Türkiye güçlendikçe finansal terör arttı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) hazırladığı “Finansal Spekülasyonlar” raporunda; Türkiye’nin, 2010’dan itibaren tam bağımsız ülke ve yerel güç olma yolunda önemli adımlar attıkça, ABD ve onun yörüngesinde bulunan AB eksenli “asimetrik tüzel organizmanın” askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel hamleleriyle karşılaştığı belirtildi. Bu çerçevede Gezi Parkı şiddet eylemleriyle başlayan saldırı dalgasının 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte zirveye ulaştığı ve sonraki süreçte de devam ettiği, FETÖ, PKK, DEAŞ ve DHKP-C gibi fiziksel zorlama ve kontrol oluşumlarının oldukça yoğun şekilde kullanıldığı vurgulandı. SETA raporunda, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla aleyhine ABD’de açılan davanın da, FETÖ tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 17-25 Aralık hukuk darbesinin doğal bir devamı niteliğinde olduğu belirtildi. Raporda “Bu dava, 2013 ve sonrasında Türkiye’ye karşı yürütülen çok boyutlu soğuk/sıcak savaşın başka bir cephesi hüviyetindedir. Türkiye’nin siyasi risk primini yükseltmek, ekonomisine direkt ve dolaylı yollardan zarar vermek ve finansal piyasalarda dalgalanmaya, istikrarsızlığa yol açmak amacıyla kullanıldığı yönünde oldukça güçlü bir izlenim de vermektedir” yorumu yapıldı. Ayrıca hedef ülke Türkiye’nin, finansal spekülasyonlara gösterdiği tepkiler de, karşı tarafça “komplo teorisi” olarak reddedildiği kaydedildi.

SAVUNMADA 8 MİLYAR DOLARLIK SİPARİŞ
Geçen yıl yaptığı teslimatlarla cirosunu 6,7 milyar dolara taşıyan savunma ve havacılık sanayisi, sipariş defterine 8 milyar dolarlık yeni iş ekledi. En yüksek sipariş alınan teknoloji segmenti, 2 milyar 478 milyon dolarla kara platformları olurken, bunu 2 milyar 392 milyon dolarla sivil havacılık takip etti. Siparişlerin 4 milyar 343 milyon dolarlık kısmı yurt içinden, 2 milyar 420 milyon dolarlık kısmı ABD’den, 637 milyon dolarlık kısmı Avrupa’dan alındı. Savunma ve havacılıktaki ithalat ise, bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak, 2017’de 1 milyar 544 milyon dolara çıktı.