AK Parti'den skandal sözlere ilk yanıt geldi: Sözcü itiraf etmiş oldu

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın konuşması özetle şöyle: 

"CHP uluslararası alana dönük bir dil ve söyle davranmaya devam ediyor. CHP'yi bu tehlikeli söylemden vazgeçmeye davet ediyorum.

GÜVENLİ BÖLGE

ABD'nin güvenli bölge teklifi hakkında Dışişleri Bakanımız, Cumhurbaşkanımız gerekli cevapyarı verdi. Çağrıları oldu biliyorsunuz. Mülteciler için bu bölgenin uçuşa yasak bölge olması hem de güvenli bölge olması ama maalesef ABD bunu ısrarla reddetti. Şimdi geldiğimiz noktada özellik terör Türkiye'nin etrafını kuşatmış ve bir koridor oluşturmaya çalışırken ve Türkiye'de kararlı bir şekilde terörle mücadele ederken açıkçası Amerika'nın da böyle bir teklif yapıp yapmadığı açıkçası Dışişleri Bakanı böyle bir teklif yok derken Pentagon böyle bir tekliften bahsediyor. Maalesef ABD'nin bu konuda kafa karışıklığının devam ettiğini görüyoruz.

NAURET'İN PYD YERİNE PKK DEMESİ 

ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü ilk defa PYD yerine PKK ifadesi kullandı. Bu da ilginç. Açık bir şekilde bunu düzeltme gereği de görmedi. Açık bir şekilde PKK ifadesini de kullandı. Zaten biz uzun süredir beri hem Avrupa Birliği'nin hem Amerika'nın terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye'deki faaliyetlerine dikkat çekiyorduk. Ve aslında ABD'nin Suriye'de PYD SDG adı altında PKK'yı silahlandırdığını söylüyorduk. Dışişleri Sözcüzü de dün bunu itiraf etmiş oldu."

NAUERT NE DEMİŞTİ?

 ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Türkiye'nin Afrin operasyonuyla ilgili açıklama yaparken, "Türkiye’nin PKK konusundaki meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz ve bunu saygıyla karşılıyoruz. Türkleri ve herkesi diğer gruplara değil DEAŞ ile savaşmaya odaklanmaya teşvik ediyoruz. Türkiye gözünü DEAŞ’tan ayırdı, PKK’nın peşine düştü" diye konuştu. Sözcü Nauert, daha sonra sözlerini düzeltmedi. 

CHP, ÖSO’yu terörist gibi gösteriyor

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. Ünal, “Türkiye’ye dönük saldırıları engellemek, sınır güvenliğini gerçekleştirmek için Türkiye Cumhuriyeti devleti, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile harekâtı başlattı. İktidar partisi olmamıza rağmen bu konunun hükümet, Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve devlet tarafından yürütülen bir harekât olması itibariyle biz siyaset olarak bu işin dışında ve kalben ve dualarımızla destekçisi olarak bulunuyoruz. Acı olan şey, CHP harekât başladığı günden itibaren yine mütemadiyen görevlendirildiği üzere Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanımızın ailesine ve şahsına dönük hakaretlerine devam ediyor. CHP burada çok tehlikeli bir şey yapmakta. CHP Genel Başkan Yardımcısı, Grup Başkan Vekili ve CHP’li yetkililer maalesef Suriye halkının 7 yıllık mücadelesine hakaret eder gibi, Suriye muhalefetinin hem siyasi hem de askerî kanadına hakaret eder gibi Suriyeli muhaliflerin askerî kanadı olan ÖSO’yu terörist gibi göstermek söylemini başlatmış bulunuyor. Bunu yakında uluslararası basına da taşıyacaklar gibi gözüküyor. CHP, Zeytin Dalı Harekâtı'na bir şey diyemediği için sahada bizimle birlikte canını ortaya koyan ÖSO’yu itibarsızlaştırmak, terörle ilişkilendirmek için algı operasyonuna başlamış gözüküyor. DEAŞ’ın müttefikini arıyorlarsa DEAŞ’ın müttefiki PYD’dir. Geçtiğimiz günlerde DEAŞ’ın sözde sağlık emiri Türkiye’ye PYD’liler tarafından sokulurken yakalandı. Biz, PYD’nin Türkiye’ye DEAŞ’lı teröristlerin girmesi ve eylem yapması için yardımcı olduklarını da biliyoruz. Durum böyleyken CHP ısrarla Türkiye ve Türkiye’nin sahadaki müttefiklerini DEAŞ ile aynı çerçevede göstermeye ve uluslararası alana dönük bir dil ve söylem kullanmaya devam ediyor. CHP’yi tehlikeli söylemden vazgeçmeye davet ediyorum” diye konuştu.