaşık 600 kişi Ayasofya'nın içini ve arka bahçesine serilen halıların üzerini doldurdu. Ayasofya'nın çan kulesine yerleştirilen hoparlörlerden de bugün ilk kez sala ve ezan yayını yapıldı. Ayasofya'da 52 yıl sonra kılınan ilk Cuma namazından önce Trabzon Müftüsü Veysel Çakı, Cuma hutbesini verdi, ardından namazı kıldırdı. Bu arada Sema Kotaman adlı kadın hutbe sırasında cemaatin girdiği kapıya geldi ve hocaya soru sormak istediğini söyledi. Hutbenin bitmesini bekleyen kadına cemaat tepki göstermeye başlayınca, sivil polisler devreye girdi. Hutbe bitince kapıdan içeriye doğru "Hoca efendi bir soru sorabilir miyim?" diye iki kez bağıran kadın cevap alamayınca, Ayasofya'dan ayrıldı. Bu sırada dışarıda namaz kılmak için oturan cemaatten bazı kişiler de kadına tepki gösterdi.
İLK CUMAYI KILANLARA LOKUM VE ÇİKOLATA
Cuma namazının ardından Ayasofya'dan ayrılan cemaate Vakıflar Genel Müdürlüğü görevlileri tarafından içinde lokum ve çikolata bulunan paketler hediye edildi. Ayasofya'yı ziyaret etmek için gelen turistler de namaz kılanları izledi ve fotoğraflarını çekti.
GENEL MÜDÜR'DEN HEMŞEHRİLERİNE SİTEM
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, namaz öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 50 yılı aşan bir zaman sonra ilk defa Ayasofya'da Cuma namazı kılınacağını belirterek, şunları söyledi:
"İki yıl önce İznik Ayasofya camisini açarken demiştik ki; '90 yıl sonra burada yine Allah nidalarının yükselmesinden son derece memnunuz.' 50 yıl sonra bu mabette de Allah nidalarının yükselmesinden memnunuz. Genel Müdürlük olarak vazifemiz vakfedilen şartlara uygun olarak o yerlere fonksiyon vermek. Ben buralıyım. Üzülerek söylemek istiyorum, Ayasofya camisiyle ilgili hemşehrilerimin süreçte gösterdikleri tavır hakikaten beni üzdü. Bunu sitem olarak değerlendirin. İznik Ayasofya camiini açtığımızda orada da tepki oldu ama bu tepkiler dava açma sürecine gitmedi.
Oysa orası Hıristiyanlar için daha önemli bir mabet. Başbakan Yardımcımız geçen yıl Ramazan'da buranın ibadete açılacağını açıkladı. İlk karar verdiğimiz günden itibaren destek veren de tepki gösteren de oldu. Bu tür yapıların çok önemli bir talihsizliği var. Bu yapılar ibadethane olarak inşa ediliyorlar, ama bir dönem geliyor bu fonksiyonun dışında tamamen bambaşka bir amaçla müze olarak hizmet vermeye devam ediyorlar. Belki de bu yapılar için yapılacak en kötü uygulama bu. İbadethane olarak inşa ediyorsanız o fonksiyonu vermeniz gerekiyor."
BURASI UHREVİ AMAÇLAR İÇİN İNŞAA EDİLMİŞ
Adnan Ertem, Ayasofya'nın müze statüsünden çıkarılmasının Trabzon'un turist sayısını azaltacağı yönündeki eleştirilere de katılmadığını vurgulayarak, "Üşenmemiş hesap yapmışlar ve Trabzon'un yıllık 500 bin dolarlık kaybedeceğini ortaya çıkarmışlar. İbadethaneden para kazanmayı düşünen zihniyet var. Onlar için burası bir ticari müessese. Olaya tamamen duygusal bakıyorlar. Üç beş turist gelecek, bunun hesabını yapıyorlar. Dünyevi endişeler bunlar. Burası uhrevi amaç için inşa edilmiş. İnsanların ahirete yönelik ihtiyaçlarını gidermek için inşa edilmiş. Yapmamız gereken ön önemli şey şu; bu mabedi ticarileşmekten, bu insanların dünyevi endişelerine mahkum eden zihniyetten kurtarmamız gerekiyor. Ancak o zaman burayı özgürleştirebiliriz" dedi.
BURADA ÇOĞUNLUK YAHUDİ OLSAYDI
Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştürülme sürecinde tepki aldıklarını, bir çok kişinin "Müze olarak kalsın. Camiye ihtiyaç mı var?" diye eleştiri getirdiğini de hatırlatan Vakıflar Genel Müdürü Ertem, şöyle devam etti:
"İbadethanelere hayatı veren insanlardır. Buranın nüfusu Müslüman. Çoğunluk Müslümansa ibadethanenin cami olması gerekiyor. Eğer buranın çoğunluğu varsayalım ki Hıristiyan veya Yahudi olsaydı burayı müze olarak tutarlar mıydı? O arkadaşlar bu soruya 'evet' diyorsa söyleyecek sözümüz yok. Buranın tapusu Fatih Sultan Mehmet Vakfı'na ait. Bunu inkar edemezler. Mahkeme kararıyla tescil edildi. İddialar da boşuna kuru gürültü. Eğer ticari bakarsanız rızkı veren Allah'tır. İbadethaneye dönüştürüldüğünde turist azalacağı yönündeki iddia tamamen boş bir iddiadır. Ben de daha fazla insan geleceğini iddia ediyorum.
Burada bir obje sergileniyor muydu? Burası yapı olarak müzeydi. Biz yapıyı mı kaldırdık? Gelsin insanlar ziyaret etsin. Turnikeleri de kaldırdık ki insanlar daha rahat gezsin. Fresklere dokunmadık, insanlar gelip bakabilir. Sultanahmet camii de bir camidir ama açık alan müzesidir. Yaklaşımımız hamasi değil. Birilerine mesaj vermek değil. Burası bir vakıftır ve sorumluluğu bize aittir. Her vakıf malının emanet edildiği şekilde yaşatılması konusunda sorumluluğumuz var."
Ertem son olarak Trabzon'da 5 kuruluşun Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi konusunda yaptığı suç duyurusuyla ilgili olarak da, "Vakıflar Genel Müdürü de Anıtlar Yüksek Kurul üyesi. Biz ezbere iş yapmıyoruz. Bundan sonra burası için bir proje hazırlayacağız. Restorasyona ihtiyaç var. Temelinden çatısına kadar ne ihtiyacı varsa giderilmesi konusunda proje hazırlayacağız ve kurula sunucağız. Onay alınca da yapacağız. Çevre düzenlemesi de yer alacak proje içinde. Aslına uygun biçimde ibadet edilebilir, rahat gezilebilir fonksiyon vereceğiz. Yapılan suç duyurusunun çok fazla bir mahiyeti de yok bu yönden. Boşu boşuna ortalığı bulandırmak için suç duyurusu yapılıyor. İznikliler suç duyurusunda bulunmadı ama benim hemşehrilerim bulundu" ifadesini kullandı. (DHA)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...