Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Nerede Ad Kavmi? Hani İrem Bağları?

Düzenleyen:
Nerede Ad Kavmi? Hani İrem Bağları?

YAŞAM Haberleri

“Ben saba rüzgârı ile yardım olundum, Ad (kavmi) ise debur ile helak edildi” (Hadis-i şerif)

Ad kavmi güçlü kuvvetli insanlardır, hiçbir cenkten mağlup ayrılmamışlardır daha. Sulak verimli topraklarda oturur, bolluk bereket içinde yaşarlar. 
Zenginlik azgınlık getirir, nimetlere hamd edecek yerde isyanı seçer, kafa tutarlar Cenâb-ı Hakka!
Hud aleyhisselâm ısrarla anlatır, kulak asmazlar. 
Mucizelere şahit olur, yanaşmazlar imana.  
Hakikati gördükleri hâlde batılda ısrar eder, o büyük peygamberi alaya alırlar. “Hani nerede senin Rabbinin azabı” derler, “gelsin, bak bekliyoruz burada!” 
Ve bir kuraklıktır başlar Ahkâf’ta. Topraklar yarılır, havali kurur âdeta. 
Derken toz yüklü boğucu bir hava.
Üç dakika dayanılası değildir, üç yıl bekler çaresiz kalırlar sonunda.   
Arap kabileleri eskiden beri Kâbe’de edilen duaların makbul olduğuna inanır. Onlar da Mükerrem beldeye bir heyet yollama kararı alırlar.  
Mekke reisi dayıları mesabesindedir, onlara mükellef sofralar kurar, eğlensinler diye muganniyeler (şarkıcı kadınlar) tutar. Gidenler maksadı unutur, yer içer, eğlenir, yumuşak döşeklerde sızarlar. 
Heyette gizli müminlerden Mersed de vardır, eğlencelerine katılmaz, geceleri Kâbe’ye gelir, gizlice ibadetini yapar. Allah’ın izni ile melaike-i kiramı görür. Ellerinde nurdan bayraklarla her taraftan gelmekte, tavaf etmektedirler huşuyla. Dualarında “Ey Rabbimiz” demektedirler, “Kavmine karşı, yardım eyle Hazret-i Hud'a!” 

DERDİN Mİ VAR?

Mersed’in yalnızlığı muganniyelerin gözünden kaçmaz, gelip sorarlar. "Hayrola bir derdin mi var?"
-Biz aslında dua için gelmiştik buraya… Şu an yurdumuz toz duman içinde ama arkadaşlar ne için geldiklerini unuttular… 
-Sen bunu şiir şeklinde yazabilir misin?
-Yazarım.
-Biz de şarkı içinde okuruz, belki farkına varır, gafletten uyanırlar. 
Mersed gerçekten sanatlı bir şiir yazar. “Ad kavmi o kadar mecalsiz kaldı ki” der, “yırtıcı hayvanlar yanlarına sokulsa/  Uzanamıyorlar oklarına mızraklarına/ Ahali Mekke’ye gidenleri bekliyor ama/  Onlar da daldılar içkiye oyuna /  Söyleyin yakışıyor mu bu/ Köklü kabilemizin şanına?” 
Muganniyeler bunu seslendirdiğinde bir sükûttur çöker çadıra. Mahcup olur, hayıflanırlar. “Haydi Harem-i şerife gidelim” derler, “bir an önce duralım duaya.”
 Mersed dayanamaz “inkârcıların duası kabul olmaz ki” der “putlardan medet umuyorsanız uğraşmayın boşuna!”
Ortalık karışır, Mersed’e ağza alınmayacak hakaretler eder, yanlarından kovarlar. 
Ardından Harem-i şerife gider Kayl'ı öne çıkarırlar. Kayl “Ya Rabbi” der, “Eğer peygamber olduğunu söyleyen Hud davasında samimi ise bulutları yolla yurdumuza.” 
Bilerek veya bilmeyerek Hazreti Hud'u vesile edince gökyüzünde biri beyaz, biri kızıl ve biri siyah üç bulut görünür. Tercih bırakılır onlara. 
Beyaz ve kızıl bulutla ilgilenmez parmakları döner siyah olana. Siyahın “azap dolu” olduğu ikaz edilir, aldırmazlar. 
Bulut Ahkâf’a doğru ilerler, onlar da sevinçle beldelerine koşarlar. Magis vadisi üzeri karardığında Hud aleyhisselam kavmine seslenir bir defa daha; “işte size bahsettiğim azap! Başınıza musibet yağmadan ve kaçacak yer kalmadan, iman edin Cenâb-ı Hakka!”  

