Ankara, Kudüs için yeni süreci başlatıyor

Ankara, Kudüs için yeni süreci başlatıyor

GÜNDEM Haberleri

Kudüs krizini başından beri büyük bir titizlikle yöneten Ankara, bu aşamada hem İslam İşbirliği Teşkilatından hem de Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan istediği sonucu almayı başardı. Ankara, şimdi yeni süreç başlatıyor. İşte atılacak adımlar: Filistin'in devlet olarak daha çok ülke tarafından tanınması, Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıyanların artırılması, Kudüs ekonomisinin güçlendirilmesi, İİT'nin barış sürecine dahil edilmesi, iki devletli çözümün kabul edilmesi.

Yücel KOÇ

ABD'nin Kudüs ile ilgili bir karar alabileceği yönünde bir haber Ankara’ya 1-2 Aralık günü gibi geldi. Ankara bunun doğruluğunu araştırmaya başladı. Bu arada Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster ile temas kurmak üzere hemen harekete geçti. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, telefonla McMaster’a ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etme yönünde bir karar alıp almayacağını sordu. McMaster "Trump'ın böyle bir niyeti var. Birkaç gün içinde bu açıklamayı yapacak" dedi.

WASHINGTON'A İLK TEPKİ
Ankara Kudüs'le ilgili olarak ilk tepkisini daha o telefon görüşmesinde verdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden üst düzey bir yetkili “Bakın, bu büyük bir hata olur. Sadece İslam dünyasından değil, bütün dünyadan tepki gelir. Bunu kestirebiliyor musunuz” diye uyarıda bulundu. Ancak McMaster geri adım atmayacaklarını belirterek, barış sürecine katkı sağlayacağını ileri sürdü. Bunun üzerine sözkonusu Türk yetkili, böyle skandal bir kararın Filistin-İsrail barış sürecine nasıl katkı sağlayacağını sordu. Aynı Türk yetkili, daha da açık bir dille McMaster'a şu uyarıyı yaptı: Bunu barış sürecinin ilk adımı, diye planlıyorsanız, barış süreci baştan ölü doğar.

ANKARA HAREKETE GEÇİYOR
Görüşmenin ardından, Ankara hemen uluslararası alanda harekete geçti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bazı ülkelerle görüşme yaptı. Elde edilen bilgiler doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. Erdoğan “ABD böyle bir yola girerse tanımayacağımızı açıklayacağız. Hemen İslam İşbirliği Teşkilatını olağanüstü toplantıya çağıracağız ve ardından konuyu Birleşmiş Milletlere taşıyacağız. Hemen görüşmelere başlayalım” talimatını verdi. Erdoğan 20’ye yakın devlet lideri ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Başbakan Binali Yıldırım da mevkidaşları ile temasa geçti.

PAPA İLE NASIL GÖRÜŞÜLDÜ?
Cumhurbaşkanı'nın görüşmeleri İslam dünyası liderleri ile sınırlı kalmadı. Erdoğan, Hristiyanların dini lideri Papa ile de görüşmek istedi ve “Hemen telefon irtibatı kurulması” talimatını verdi. Papa ile telefon görüşmesi, Erdoğan Yunanistan’da iken, Yunan Cumhurbaşkanı’nın onuruna vereceği yemekten hemen önce gerçekleşti. Erdoğan, Türkiye’nin tepkisini iletti. Papa da kararın yanlış olduğunu düşündüklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı, Papa’yı İslam İşbirliği Teşkilatının olağanüstü zirvesine katılmak üzere İstanbul’a davet etti. Papa ise, "yoğun programı sebebiyle katılamayacağını ancak açıklamaları ile destek vereceğini" söyledi. İslam İşbirliği Teşkilatının olağanüstü toplantısına Ankara’nın beklentisinin üzerinde katılım oldu.

RUS LİDER PUTİN NE DEDİ?
 Kudüs'le ilgili süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir defa yüz yüze bir defa da telefonda görüşme gerçekleştirdi. Putin, İstanbul'da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatının olağanüstü toplantısı için “Bu konu çok önemli, normalde büyükelçi gönderiyoruz ama bu sefer bakan yardımcısı göndereceğiz” dedi.

