Arınç'tan dövizli askerlik müjdesi

Arınç'tan dövizli askerlik müjdesi

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Haberleri

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dövizli askerlik bedelinin 10 bin auro'dan 6 bin euro'ya düşürüldüğünü açıkladı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu'nun ardından yaptığı açıklamada Dövizli askerliğin 10 bin Avro'dan 6 bin Avro'ya düşürüldüğünü açıkladı. Dövizli askerlik açıklamasının ardından Arınç konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Milletvekilleri hakkında yargısal sürecin başlamasını talep ediyoruz. TBMM çalışma kararı aldı, 100'den fazla kanunu görüşmeye başladı. Bu çalışmaları MHP ve CHP engellemeye kalktı. Şüphesiz parlamentoda partilerin engelleme hakkı kutsaldır, ama bunlar fiili saldırılara dönüşmemelidir. Evvelsi günü yaşanan olaylarda CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşları sayın Başbakan yardımcısına fiili saldırıda bulunmak üzere masasına kadar gelmişlerdir. Olayda bir sayın milletvekilimizin kaşının yaralandığını, gözünün zedelendiğini biliyoruz. Birkaç kişi daha özellikle bu tür tartışmalarda vurucu kişiler olarak yer almakta, Meclis'i bir kavga alanı haline dönüştürmeye çalışmaktadır. Sayın Genel Başkanların tartışmaları salmdırıya götüren milletvekillerini en azından cezalandırılması ve Meclis'te bu görev verilmemesi gerekmektedir. Bu isimler gibi pekçok isimler daha önce mahkemeyi de basmışlar, pekçok olaylara karışmışlardır. Bu Meclis'e yakışmıyor, milletvekilliğine yakışmıyor, milletimizin de tasvip ettiği bir olay değildir.
Mısır'da bu sabah yaşanan acı olaylar gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı Muhafızlığı önünde sabah namazı kılarken ateş açılması suretiyle 60'a yakın insanın hayatını kaybettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu gösterilere karşı silah kullanılması, kendi halkına yöneltilen bu silahların ölümlere yol açması, darbe yoluyla iktidara gelenlere bence büyük bir ibret olmalıdır. Halkına silah doğrultan, meşru hükümeti, cumhurbaşkanını deviren anlayışı şiddetle kınıyoruz. Hükümetimiz bu konuda ilkeli tavrını sürdürmüştür, bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. Türkiye bu onur verici tutumuna devam edecektir. Bu darbeyi yapanlara karşı birkaç defa seslendiğimizi, siyasal amaçla gözaltılarının olmaması, şiddetten uzak durulması, bir an önce meşru seçimlere gidilmesi, tutuklu ve gözaltında bulunanların hemen serbest bırakılması taleplerimizi tekrarlayacağız.
Türkiye'nin açık ve net tavrı devam edecektir. Şüphesiz uluslararası baskıların arttırılması amcıyla Türkiye olarak çalışmalar yapıyoruz. ABD, Avrupa Birliği, Afrika Birliği ile çalışmalar yapıyoruz. Bugün İsveç Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları, buna destek olacak başka ülkelerdeki dışişleri bakanlarının açıklamalarını yarından itibaren çok daha bütünleşmiş olarak göreceğiz. Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanımız sürekli bir iletişim içerisindedir. Arap ülkeleriyle temaslar devam etmektedir. Liderlerin serbest bırakılması, hemen erken seçime gidilmesi, sayın Mursi'nin Cumhurbaşkanlığına geri dönmesi gibi taleplerimizi bütün ülkelerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Mısır'da olan bitenlere destek açıklaması yapan ülkelere de bunun yanlış olduğunu söylemeye devam ediyoruz. Mısır'da olağan hale dönülmesi konusundaki çabalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler tarihten gelen köklü ilişkilerdir. Geçmişten bu yana yaşadığımız ortak değerler itibarıyla Türkiye ile Mısır birbirinin ayrılmaz parçasıdır. Mısır'ın meşru seçilmiş Cumhurbaşkanı ve hükümetleri ile dayanışmamazı sürdüreceğiz. Anayasa Mahkemesi iken Cumhurbaşkanı yetkilileri ile donatılan kişinin durumu, ikincisi Baraday ve ondan sonra geldiği ifade edilen kişinin durumunun netleşmemesi. Selefiler'in Nur Partisi'nin ileri gelenleri de bu sabah yaşananlardan sonra darbecilerle birlikte olmaktan ayrıldıklarını belirtmişlerdir. Bu toplantılar halkın kitlesel olarak katıldığı toplantılara dikkat edilirsek sayıların 1 milyonu aştığı gözlemlenmektir. Bu olaydan sonra Tahrir Meydanı'nda darbeyi alkışlayanlar arasında gittikçe azalma meydana gelmiştir.
İşbaşına geldiğini zanneden hükümete karşı şu anda ekstra bir yaptırım uygulamamız sözkonusu değildir. Ortada flu bir durum vardır. Her gün her an süratle değerlendirmekteyiz.
Sayın Mursi seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Türkiye'ye dost bir insandır. Ne var ki darbeyle görevinden uzaklaştırılmasıdır. Böyle birisinin Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu anda bunu değerlendirmek bize düşen ahlaki bir görevdir. Ama ne kendisinden böyle bir talep gelmiştir ne de başkasından böyle bir ihtiyaç dillendirilmiştir.
Gezi Parkı zamanında çok konuşuldu, değerlendirildi. Bugünkü Bakanlar Kurulu'nda görüşülmedi, görüşülmeye değer bir konu da değil.
Elinde bir pala, bir satır olan herkesi korkutan, kimisine tekme atan bir görüntü korkunç bir görüntü. Bunu meşru kabul etmek, hafif görmek farklı anlamlar yüklemek kesinlikle doğru değil. Bu kamu düzenini bozan bir harekettir. Bunu kim yaparsa yapsın TCK'da mutlaka bir karşılığı vardır. Uzun süre ekranlarda kalmıştır, polisin müdahalesi daha sonra olmuştur. Savcılık tutuklama talebiyle göndermiş, daha sonra mahkeme serbest bırakmıştır. Savcıların herkesin alabildiği eleştirildiği bir Türkiye'deyiz. Neden serbest bırakılmıştır, adli kontrol mekanizması niçin uygun görülmemiştir derseniz bunu hakime sormak lazım. Böylle bir hareket karşısında herkesin bunu telin etmesi, saldırgan hakkında yargının süratli bir karar vermesi gerekir. Niçin serbest bırakılmıştır, bunlar herhalde mahkemenin bildiği hususlardır. Hükümetin görevi değildir."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...