Resûlullah Efendimiz onu cennetle müjdeledi

Resûlullah Efendimiz onu cennetle müjdeledi

RAMAZAN 2013 Haberleri

Peygamber Efendimiz buyurdu ki: 'Cennete girdim. Bir ayak sesi duydum. Bu nedir dedim. 'Bu, Rumeysâ binti Milhan'dır' diye cevap verdiler.'

Efendimizin süt teyzesi Hazret-i Rumeysa (Ümmü Süleym) adı güzel Muhammed'i iyi bilir ve "emin" olduğundan adı gibi emindir. İslâmı neşrettiğini duyunca teslim olur. Lâkin kocası Mâlik buna çok kızar. Bağırır, çağırır ve evini terk edip Şam'a doğru yola çıkar. Ancak yolda eşkıyalar çevirir, direnince öldürüp çukura atarlar.Rumeysa Hatun, küçük oğlu Enes'le kalır mı baş başa… Ama o güçlü bir kadındır, uğraşır didinir, Enes'ini okutur ve Efendimizin yanına katar.
Yöre reislerinden Ebû Talha boylu poslu, çok yakışıklı bir gençtir. Hem o sadece kuru bir cengâver değil, kelimelerle rakseden bir şairdir. Hatırnazdır, zariftir, zengindir. O kendisine yeşil ışık yakan dilberleri görmezden gelir, tutar Malik bin Nadr'ın dul karısına görücüler gönderir.
Etrafındakiler "bu fırsat kaçmaz" deseler de güler geçer, inanmayan birini "yok" sayar. Ebu Talha red edildi diye vazgeçecek biri değildir. Rumeysa Hatunun önüne çıkar, açık açık "sebebini" sorar. Cevap mânâlıdır: "Koca koca adamlar, kölelerinin imal ettiği putlara tapıyorlar. Onlar yere düşse kırılır, nerde kaldı bizi koruyalar. Halbuki seni, beni ve bütün mahlukatı yaratan Allahü teâlâ öyle mi ya?
- Bunlara itirazım yok. Teklifimi neden kabul etmediğini söyler misin bana?
- Ya Ebû Talha, değil Hicaz'a melik olsan yüzüne bakmam, velev ki Müslüman olmadıkça!"
Talha zaten eskiden beri putlardan hoşlanmaz, Rumeysa'nın tavrına inancına bayılır, tutar müminleri takip eder. Resûlullah'ın sohbetine katılıp iman eder. Hazret-i Rumeysa da sözünde durur, huzur kokan bir yuva kurarlar.
CİĞERİ YANAR AMA...
Bu evlilikten Ebû Umeyr adında şirin bir çocukları olur. Alemlerin Efendisi evlerine kadar gelip Ebû Umeyr'i nurlu kucaklarına alırlar. Yanlarında getirdikleri acveleri (bir cins Medine hurmasıdır) ezip yumuşatarak bebeğin ağzına koyarlar. Biliyor musunuz, Efendimiz süt teyzesinin kapısını sıkça çalar, birlikte sofraya oturur, beraber namaz kılarlar. Hatta zaman zaman bir köşeye uzanır, kaylule yaparlar. Umeyr bir gün ansızın rahatsızlanır ve gittikçe ağırlaşmaya başlar. Nitekim bir gün kara gözleri donar, eli kolu yana sarkar. Rumeysa Hatunun canından can kopar. Ağlamak... Haykırmak... Yakalarını paralamak...
Hayır, hayır! O ki Resûlullah Efendimize "ölülerin arkasından feryat figan etmeyeceğine dair" söz vermiştir. Umeyr'i yıkayıp paklayıp kefene sarar.
O gün Ebû Talha oruçludur, Rumeysa Hatun içi kan ağlasa da kendine çeki düzen verir, kocasını güler yüzle karşılar. Bir ara Ebu Talha, Umeyr'i soracak olur, "o şimdi çok rahat" der, "ızdırabı dindi, hiç meraklanma!"
Gece geçer, Hazret-i Rumeysa kocasını namaza uğurlarken "bir kimseden emanet alsak, geri istedi diye kızıp ağlamaya hakkımız var mı" diye sorar. Başka söze hacet yoktur, nbsp;
İnna lillahi ve innâ ileyhi râciûn…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...