12.01.2012 - 01:00 | Son Güncelleme: 12.01.2012 - 01:00
Engel bir
değil ki!
Londra Olimpiyatlarına vize alan milli okçumuz Erdoğan Aygan, engelli sporcuların sıkıntılarını ve beklentilerini arkadaşımız Hüsamettin Acarla paylaştı.
RÖPORTAJ
Hüsamettin ACAR
Şike ve teşvik primleriyle oldukça örselenen Süper Ligde sıradan bir futbolcu 1 milyon euro transfer ücreti alırken, engelleri aşmaya, olimpiyatlarda madalyaya ulaşmaya çalışan milli atletimiz Erdoğan Aygana reva görülen 500 TLlik maaş, sporumuzdaki yaman çelişkiyi gözler önüne seriyor.
ERDOĞAN AYGAN 1979 doğumlu bir sporcu... 2001de motosiklet kazası geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. 3 yıl önce okçuluk sporuna başladı. Kendisini sandalyeye bağlayan kazadan 2009a kadar geçen süreyi ise hiç anmak istemiyor. Kabullenmek zordu. Çok hareketli bir hayattan tekerlekli sandalyeye bağlanmak ne demek bilir misiniz? diyor. Spora başladıktan kısa bir süre sonra milli sporcu olma başarısını göstermiş. Hikâyesi kısa, ancak hedefleri büyük... Tabii ki, o kadar da kolay değil bir engelli atlet olarak engelleri aşmak...
ENGELLERİ AŞMAK ZOR
İSTANBUL Okçuluk Spor Kulübünün, Bayrampaşa Çetin Emeç Stadının altında 150 metrekarelik izbe bir salonu var. Hani salon denirse... Erdoğan ARW1de Türkiye şampiyonu. 2012 Londra Paralimpik Olimpiyatlarında ülkemizi temsil edecek 3 okçudan, dünyada ise 28 sporcudan biri... Londrada yarışacak kendisi gibi engelli diğer okçularımız ise Doğan Hancı ve Abdullah Şener. Olimpiyatlarda madalya beklediğimiz bu sporculara 500 TL harçlık (pardon) aylık veriyoruz. Bu engelli sporcularımız, rakipleriyle yarışmak için önce kendi sıkıntılarıyla yarışmak zorunda kalıyor. Sıkıntılar çok... Bir dokunduk, bin ah işittik...
TAKSİLER BİZİ ALMIYOR
HAFTANIN 5 günü ve 4-5er saat bu salonda, bazen de açık alanda çalışmalarımı sürdürüyorum. Keşke imkanlarım olsa da her gün 10 saat çalışabilsem... Olimpiyat ateşi, olimpiyat madalyası bana engellerimi unutturur, ancak aşamadığım imkânsızlıklar da var. Bizlere göre bir ulaşım aracı yok. Hiçbir taksi bizim gibi engellileri aracına almak istemiyor. Bu yüzden de sokağa çıkınca moralim bozuluyor.
YOK MU BİR SPONSOR?
OLİMPİYATLARA 5 ay kadar bir süre var. İmkânlarım oldukça kısıtlı. Devlet, milli sporcu olduğum için bana 500 lira maaş ödüyor. Bu para ile gerekli gıda takviyesi yapmak, buraya gelip gitmek oldukça zor. Koskoca İstanbulda, binlerce firmanın olduğu bir şehirde bir sponsor bulamadım. Milli kamplarında toplu olarak ve hocalar eşliğinde çalışıyoruz. Diğer zamanlarda ise kendi imkânlarımla...
HER ŞEY ALEYHİMİZE
SPORLA hayata tutunuyorum. Büyük zamanım bisikletin üzerinde geçiyor. Kendimi geliştirmek istiyorum. Ülkemizde bunun altyapısı yok. Ulaşım, yeme, içme ve diğer ihtiyaçlar asgari düzeyde. Bu şartlarda bir de engelli olmayan sporcularla yarışıyoruz. Hedefim olimpiyatlarda ülkeme madalya kazandırmak. Bunu yapabilirim, kendime güvenim var. Ancak sıkıntılar önümde aşılmaz bir duvar gibi...
ŞİMDİ MADALYA ZAMANI
2010DA ARW-1 Makaralı Yay Büyük Erkekler Türkiye şampiyonu oldum. 2011de İngilteredeki bir uluslararası şampiyonada Londra Olimpiyatları vizesini aldım. Şimdi madalyası için çalışma zamanı. Ben bir omurilik felçlisiyim. Haftanın belli günlerinde Bayrampaşa Belediyesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavi görüyorum. Devletimden ilgi bekliyorum. Benim gibi sporculara daha verimli ortamlar sağlasınlar ve ondan sonra bizden madalya beklesinler.
SIKINTIMIZ DAĞLAR KADAR
Londra Olimpiyatlarına vize alan milli okçumuz Erdoğan Aygan, engelli sporcuların sıkıntılarını ve beklentilerini arkadaşımız Hüsamettin Acarla paylaştı.
> FOTOĞRAFLAR - Cemil SAĞLAM