'Su diyeti, çılgınca'

Ziyneti Kocabıyık

Kilo vermenin hızlı ve sağlıksız yollarına bir yenisi daha eklendi. Yurt dışında çıkan ve “Waterfast” yani “Su diyeti” olarak adlandırılan bu diyette adından da anlaşılacağı üzere hiçbir şey yenmiyor ve sadece su içiliyor. Bu diyeti yapanlar kişisel tecrübelerini sosyal medyada #waterfast hashtag’i ile paylaşıyorlar. Bu diyetin kaynağı bilinmese de Instagram’da #waterfast hashtag’i altında 17 bin 600’ün üzerinde paylaşımın gerçekleşmesi, kısa sürede çok kilo vermek isteyenlerin ilgisini çekeceğe benziyor. Ancak uzmanlar, bütün tek besin diyetleri gibi su diyetinin de sağlığa zararlı olduğunu belirterek, bunun bir diyet yöntemi olarak kullanılamayacağı konusunda ikazda bulunuyorlar. 
Bu tür diyetlerin “Arınma diyetleri” şeklinde pazarlanarak çok masumane gösterildiğine ve insanların özendirildiğine dikkat çeken İç hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya “Kesinlikle tıbbi ve sağlıklı diyetler değildir. Tek yönlü diyetler yeme bozukluğuna sebep olur. Bu diyetin arkasından Anoreksiya, Bulimia veya binge eating tarzı yeme davranış bozuklukları tetiklenebilir. Bu tür diyetlerde çok hızlı kilo kaybını sayısal olarak görseniz bile verilen kilolar yağlardan değil vücuttan kas ve su kaybı olarak gerçekleşir. Bu diyetler bırakıldığında ise çok hızlı kilo artışı ortaya çıkar” dedi.

Bu tür “hızlı”,”çabuk” gibi kelimeleri içeren zayıflama ve beslenme trendlerinin insan ve toplum sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulayan Türkiye Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kurt Mutlu ise bu konu ile ilgili “Su diyeti diye adlandırabileceğimiz uygulama zayıflama trendleri arasına girmiş durumda. Ancak birçok kişi bu diyetle sağlığını riske atmaktadır. Bu uygulamayı bilimsel olarak tavsiye etmek mümkün değildir” ikazında bulundu.

"KALP KRİZİNE SEBEP OLABİLİR"

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya su diyetinin sağlığa etkilerini şöyle sıraladı:

- Çok fazla su içmek kanın yoğunluğunu bozar vücutta elektrolit dengesizliği yaparak tuz düşmesine bu durumda başta beyin ödemi ve kalpte ritim problemleri ortaya çıkarır. Bayılmalar, kusmalar, hâlsizlik gibi ciddi problemler ortaya çıkarabilir.
- Hatta elektrolit dengesizliği kalpte ritim problemleri oluşturarak ani ölümlere yol açabilir.
- Çok fazla su içmek böbreğin dilüsyon yani seyreltme yeteneğini bozarak ciddi böbrek hastalıkları ortaya çıkabilir.
- İnsan vücudunun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein ve yağ yeteri kadar tüketilemediği için vücutta beslenme problemleri ortaya çıkar. Yani kaslarda erime, dikkat kusurları, hafıza bozuklukları meydana gelir.
- Bu diyetle birlikte yeteri kadar lif alınmadığı için kabızlık ortaya çıkar. Bağırsak hareketleri çok yavaşlar. Bazı kişilerde ise tam tersi ishal atakları oluşturabilir. Sık tuvalete gitmekten günlük rutinleri bozulur.
- Bu diyetler uzun vadede yapılırsa demir eksikliğine bağlı saç dökülmesi, kalsiyum eksikliğine bağlı kemik erimesi, potasyum ve magnezyum dengesizliğine bağlı kas yorgunluğu ve krampları ortaya çıkabilir.
- B ve C grubu vitaminler çok fazla kaybedileceği için bağışıklık sistemi zayıflar. Gribal enfeksiyonlar çok sık görülür.

"DENGEYİ BOZMAMAK GEREKİR"

Sağlıklı beslenmenin her besin grubunun belirli ölçülerde tüketildiği beslenme şekli olduğuna işaret eden Dyt. Esra Mutlu Kurt, su diyetini değerlendirirken, “Beslenme ve diyet bilimi açısından bu tür uygulamalar ketojenik diyet kavramı ile açıklanmaktadır. Yani vücudun, özellikle de beynimizin enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için gerekli olan karbonhidratların aşırı veya tam olarak kısıtlanması ile vücudumuzdaki yağ ve kas dokularından enerji elde edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu durumda meydana gelen değişiklikler ise şunlardır: İlk olarak kaslarımızda bulunan karbonhidratlar enerji için kullanılır. Sonraki günlerde ise kas ve yağlarımız enerji ihtiyacımızın karşılanması için kullanılmaya başlar. Bu tür diyetler kas kaybı ile sonuçlanır. Hızla verilen kilolar daha sonra yine hızla geri alınır” dedi. 

"KAN ŞEKERİ DÜŞER"

Diğer yandan kan şeker dengesinde problem olan ve medikal tedavi alan kişilerin bu tür beslenmesi sonucu kan şekerinde düşüklük meydana gelebileceğine işaret eden Mutlu, bu durumun ciddi ve kalıcı hasarlara sebep olacağını belirterek “Ayrıca vücudumuzda bulunan sıvı dengesi ile kan akışımızın bir dengesi söz konusudur. Vücut dengesinin bozulmasıyla birlikte baş ağrısı ve baş dönmesi gibi problemler görülür” diye konuştu.