ZİRVE GÜNÜ ABD’YE TELEFON
İslam İşbirliği Teşkilatının olağanüstü toplantısının olduğu gün, baştan beri sürecin içerisinde olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki üst düzey bir Türk yetkili ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster bir telefon görüşmesi daha gerçekleştirdi. Ancak McMaster'ın asıl arama sebebi Ankara'nın kendisine yönelik bir açıklamasıydı. Çünkü Ankara'nın Kudüs olayı ile ilgili olarak liderliği üstlenmesinin ardından McMaster “Türkiye ve Katar radikal ideolojilerin yeni sponsorları oldu” diye bir açıklama yaptı. Türkiye de, bu tepkiye sert tepki gösterdi, hatta Türk yetkilileri McMaster ile görüşmek istediklerini Washington'a bildirdi. İşte McMaster bunun üzerine Ankara'ya telefonla dönüş yaptı.

KESİNLİKLE REDDEDİYORUZ
McMaster ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki üst düzey Türk yetkili telefonda görüştü. McMaster ilk olarak, İstanbul'da gerçekleşen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesini sordu. Türk yetkili “Ne bekliyordunuz? Çok güçlü bir karar çıktı. Kudüs herkesi birleştirdi. Herkes aynı masada oturdu, aynı bildiriye imza attı” cevabını verdi ve şöyle devam etti: “Kudüs'le ilgili olarak kararınızı kesin olarak reddediyoruz. Aynı zamanda önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler sürecini de başlatıyoruz."

ANKARA VETOYA HAZIRDI
Kudüs olayı ilk olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK)  geldi. Ancak bütün dünya gibi Ankara da BMGK'dan çıkacak sonucu biliyordu. Çünkü oylama öncesi tablo hemen hemen ortaya çıkmıştı. Yani Ankara BMGK'da sonucun “14'e 1” çıkacağını öngörmüştü. ABD, BMGK'ya tek başına karşı koymuş ve kararı veto etmişti. Ankara bu sonuca hazırlıklıydı hatta bu sonucun “iyi bir netice olduğu” değerlendirmesinde bulunuldu. Ankara “Bu veto ile ABD dünyada yalnız kalacak" yorumunu yaptı. ABD'nin bu vetosu bir anlamda istemeye istemeye de olsa Türkiye'nin elini güçlendirmek anlamına geliyordu. Ankara, bu sefer BMGK'nın hemen ardından toplanacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gereken zeminin oluştuğunu gördü. Bunun üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile BM Genel Kurulu'na yönelik lobi süreci faaliyetleri başlatıldı.

SUUDİLERİN GERÇEK TAVRI
Başkan Trump’ın karardan önce Ürdün ve Suudi Arabistan’ı aradığı biliniyordu. Suudi Arabistan'ın o görüşme sonrası yaptığı açıklamada ve Türkiye’ye gelen bilgide Suudi Kral'ın Başkan Trump’a, “Kudüs kararının yanlış olacağını” ifade ettiği yer alıyordu. Sözkonusu süreçte Suudi Arabistan Kralı ile Erdoğan’ın da bir görüşmesi oldu. Kral, Erdoğan'a “Bu konuda esneklik yapmamız mümkün değil” ifadesini kullandı.

BM KARARI NASIL İZLENDİ?
BM’de oylamanın olacağı gün Ankara’ya Amerikalıların tek tek ülkeleri arayıp, tehdit ettiği haberi geldi. Bunun öncesinde Ankara’nın beklentisi 140-150 gibi bir ülkenin tasarıya "EVET" demeseydi. Ancak Trump'ın tehditleri bu sayıyı aşağıya düşürebilirdi. Ankara'daki son durumla ilgili değerlendirme bu yönde yapıldı ve "evet"lerin sayısı ile ilgili tahminler de biraz aşağıya çekildi. Oylama için New York'ta BM'de bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Feridun Sinirlioğlu ile Cumhurbaşkanlığı yetkilileri irtibatı bir an olsun kesmiyor, süreci birlikte yönetiyordu. Çavuşoğlu ve Sinirlioğlu, ilerleyen saatlerde, nihayet Ankara'yı rahatlatan şu açıklamayı yaptı: “Şu andaki hava üçte iki çoğunluğu alıyoruz.”
Bu haber Ankara'nın moralini yükseltti.

