Amerikalılar BM'nin yetkisini gasbetti

Amerikalılar BM'nin yetkisini gasbetti

GÜNDEM Haberleri

Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın ABD’deki davada jüri tarafından 6 suçtan 5’inde suçlu bulunmasından ardından, Türkiye nisan ayında hâkim tarafından açıklanacak karara kilitlendi. Bir ceza çıkması durumunda, Türkiye "delillerin gayri hukuki yollardan elde edilmesi" olayını gündeme taşıyacak.

Yücel KAYAOĞLU - HABER MERKEZİ

ABD’de İran ambargosunun delindiği iddiasıyla Halkbank Genel Müdürü Hakan Atilla hakkında yürüyen davaya ilişkin bütün gözler nisan ayında açıklanacak hâkim kararına çevrildi. Jüri tarafından 6 suçtan 5 için suçlu bulunan Atilla’nın avukatlarının da karar açıklanmasının ardından hem temyiz başvurusu yapacağı, hem de dava dosyasındaki delillerin uluslararası hukuk kurallarına aykırı yollardan elde edildiği gerekçesiyle bir üst mahkeme nezdinde itiraz mekanizmasını işleteceği belirtiliyor.

ANKARA TEYAKKUZDA
ABD’deki davayı yakından takip eden Türkiye’nin, Halkbank veya Atilla’ya bir ceza çıkması durumunda, ‘delillerin gayri hukuki yollardan elden edildiği’ ve Türkiye ile ABD arasındaki adli yardımlaşma anlaşmalarına aykırı davranıldığı gerekçesiyle, BM nezdinde girişimde bulunması gündeme gelebilecek. ABD’deki dava dosyasına giren delillerin uluslararası hukuk kurallarına göre Türkiye’den resmî yollardan istenmesi gerektiğini belirten AK Parti kurmayları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bu konuda ABD’deki ilgili mahkemeye yazdığı yazıyı hatırlattı.

AMERİKALILAR SUSUYOR
Başsavcılık tarafından Kasım ayı içinde mahkemeye yazılan yazıda ABD adli makamlarına Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı aracılığıyla herhangi bir belge, içerik ve ses kaydı verilmediğine dikkat çekilerek, ABD'deki yargılamada kullanıldığı anlaşılan belge, ses kaydı ve içeriklerin ne şekilde ve ne zaman elde edildiği, kim ya da kimlerden temin edildiği, bu kişilerin nerede olduğu ve bu konudaki yazılı ifadelerin nelerden ibaret olduğu sorulmuştu. ABD adli makamlarından bu konuda henüz bir cevap gelmediği belirtiliyor.

HUKUKİ PROBLEMLER
AK Parti’nin hukukçuları ile Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı bürokratlarının BM’ye yapılacak başvuru hakkında çalışma yaptığı belirtildi. AK Parti kurmayları, BM’ye yapılacak başvuruda, “ABD’nin başka devletler adına karar veremeyeceği ve BM’ye ait olan bir yetkinin ABD tarafından gasp edildiği” tezinin işleneceğini dile getirdi. AK Parti’nin hukukçu milletvekillerinden, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop da, ABD mahkemesinin Hakan Atilla kararının bir çok teknik hukuk problemi taşımasının ötesinde, uluslararası hukukun da açık bir ihlali olduğuna dikkat çekti.

NERDEN BAKSAN TUTARSIZLIK
Mustafa Şentop sözlerine şöyle devam etti: ABD başka devletleri, onların tabiiyetindeki gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı, bütün dünya üzerinde geçerli  kurallar koyma yetkisine sahip değildir. Böyle bir yetki tekel olarak BM’ye tanınmıştır. BM bir ambargo kararı almıştır; Türkiye BM kararına uymuştur. BM kararını yetersiz bulan ABD ilave ambargo kararı almıştır. ABD kararı Türkiye için de başka devletler için de bağlayıcı olamaz. Böyle bir karara uymayan başka devlet vatandaşlarını ABD’nin suçlaması, yargılaması ve mahkûm etmesi uluslararası hukuka aykırıdır.

