Fedakârlığın sınırı nereye kadar uzanır?

Düzenleyen:
Fedakârlığın sınırı nereye kadar uzanır?

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Alışıldık suç filmlerinden çok farklı bir yerde duran “Soygun” (Good Time), bir ağabeyin kardeşini kurtarma mücadelesi üzerinden “Sevdiğiniz biri için neleri göze alabilirsiniz?” sorusunu soruyor.

Ustaca yapılan soygunlar, kusursuzca polisten kaçmalar, insanüstü dövüş kabiliyetleri... Her şeyin sürekli yolunda gittiği suç filmlerini sıkıcı buluyorsanız bu hafta tam size göre bir eser gösterime giriyor. Benny ve Josh Safdie kardeşlerin yeni filmi “Soygun” (Good Time) biri zihinsel engelli iki kardeşin, bitmek bilmeyen bir gecede yaşadıkları farklı soygun hikâyesini mevzu ediniyor. Filmin başrollerinde, Alacakaranlık serisinden hatırladığımız Robert Pattinson’ın yanı sıra Jennifer Jason Leigh ve Barkhad Abdi yer alıyor.
HER ŞEY KARDEŞİM İÇİN
“Soygun”da, Newyork’un karanlık sokaklarına dalarak, hayatın sillesini yemiş iki kardeşin hayatına dâhil oluyoruz. Connie Nikas, akli problemleri olan kardeşi Nick’le birlikte şehirdeki bir bankayı soymaya kalkıyor. İki kardeş, girdikleri bankadan bütün tecrübesizliklerine rağmen bir kaç bin dolar almayı başarıyor. Ardından aksaklıklarla dolu ve oldukça gerçekçi bir kovalamaca başlıyor. Ta ki çantalarındaki boya spreyi patlayıp, yüzleri gözleri kırmızıya boyanana kadar. İkili, göstere göstere kanundan kaçmaya çalışırken, zihinsel engelli Nick heyecanlanıp yakayı ele veriyor. Ağabeyi ise kaçıp, paraları kurtarıyor ancak aklı kardeşinde kalıyor. Connie, bu noktadan sonra âdeta bir ağabeyin hapishaneye tıkılan kardeşi için neler yapabileceğinin destanını yazmaya başlıyor. Ne yapıp edip kardeşini esaretten kurtarmanın yolunu arıyor. Ağabey Connie, önce kardeşini kefaretle dışarıya çıkarmaya çalışıyor, hastaneye yattığını öğrenince oradan kaçırmak için yorucu bir mücadeleye girişiyor. Ve gerilimin ile dramın iç içe geçtiği bir 100 dakika seyrediyoruz..
Tempo, seyirciyi yorgun düşürecek
Yakın çekimler, kasvetli ortamlar ve ölümcül bir dövüş sahnesiyle ‘Soygun’ (Good Time) asla düşmeyen bir tempo ortaya koyuyor. New York sokaklarında geçen filmde, sayısız karakterler eşliğinde oradan oraya taşınan bir kaçış var. Nihayete ermeyen bir gecede geçen bu kaçışı neon ışıklar aydınlatıyor ve müthiş bir görsellik meydana geliyor. Bu defa Amerikan şehirlerinin pek de temas edilmeyen yüzünü görüyoruz. Hukuku ve düzeni derin bir şekilde sorgulamaya koyulan film “Sevdiğiniz biri için neleri göze alabilirsiniz?” sorusu üzerinden seyirciyi düşünmeye sevk ediyor. Fakat Safdie kardeşlerin her filminde olduğu gibi yine kendinizi kötü hissediyorsunuz. Oyunculukların üst düzey olduğu filmde “Alacakaranlık” serisinde hayalî bir karaktere dönüşen Robert Pattinson da, belki de kariyerinin en iyi oyunculuklarından birini sergiliyor. Sinemanın sarsıcılığının müşahhas bir numunesi olan ‘Soygun’, temposuyla herkese hitap etmese de yılın en orijinal filmlerinden biri olarak adını yazdırmayı başarıyor.  

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...