Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Kestane işçilerinin zorlu mesaisi

Düzenleyen: / Kaynak: AA
Kestane işçilerinin zorlu mesaisi

YAŞAM Haberleri  / AA

Türkiye'de kestane üretiminin en fazla olduğu Aydın'da, hasada başlayan erkekler, ağaçlar üzerinde cambaz gibi hareket ederken, kadınlar da yere düşen dikenli ürünleri topluyor.

Sultanhisar ilçesindeki çoğu üretici, kestane hasat sezonu başlamadan 2-3 ay önce yaklaşık bin 500 rakımlı yaylalara göç edip yılın 6 ayını burada geçiriyor.

Gün doğumuyla yaşları 30 ila 60 arasındaki ağaçların bulunduğu bölgeye giden erkekler, güvenlik önlemi olmadan çıktıkları ağaçlardan sırıklarla kestaneleri yere düşürüyor.

Kadınlar da ellerine giydikleri eldivenlerle dışı dikenli kestaneleri yerden tek tek toplayıp yanlarında taşıdıkları çuvala ya da sepete dolduruyor.

Kadınların topladığı kestaneler yine erkekler tarafından çuvallarla temiz bir bölgeye taşınıyor. Üzeri otlarla örtülen kestaneler sulama işleminin ardından 15-20 gün kurutulmaya bırakılıyor.

Kurutulan kestaneler daha sonra özel bir makineden geçirilip temizlendikten sonra satışa hazır hale getiriliyor.

İtalya'ya kestane gönderiyorlar

Sultanhisar Ziraat Odası Başkanı Bilal Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aydın'da üretilen kestanenin kaliteli olduğunu, gıda piyasasına en uygun ürün tipinin burada yetiştiğini belirtti.

Ağustos ayındaki doludan dolayı geçen yıla göre rekoltede düşüş yaşandığını dile getiren Tarhan, "Türkiye'deki 65 bin tonluk kestane üretiminin 25 bin tonu burada üretiliyor. İnce kabuklu ve kolay soyulduğu için tercih ediliyor. İç piyasada en çok Bursa'ya mal satıyoruz. Yaklaşık 3 bin 500 ton kestaneyi ihraç ediyoruz. Bu ihracatın yüzde 50'sini İtalya'ya gönderiyoruz." diye konuştu.

Ağaç üstünde cambazlık yapıyorlar

Cevat Karaman, 25 yıldır ağaçlara çıkıp sırıkla kestane düşürdüğünü anlatarak, "Bu aslında çok zor bir iş. Herkesin yapacağı bir iş değil. Ağacın başına çıkınca çok zorlanıyoruz. Yukarıda dengede durmak gerçekten çok zor. Bir bakıma cambazlık yapıyoruz. Ama sonuçta ekmek parası mecburuz." dedi.

24 yaşındaki Yeliz Kılınç, iki çocuğu ve eşiyle mayıs ayının sonunda yaylaya geldiklerini, yılın 6 ayını burada geçirdiklerini anlattı.

"Elimiz, kolumuz, belimiz her yerimiz ağrıyor"

Günfer Altıntaş da mesailerinin sabah namazından sonra başladığını belirterek, "Zorlu bir güne 'Merhaba' diyoruz. Çalışırken elimiz, kolumuz, belimiz her yerimiz ağrıyor. Çünkü sürekli eğiliyorsunuz. Özellikle kestanenin dikenli olması bizi çok etkiliyor." diye konuştu.

Düzenleyen:  - YAŞAM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...