ZİNCİR DAVA ENDİŞESİ
Öte yandan, AK Parti kaynakları, Hakan Atilla davasının ‘pilot dava’ olabileceği, ardından Türkiye ve Cumhurbaşkanını suçlayacak başka zincir davaların gelebileceği ihtimalini de değerlendiriyor. Türkiye, zincir davaların açılması ihtimaline karşı da hazırlık yapıyor. AK Parti kaynakları, jüri kararının açıklandığı Hakan Atilla davasında Türkiye’yi suçlayıcı bir unsurun olmadığına dikkat çekerek "Ancak bununla yetinmeyecekleri açık. Bu davadan yola çıkarak, özellikle Türkiye Devletine karşı ve Cumhurbaşkanına karşı farklı iddialar gündeme gelebilir. Türkiye’yi İran’ın nükleer programına destek vermekle bile suçlayabilirler. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak,
bir hazırlık yapılması gündemde" değerlendirmesini yaptı.

YILDIRIM: ABA ALTINDAN SOPA
Bu arada, AK Parti’nin son yapılan MKYK toplantısında Başbakan Binali Yıldırım’ın ABD’deki Hakan Atilla davasına ilişkin, “ABD aba altından sopa gösteriyor. Bu hukuki değil siyasi bir dava, yakından takip ediyoruz. Bu davadan bir şey çıkmaz ama ardından başka davaların gelmesi için altyapı oluşturuluyor” değerlendirmesini yaptığı öğrenildi.

HAKAN ATİLLA'NIN AVUKATI VICTOR ROCCO'DAN TEPKİ
Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatlarından Victor Rocco, "Karar hayal kırıklığı doğurdu. Atilla masum ve mücadelesine devam edecek" dedi. Bu davanın Hakan Atilla ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını ve İranlı iş adamı Reza Zarrab'ın şovu olduğunu vurgulayan Rocco "Atilla garip bir oyunun kurbanı oldu" ifadesini kullandı. Savunma avukatlarından Cathy Fleming ise Atilla'nın gerçek bir beyefendi olduğunu belirterek "Jüri heyetindekilerin Zarrab'a inanması ve resmi görememesi hayal kırıklığına yol açtı" değerlendirmesinde bulundu. Alınan kararın ardından temyiz sürecini başlatacaklarını sözlerine ekleyen Rocco, bu kararın düzeltilmesi için hukuki bütün yolları kullanacaklarını dile getirdi. Bilindiği gibi Hakan Atilla hakkındaki kararını açıklayan jüri, 5 suçtan suçlu bulduğu Atilla'yı "kara para aklama" suçlamasından suçsuz bulmuştu. 12 jüri üyesi tarafından her bir suçlamayla ilgili ayrı ayrı oy birliğiyle alınan kararın ardından Yargıç Richard Berman'ın 11 Nisan'da duruşma yaparak Hakan Atilla'nın alacağı cezaya karar vereceği bildirildi.

Zarrab şov yaptı, FBI para yağdırdı
ABD'deki Hakan Atilla davası baştan sona skandallara ve hukuki rezaletlere sahne oldu. Dava 2016 yılından itibaren İranlı iş adamı Reza Zarrab davası olarak başladı. Zarrab aylarca tutuklu kaldıktan sonra birden bire Amerikalı savcılar ne istiyorsa duruşmalarda onu söylemeye başladı. Baştan beri suçlamaları reddeden İranlı iş adamı Zarrab, son duruşmalarda inanılmaz itiraflarda(!) bulunuyordu. Zarrab, yalanlarla dolu ifadelerinde başta Hakan Atilla olmak üzere Türkiye'yi suçluyor ve bir anda "tanık" durumunda geçiyordu. Gelişmeler şaşırtırken bir süre sonra olayın perde arkasını yine bizzat Zarrab kendisi açıkladı. Bir akrabası ile telefonda görüşen Zarrab "Burada hapisten çıkmak çok kolay. Savcıların istediklerini söylersen kurtuluyorsun. Ben de Amerikalılar ne istiyorsa söylüyorum, bu kadar basit" diyordu. Bu rezalet ortada dururken davada bir skandal da Türkiye'den belgeleri ABD'ye kaçıran FETÖ firarisi eski komiser yardımcısı Hüseyin Korkmaz'dan geldi. ABD'li yargıç Berman, bir FETÖ'cü bir teröristi "tanık" olarak kabul ederken, Korkmaz da, FBI'ın kendisini korumaya aldığını itiraf etti. Korkmaz, FBI'ın kendisine 50 bin dolar rüşvet verdiğini, Amerikalı savcıların da kendisini maaşa başladığını itiraf etti.

