Sabır abidesi mübarek şehide Maşita Hatun

Sabır abidesi mübarek şehide Maşita Hatun

RAMAZAN 2013 Haberleri

Fırına atılan bebeğin sesi taş kubbede çınlar, 'Anne, Cennet nimetleri pek yakınında. Ablamla birlikte seni bekliyoruz. Bak, huriler karşılamaya hazırlanıyorlar!..'

Maşita Hatun Firavun'un sarayında ağırlığı olan bir kadındır, kolay mı koca prensese dadılık yapar.O gün de kaprisli kızın kaşını gözünü boyar, ıtırlı merhemlerle cildini ovar. Tam sıra saçlarına gelmiştir ki tarağı düşe yazar, o telaşla ağzından besmele-i şerif çıkar.
Kız şaşırır ve "dadı o söylediğin kimin adı" diye sorar.
Maşita Hatun "seni, beni, babanı ve bütün kâinatı yaratan Allah'ın adını andım" der, "şüphesiz onun adıyla başlanan işler hayırlı olurlar."
- Yani babamdan başka ilah mı var?
- Babanız sadece bir melik. Ona melikliği veren de yüce Allah!
- Babamın tanrılığını inkâr ediyorsun ha?
- Elbette, o sineğin kanadını bile yaratamaz.
ÖNCE YARGILAMA
Kız hışımla kalkar, eteğini tuttuğu gibi taht odasına koşar. Yaratıcı olmadığını en iyi bilen Firavun'dur ama böylesi tepkilerden çok korkar. Eğer Musa'ya inananlar sarayına kadar sokulmuşlarsa... Vay gelmiş başına...
Derhal meclisini toplar, Maşita Hatunu sorguya alırlar.
İmanlı kadın göğsünü gere gere ortaya çıkar ve "İlah olmadığını sen de biliyorsun" diye haykırır, "Acizsin, fanisin, zavallısın, muhtaçsın. Anan baban gibi ölecek toprak olacaksın. Halbuki Allahü teâlâ ezeli ve ebedidir. Musa aleyhisselam onun kulu ve peygamberidir!"
Firavun çok kızar, diğerlerine ders olsun diye Maşita Hatunu saçlarından astırır ve etlerinden kan sızıncaya kadar kırbaçlar.
Aklı sıra Maşita Hatunun ayaklarına kapanıp af dileyeceğini sanır. Ancak o, "La ilahe illallah" demekten caymaz. Müşrikler kadıncağızın direncini kırabilmek için zulmü zamana yayarlar. Ellerinden ayaklarından işkence masasına çiviler ve ufak ufak uzuvlarını koparırlar. Önce tırnaklar, parmaklar...
İŞKENCE MASASINDA
Ancak hesapları tutmaz imanlı kadın asla geri adım atmaz. Firavun çaresiz kalınca Maşita Hatunun 5 yaşındaki kızıyla üç aylık oğlunu getirtir ve çocukları üzerinden tehdide kalkar. O yine "Rabbim Allah peygamberim Musa" deyince hiddeti artar, hançerini çıkarıp küçük kızın boğazına dayar. Maşita Hatun yolundan dönmeyince çileden çıkar, kızcağızı gırtlaklar, kanını avuçlayıp anasının ağzına burnuna çalar.
Düşünün dilinizde ılık ılık, köpük köpük kan...
Biricik evladınızdan...
Maşita Hatun buna rağmen imandan ayrılmaz. Bu kez bebeği getirtir, göğsüne yaklaştırırlar. Kaç gündür aç kalan yavrucak anasının kokusunu alır, neşeli mırıltılarla meme aranmaya başlar. Hani bir anne için en dayanılmayacak an.
Firavun bebeği ansızın bacaklarından yakalar harıl harıl yanan fırının kapağını açar. "Ya bana tapınırsın!" diye hırıldar "Ya da çocuğun yanar!"
Fırında bebek, yapar mı yapar.
Şeytanın işi ne? Kırk kılığa girip vesvese vermeye başlar. Acaba Maşita Hatun, Firavun'un söylediklerini onaylar gibi görünse de imanını mı saklasa?
Ancak bebeği dile gelir ve "Hayır anne" diye bağırır. "Sabreyle! Cennetle aranda bir adım mesafe kaldı o kadar!"
Firavun bebeği susturamaz, tuttuğu gibi fırına atar. Ama ses eksilmez artar, sanki alevler dile gelir, çın çın kubbede çınlar: "Anne, Cennet nimetleri yanı başında. Ablamla birlikte seni bekliyoruz. Bak huriler karşılamaya hazırlanıyorlar!.."
PERDELER KALKINCA…
İşte o anda gözünden perdeler kalkar, Maşita Hatun manevi makamını görür ve gülümsemeye başlar. Hadiseye şahit olanların Hazret-i Musa'ya inanacağından korkan Firavun, kadıncağızın kafasını kopartır. Ama fırından gelen seslere mani olamaz. Milleti dışarı çıkarır, sahneyi noktalamaya bakar.
Firavun uzun süre hadisenin tesirinden kurtulamaz…


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...