İNATLARI OLMASA

Kavmi yine inat eder, “bulut besbelli yağmur yüklü” derler, “zaten hep böyle olurdu civarda.”
Ad kavminin boylu poslu, güçlü kuvvetli ve çok savaşçı olduğunu söylemiştik, azap bulutu tehditkâr bir şekilde üzerlerine gelince, silahlarına sarılır, karşı koyarlar akılları sıra. Melik Halcan komutasındaki ordu perişan olur, canını kurtaran kaçar. Rüzgâr gitgide şiddetlenir, ağaçları kökünden söküp atmaya başlar. Ne uğultusuna dayanılır, ne soğuğuna. O çok güvendikleri köşklerine girip kapıları kilitleseler de kurtulamazlar. 
Kayalar içine oydukları mekânlar da işe yaramaz. 
İmam-ı Ahmed bin Hanbel'in naklettiği hadis-i şerifte; “Ben saba rüzgârı ile yardım olundum, Ad (kavmi) ise debur ile helak edildi” buyrulur. 
Bu rüzgâr, âyet-i kerimelerde; azab-ı elim (elem verici), rih-i akim (faydasız), sarsar (gürültülü, soğuğu yakıcı) ve atiye (aman vermeyen) gibi kelimelerle anlatılır. 

SAADET VE FELAKET ARASINDA

Reisleri Halcan adamlarını askerlerini kaybetmiş, can korkusuyla koşmaktadır sağa sola. 
Hazreti Hud “Kendine yazık ediyorsun” diye seslenir, “bak ebedi felakete gidiyorsun. Gel sığın affı seven Allah’a (Celle Celalüh)."  
-Müslüman olursam, Rabbinin katında benim için ne var?
-Cennet var.
-Peki, bulutun içinde gördüğüm heybetli muharipler?
-Rabbimin melekleridir onlar. 
-İman etsem, Rabbin beni onlardan korur mu?
-Elbette korur. 
İnce bir çizgidedir, saadet ile felaket arasında. 
Sımsıcak gülümseyen, kucak açan, kurtuluşa çağıran Hazreti Hud dururken, döner arkasını, yürür karanlığa. 
Helak olacağını adı gibi biliyordur oysa!

MÜMİNLER MUHAFAZA ALTINDA

Hud aleyhisselam ve iman edenler fırtınadan zarar görmez. Şehrin üzerine dağ gibi kum yığan kasırga onlara ferahlık sunar. 
Müminler dört bin kişi kadardırlar, birlikte Mekke’ye gider, keremli şehrin mukimi olurlar. 
Hud aleyhisselam da burada vefat eder. Kabrinin Hicr’de bulunduğuna dair rivayetler var. 
Hazreti Yusuf'tan sonra, insanlar içinde Hazreti Âdem'e en çok benzeyeni Hud aleyhisselamdır. Orta boylu, nur yüzlü, gür saçlıdır. Zühd, sehâ (cömertlik) ve şefkati ile tanınır halk arasında. 
Kur’ân-ı kerimde; Araf, Hud, Müminim, Şuara, Fussilet, Ahkaf, Zariyat, Kamer, Hakka ve Fecr sûrelerinde Hazreti Hud ve Ad kavminden bahisler var... 

KOCAKARI SOĞUKLARI

Rivayete göre, Ad kavminin helâkı, kış mevsiminin sonunda, Şevval ayının üçüncü haftasında bir çarşamba günü başlar. İhtiyar bir kadın, rüzgâr beni bulamasın diye gizli bir yere saklanır, bir hafta dayanır. Fırtına ona da ulaşır sonunda. İşte o yedi günlük dilime (11-17 Mart) Eyyam-ı acuz, Berd-ül-acuz (kocakarı soğukları) denir Araplar arasında. 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...