Skandal davanın skandal kararı
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada,"ABD mahkemesi, sahte ve siyasi istismara müsait sözde delillere dayanarak gerçekleştirilen ve Türkiye’nin iç meselelerinin gerçek dışı kurgular temelinde tartışıldığı bir süreçte,  daha önce örneğine rastlanmamış bir şekilde Türkiye’nin içişlerine müdahil edilmiştir. Bu arada ABD tarafından  maddi ve lojistik destek sağlanmak suretiyle bazı FETÖ mensuplarının yargı sürecini etkileyecek gerçek dışı iddialarda bulunmalarına ve sahte deliller sunmalarına fırsat verilmesi mahkeme sürecinin ciddiyetini ve inanılırlığını yok etmiştir" ifadelerine yer verildi.

"İÇ İŞLERİNE MÜDAHALE"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, kararı “Skandal davanın skandal kararıdır” şeklinde değerlendirdi. Kalın şunları söyledi:  Hukuk adına utanç verici bir senaryo hayata geçiriliyor şu anda. FETÖ'nün ABD hukuk sistemini, kurduğu bağlantılar üzerinden, daha ne kadar istismar edeceğini merak ediyoruz. Baştan düşmesi gereken bir mahkeme süreci söz konusu. Tanık olan kişi, her türlü yalanı söylemek zorundayım diyor. Eski bir polis de bu sahte delilleri mahkeme salonuna getirdiğini söylüyor ama dava devam ediyor. Şu anda bu davaya bakan hâkim 2 yıl önce FETÖ'cü kurum tarafından Türkiye'ye getiriliyor, ağırlanıyor. Bütün bunları alt alta koyduğunuzda, iddialara baktığınızda bunların Türkiye'nin içişlerine müdahale olduğu ortadadır. Bunun utanç verici bir siyasi operasyon olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Milletimiz oynanan oyunu açık ve net görmektedir.

"HUKUKİ BİR DEĞERİ YOK"  
 Zarrab davasının siyasi bir kumpas davası olduğunu söyleyen Hükûmet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise "Jürinin kararı, bizim için sürpriz veya şaşırtıcı bir gelişme değildir. Jürinin Mehmet Hakan Atilla’yı suçlu bulması ve bilahare mahkemenin vereceği karar, Türkiye açısından hukuki bir değer ifade etmez. Zarrab Davası, Türkiye’de ve ABD’de FETÖ ve CIA/FBI/ABD yargısı iş birliğinin de somut ispatıdır. Türkiye, tam egemen ve tam bağımsız bir ülkedir. Başka bir ülke, Türkiye’yi ve Türkiye’nin kurumlarını yargılayamaz. Bu karar, uluslararası hukuka da aykırıdır” diye konuştu.

"KARAR KABUL EDİLEMEZ"
 Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD'deki Hakan Atilla davasında jürinin verdiği karara ilişkin "Bu süreci, Türkiye’nin yargılama yetkisine, egemenliğine saldırı olarak değerlendiriyor ve kabul etmiyoruz. Terör örgütünün hazırladığı, sürdürdüğü bir süreci kabul edenler, hukuka değil terör örgütüne destek vermektedirler. Türk yargısı ve hukuk düzenine de bir saldırı niteliğindeki bu karar ve sürecin kabul edilmeyeceği aşikârdır" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...