Erdoğan: İttifak için kimse limon sıkmasın

Erdoğan: İttifak için kimse limon sıkmasın

POLİTİKA Haberleri

Sudan, Çad ve Tunus'u kapsayan Afrika ziyaretinin ardından yurda dönüşte uçakta gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaset dünyası ve kamuoyunun çokça tartıştığı "AK Parti-MHP seçim ittifakı" konusunda ilginç açıklamalarda bulundu.

Yücel KOÇ

İttifak olayının liderler bazında yürütülmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, sorulara yönelik yaptığı açıklamalar şöyle:

SORU: MHP ile ittifak konusunda bir gelişme var mı?
ERDOĞAN: Şu anda gerek MHP’nin gerek ise bizim, özellikle ülkemizin millî ve yerli duruşunda bir ittifakımız var. AK Parti olarak biz millî ve yerli bir duruş ortaya koyuyoruz. MHP de millî ve yerli bir duruş gösteriyor. Ülkemizin aydınlık geleceği için ortak söylem geliştirmiş durumdayız. Bu bizi çok daha farklı, çok daha olumlu yerlere taşıyabilir. Çok aceleci olmamakta fayda var. Bu işi liderler bazında götürmekte fayda var. Bu konuda önüne gelen herkes konuşursa yanlış olur. Her önüne gelen bu konuda konuşmaması lazım. Benim partim de buna dahildir. Partimin içerisinde de zaman zaman bazıları çıkıyor, bu meseleye dair konuşuyor. Size ne kardeşim? Siz niye konuşuyorsunuz? Bu konuda kimlerin konuşacağı bellidir. Bu sürece limon sıkma gibi bir yanlışı hiç kimse yapmamalı. Bizim terörle mücadelede, ülkemizin geleceğine yönelik atacağımız adımlarda, şu anda bir kararlılığımız var. Biz bugün Şırnak ve Hakkâri’ye gittiğimizde, iki sene üç sene önceki durumla karşılaşmayıp, on binlere hitap etme fırsatı bulabilmişsek, taşlar yerine oturmaya başlamış demektir.

KILIÇDAROĞLU'NA CEVAP
SORU: CHP Genel Başkanı’nın danışmanı FETÖ bağlantısından dolayı 10 yılı aşkın bir ceza almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERDOĞAN: Hayırlı olsun.
SORU: Kemal Kılıçdaroğlu sizi Reza Zarrab ile ilgili görüş ifade etmiyor diyerek eleştiriyor. Cevap verecek misiniz?
ERDOĞAN: Kılıçdaroğlu, benim konuşma gündemimi belirleyecek kıratta değil. Biz ne zaman nerede ne konuşacağımızı gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu kendine baksın.
Yanında ne söylediğini bilmeyen o bazı tipler var, gitsin önce onlarla ilgilensin. O haddini, ceddini, kendini, neslini bilmeyen o Konya milletvekili gibi adamlarla ilgilensin. Benim gündemimde Kılıçdaroğlu yok. Ben şu anda Sudan, Çad, Tunus gibi bir ziyaretten geliyorum. Oralarda ne konuştuğumu dinleme fırsatı ve imkânı bulabildiyse, bizim nelerle meşgul olduğumuzu anlamış olmalıdır. Biz uluslararası düzeyde ülkemizi nasıl daha iyi bir noktaya taşıyabileceğmizin, uluslararası konularda Türkiye’nin düşüncesini nasıl yansıtabileceğimizin derdindeyiz. Mesela Türkiye olarak Kudüs meselesini Birleşmiş Milletler’e taşıyabildik mi? Taşıdık. Orada alınan netice ortada mıdır? Ortadadır. Biz bunu yaptık. O ise Esad’ın yanına giderken, buradan ne gibi mesaj götürürüm derdinde.

ADALET YERİNİ BULSUN
SORU: ABD’de devam etmekte olan ve sona geldiği söylenen Hakan Atilla davasının başından beri seyrine baktığınızda, muhtemel sonuçlarını değerlendirdiğinizde nasıl bir görüntü ortaya çıkıyor? Bir ceza çıkabileceği  ve bankacılık sistemi üzerinde baskı kurulacağı gibi iddialar gündeme getirildi. Değerlendirmeniz nedir?
ERDOĞAN: Sözünü ettiğiniz davada gelinen nokta itibarıyla, Hakan Atilla’nın bir suçu olmadığının bunlar tarafından da görüldüğünü düşünüyorum. Jürinin bunu görmüş vaziyette olduğuna zannediyorum. Fakat buna rağmen jüri, adeta belirsizlik içinde olduğu için karar verme konusunda da zorlanıyor, kararını veremiyor gibi görünüyor. Şimdi karar verme işini yanılmıyorsam ayın 3’üne atmış durumdalar. 3 Ocak’ta tekrar toplanacaklar. Bizim beklentimiz adaletin yerini bulmasıdır. Şu anda Halk Bankası, genel müdür yardımcılarının oradaki durumunu yakından takip ediyor; avukatlar işi yakından takip ediyorlar. Zannediyorum ki Hakan Atilla  ile ilgili süreç, bankamızın beklediği istikamette tecelli edecektir. Bizim de beklentimiz o yöndedir. Tabii ki Hakan Atilla’nın ABD’ye 7. girişinde tutuklanmış olması düşündürücüdür. Daha önce ABD’ye 6 defa giriş çıkış yapmış. Bunlarda bir şey olmayıp, yedincisinde tutuklanması tabii ki düşündürücü. Temennimiz, Hakan Atilla’nın bir suçu olmadığının oradaki mahkeme tarafından da anlaşılmasıdır.

