Yıldırım'dan Kılıçdaroğlu'na: 14 ay var az daha oyalan

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'Bol keseden atmakla' suçlayarak "Eğer millet buna itibar etseydi... 15 senedir bir santim ne uzuyor, ne kısalıyor, yerinde sayıyor" dedi.
Yerel seçimlere 14 ay kaldığına işaret eden Yıldırım, "Kılıçdaroğlu sabırsızlanıyor, diyor ki 'Gelin şu yerel seçimleri öne alalım.' Yahu kardeşim 15 senedir yenile yenile yenilgiye doymadın mı? Şurada 14 ay var, biraz daha oyalan. Üç günün beyliği de beyliktir." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun aslında yapılan yatırımlardan memnun olduğunu belirten Yıldırım, şunları kaydetti: "Ama pozisyonu müsait değil söyleyemiyor. O yollardan giderken, Erzincan'dan Erzurum'a giderken, Sansa Deresi'nde 13 tane köprüden geçerken, Fırat'ın üzerine geçirilen o gerdanlıkları temaşa ederken yanlışlıkla 'Ne kadar güzel olmuş bu köprüler, yollar' diye söyleyince, yanındakilerin 'Ya Genel Başkanım gazeteciler var. Bunu AK Parti yaptı, dikkat edelim' diye uyardıklarını ben duydum."
Kılıçdaroğlu'nun hayatından memnun olduğunu da belirten Yıldırım, "Niye? Dert yok, kasavet yok, iktidar yok, sorumluluk yok. Bol keseden konuş babam konuş. Kaval elin yel Allah'ın, üfle babam üfle. Her gün bir şey yumurtluyor. Yalanın da bir endazesi olur be kardeşim. Artık yalanda da standardı çökertti maşallah. Eğer millet buna itibar etseydi... 15 senedir bir santim ne uzuyor, ne kısalıyor, yerinde sayıyor" dedi.

KARAR ÖNCEDEN VERİLMİŞ
 Jürinin kararını açıkladığı ABD'de görülen Hakan Atilla davasına değinen Yıldırım, şöyle devam etti: "Bugünlerde Amerika'da bir dava görülüyor, evlere şenlik bir dava. Kararı önceden verilmiş, sonucu belli. FETÖ'cülerin adeta esiri olmuş yargıçların verdiği kararlarla bir dava görülüyor. Adam sanık diye içeri alınıyor, mahkeme salonuna gelmeden sanık olmaktan çıkarılıyor, tanık yapılıyor. 'Sen temize çıktın.' diyorlar. 'Yalan söyle, söyleyebildiğin kadar. Türkiye hükümetini, Başbakanı'nı, Cumhurbaşkanı'nı suçla. Ondan sonra senin hayatın garanti' diyorlar. Bununla da kalmıyorlar, Türkiye'deki bankanın genel müdür yardımcısını suçlu sandalyesine oturuyorlar. Hakan Atilla üzerinden Türkiye'yi mahkûm etmeye çalışıyorlar. Hesap bu. Kim yapıyor? FETÖ'cülerle kol kola girmiş yargıçlar, savcılar yapıyor. FETÖ'cülerin yazıp çizdiği, hazırladığı dosyayı açıyorlar mahkemede, buna göre suçlama yapıyorlar. Sonunda da jüri üyelerine diyorlar ki 'Somut bir delil olmasa da siz suçlamaktan çekinmeyin. Bir delil olması gerekmiyor, siz suçlamaya devam edebilirsiniz.' Bunun adı da 'bağımsız yargı' oluyor."