AK Parti adayı Eker: Geriye gitmeye tahammülümüz yok

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı ve 27. dönem Diyarbakır milletvekili adayı Mehmet Mehdi Eker, seçim çalışmaları kapsamında Silvan ilçesini ziyaret etti. Ziyarette Eker'e milletvekili adayı Emre Yazıcıoğlu, AK Parti il Başkanı Süleyman Serdar Budak, il gençlik kolları ve kadın kolları teşkilatı üyeleri de eşlik etti. 

Selamlaşmak isteyenler kuyruk oluşturdu

İlk olarak Silvan ilçe parti binasını ziyaret eden Eker’e coşkulu bir karşılama töreni yapıldı. İl binası önünde toplanan kalabalık selamlaşmak için metrelerce uzunluğunda kuyruk oluştururken sık sık “Silvan seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı. 

“İşsizlik ortadan kalkarsa, refah artarsa onlara ekmek kalmaz”

Karşılamanın ardından Eker, ilçe sivil toplu kuruluşu, muhtarlar ve kanaat önderlerinin katıldığı toplantıya geçti. Burada salondakilere hitap eden Eker, sistem değişikliğinin hayata geçeceği 24 Haziran seçimlerinin önemine vurgu yaptı. Eker, “Bizim bölgemizin Türkiye’nin diğer bölgelerinden farklı bazı sorunları var. Bunları hepimiz biliyoruz. AK Parti’nin 16 yıllık iktidarındaki Türkiye 3,5 kat büyüdü ama aynı büyümeyi altyapıda, devletin yapabildiği bir takım sektörlerde bu imkanlar sağlanmasına rağmen istihdam konusunda, işsizlikle mücadelede konusunda maalesef arzu ettiğimiz noktada olmadık. Bunun sebebi hükümetin buraya olan ilgisinin azlığı değil, devletin buraya merhamet elinin uzamaması değil. Yoksulluktan, sefaletten, ölümden, öldürmeden, kan dökmeden beslenen bir karanlık zihniyet terör üzerinden ve güvenlik problemi oluşturarak burada arzu edilen hizmetleri yerine getirilmesini sürekli engelliyor. Silvan barajının temelini attık. 244 bin hektar arazinin sulanabileceği, sadece Silvan’ın değil Diyarbakır ve bütün havalinin işsizlik sorunu çözecek Silvan barajının temelini atmak için geldik. Yolumuza bomba koydular. Biz helikopterle geldiğimiz o bombayı atlattık. Fakat yetmedi temel atıldı, inşaat başladı, tünel yapıldı bir çok faaliyet yürüdü ama Allah’ın günü gittiler şantiyeyi bastılar, yollara mayınlar koydular. Fırat evladımız 12-13 yaşındaki onların baraj inşa alanına gidip gelecek olan araçları imha etmek için yere döşenmiş olan bombayla o yavrumuz hayatını kaybetti. İşsizlik ortadan kalkarsa, refah artarsa, zenginlik artarsa, güzellikler olursa, barış gelirse onlara ekmek kalmaz. Onlar Kürtlerin isteği için değil, Kürtlerin demokratik hakları için değil, bir takım karanlık odakların, uluslararası istihbarat örgütlerinin hesapları namına o işi yapıyorlar. Kimse bizden daha fazla Kürt değildir. Allah’ın izniyle de bu ülkede yaşayan Kürtlerin de, Türklerin de, Zaza’nın da, Laz’ın da, Çerkez’in de, Arap’ın da, Arnavut’un da, Boşnak’ın da hepsinin alnı ak, başı dik bir şekilde kendi kimliğiyle, kendi kültürüyle, kendi diliyle, lisanıyla iftihar edebileceği, özgür bir şekilde, onurlu bir şekilde ama aidiyet duygularıyla bu ülkenin eşit vatandaşı olarak yaşayabileceği bir sistemi inşa etmek için çalıştık. Çözüm süreci de buydu, ondan önceki bütün süreçler de buydu” dedi.

“Türkiye’yi eski günlere geri götürmek istiyorlar”

Yeni sistemi istemeyenlerin, çözüm sürecini de bütün atılan diğer adımları da sürekli sabote ettiğini kaydeden Eker, şunları söyledi: “Sürekli sabote ettiler, sürekli zehirlediler. Onlarla birlikte bu işi FETÖ’cüler de yapıyordu. Onlar da devletin içindeydi, emniyette, askeriyede, orduda, şurada, burada sinmiş onlar da bunu birlikte yapıyordu. Onlar dışarıdan FETÖ’cüler içerden Kürtler huzur bulmasın diye. Biz bir mesele varsa bu meseleyi oturup demokratikleşme ve sivilleşme ile birlikte çözelim. Yeni sorunlar çıkarmadan çözelim. Yeni kavgalar çıkarmadan çözelim. Yanlışı düzeltelim, yanlış varsa yanlışı düzeltelim ama bunu kan dökerek değil, terörle, şiddetle değil, insanların hayatına kastederek, çocukları, fidanları kırdırarak değil. Bizim rakiplerimiz ‘Eğer biz iktidar olursak 24 Haziran’da 25 Haziran’da Türkiye’yi eski haline getireceğiz” diyorlar. Eski hali nedir? Bürokratik oligarşidir. Türkiye’yi eski günlere geri götürmek istiyorlar. Bu seçimin en önemli seçim olmasının sebebi de budur. İleriye gitmemiz lazım, geriye değil. Her bakımdan hak ve özgürlükler konusunda da, ifade özgürlüğü konusunda da, kalkınma konusunda da, işsizlikle mücadele konusunda da, istihdam oluştruma konusunda da bizim iletiye gitmemiz lazım geriye gitmeye tahammülümüz yok.”