BAZI ÜLKELER BİZİ ÜZDÜ
SORU: Kudüs ile ilgili gelişmelerden sonra, İsrail ve ABD’nin İslam ülkelerini pek de kale almadığını gösterdi. BMGK ve BM sonrası çok güzel neticeler alındı. İslam ülkelerinde birliktelik daha fazla olur mu? İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) geleceğini bundan sonra nasıl görüyorsunuz?
ERDOĞAN: Kudüs meselesinde İİT olarak İstanbul’da 13 Aralık’ta düzenlediğimiz olağanüstü zirveye temsil bakımından çok daha üst düzeyde katılım pekâlâ mümkün olabilirdi. Arap Ligi’ndeki bazı ülkelerin sanki işi ucundan tutuyormuş gibi yapmakla yetinmeleri bizi üzmüştür. Ama İslam ülkelerinin geneline baktığımızda 13 Aralık’taki zirveye katılım yine de oldukça iyiydi. Lider düzeyinde katılanlara ilaveten, zirveye meclis başkanları, dışişleri bakanları seviyesinde katılanlar da olmuştur. Sayısal olarak 50’ye yakın katılım söz konusu olmuştur. Mesela Suudi Arabistan, zirveye İslam İşleri Bakanı seviyesinde katılmıştır. Bu elbette önemli. Ama daha üst düzeyde bir temsil daha da iyi olabilirdi. Önemli olan o zirvede netice alınmış olmasıdır. Alınan netice belki de herkesin başını iki elinin arasına alıp düşünmesini sağlayacaktır. Bu iş, belki çok daha farklı bir yere gidecektir.

SORU: Batı basınında sizin Müslüman dünyanın liderliğini yaptığınızdan söz eden yazılarda, size ilişkin “Sünni Müslümanların lideri” tarzında bir niteleme kullanılıyor. Bununla ilgili yorumunuz var mı?
ERDOĞAN: Olaya Sünnilik ve liderlik konusundan öte bakmak lazım. Biz, Sünni veya Şii tarzında bir ayrımcılığın içerisinde yer almayız. Bu fakirin bir ifadesi vardır: “Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok, Şiilik diye bir dinimiz yok. Tek dinimiz var o da İslam’dır." İslam ne diyorsa, biz onu yapmakla mükellefiz. Zaten bizi ‘Sünni’, ‘Şii’ diye diye böldüler. Bu tür oyunlara gelmemek için azami derecede dikkatli olmak lazım.

ÖNCE S-400 SONRA RUBLE

SORU: Son çeyrekte ekonomide canlılık ve büyüme oranlarına bakılınca memnuniyet verici bir trend olduğu görüldü. Bunun gelecek yıla taşınabilmesi için tahminlerinizi alabilir miyiz? Ne gibi adımlar atılacak?
ERDOĞAN: Biz 2017 yılını yıl boyu itibarıyla öyle zannediyorum ki inşallah 7’nin üzerinde bir büyüme ile tamamlayacağız. Bu vesile ile 2018’e güçlü bir giriş yapmış olacağız. Yatırımlar ve kaynakların çeşitlendirilmesi konusunda özellikle BBP ve bot sistemleri ile yapılacak yatırımlar var ise bunların önünü açığız. Faiz konusu da çok önemli. Özel sektörün yatırım yapmasını istiyorsak, özel sektörün yatırım faizinde kredi faizinde onları yokuşa sürmeyecek adımlar atmamız lazım. Ayrıca şu anda Rusya ile işi gayet iyi bir noktaya getirdik. Savunma sanayinde S-400’lerle ilgili adımı attık. Kredi anlaşması ile ilgili olarak bu cuma Ankara’ya gelecekler ve kredi ile ilgili imzalar atılacak. İlk defa şöyle bir adım atılacak. Biz krediyi dolar üzerinden borçlanmayacağız, ruble üzerinden borçlanacağız. Hazinenin borçlanmasından daha ucuza bir borçlanma olacak. Bu dolar bazında yüzde 3’e tekabül ediyor. Bize çok ciddi imkanlar sağlayan bir adım olacak. Temenni ederim ki diğer ülkelerle de yerli ve millî paralarla borçlanmalar yapılsın.

ASLANLAR KAFESE

SORU: Afrika ziyaretiniz esnasında size üç arslan yavrusu hediye edildi. Bunların akıbeti ne olacak?
 ERDOĞAN: İkisi birer yaşında. Onların biri dişi biri erkek. Üçüncüsü de sekiz aylık. Bir an için, "Torunlarım ister mi acaba?" diye düşündüm. Berat Bey’e, "Bir sor bakalım" dedim. Torun önce "Hayır" diyordu, sonra "Getirin" falan demeye başladı. Ama Berat Bey de haklı olarak bunun tehlikeli olabileceğini söyledi. Neticede arslanlar, Gaziantep’e gönderilecek. Gaziantep Belediye Başkanlığının çok büyük bir hayvanat bahçesi var. Belediye Başkanımız Fatma Hanım’ı aradım söyledim, bilahare haber gönderdi bize, çok da iddialı konuştu. “Ben elemanlarımı göndereyim. Direkt oradan alsınlar" dedi. İnşallah üç arslan Gaziantep’in hayvanat bahçesinde yerlerini alacak. Ayrıca ceylanlar da var, ceylanlar bize gelecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...