ANKARA İSTEDİĞİNİ ALIYOR
 Kudüs krizinin en başından ABD'nin yenilgiye uğratıldığı BM zirvesine kadar geçen süreci başarılı bir şekilde yöneten Ankara, ilk hedeflerine ulaşmış oldu. Türkiye'nin özellikle İslam dünyası üzerindeki etkileri ispatlanırken, ABD'nin dünyada "yalnızlığa itilmesi" sürecin ne kadar başarılı yürütüldüğünü bir işaretiydi.
Peki bundan sonra ne olacaktı?
Erdoğan'ın “Asıl mücalede şimdi başlıyor” sözünün ardından Ankara bundan sonra nasıl bir politika izleyecekti?
Edindiğimiz bilgilere göre, Ankara'nın önümüzdeki günlerde Kudüs'le ilgili izleyeceği politika önemli merhaleleri kapsayacak.

TÜRKİYE'NİN YOL HARİTASI
İşte Ankara'nın Kudüs'le ilgili yeni yol haritası:
1- Birinci hedef Filistin Devleti’ni tanıyan ülkeleri artırmak.
2- Doğu Kudüs'ü Filistin in başkenti olarak tanıyanların sayısını artırmak.
3- Harem-i şerifin statüsünün korunması çabalarını yoğunlaştırmak.
4- Zirvede alınan kararlarda Kudüs ve Kudüslülerin ekonomik açıdan güçlenmesi ve desteklenmesi. İslam Kalkınma Bankasının bir takım fonları var, bunların Kudüs’e yoğunlaştırılması hedefleniyor. Yanı ekonomik destek artırılacak. Ürdün ile bu konuda yakın çalışılacak.
5- Yeni barış planı konusunda Ankara istişarelerini sürdürüyor. Filistin zaten ABD’nin arabuluculuğunu kabul etmiyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Arap Ligi ve ABD bu konunun içerisinde... Ancak bu dörtlü bir çözüm üretemiyor. Şimdi Ankara’nın değerlendirdiği, bu barış sürecinde İslam İş Birliği ve Avrupa Birliği üzerinden nelerin yapılabileceği konusu da önemli adımlardan biri olacak.

İKİ DEVLETTEN TAVİZ YOK
Şimdi Avrupa Birliği ve BM biraz daha inisiyatif alabilir mi sorularının cevapları aranıyor. Ancak Ankara'da bu işin ABD’siz olamayacağı gerçeği, Amerika’nın İsrail üzerinde baskı kurabilecek tek ülke olduğu tespitinden de yola çıkılarak yapılıyor. Diğer yandan Trump yönetiminin kendini barış sürecinde zora soktuğu değerlendirmesinde de bulunuluyor. İşte bu noktada Ankara ABD’nin yapabileceği önemli adımın, Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak ilan etmesi olduğunu değerlendiriyor. "Bu, ABD açısından doğru ve önemli bir adım olur" değerlendirmesi yapılıyor. Ankara'nın çok kesin bir kararı var ki o da; Orta Doğu'da iki devletli çözüm nihai olarak sağlanmadan Türkiye, ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını kesinlikle kabul etmeyecek.

İSRAİL İLE TEMAS VAR MI?
Peki bu süreçte İsrail'in Ankara nezdindeki yeri ne olacak? Cumhurbaşkanlığı ve hükûmete yakın kaynaklar, İsrail hükûmeti ile şu anda herhangi bir temas olmadığını yakın bir tarihte olmasının da beklenmediğinin altını çiziyorlar. Diğer yandan ABD ile de, Dışişleri Bakanı ya da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü seviyesinde temas olması yürütüleceğine dikkat çekiliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...