27.01.2013 - 01:00 | Son Güncelleme: 27.01.2013 - 01:00
Makam ve mevkiler kimsenin mülkü değil!
Evet, makam ve mevkiler geçicidir. Kişiler başarısız da olsa, çok başarılı da olsa, bir gün mutlaka bulunduğu yerden gitmek durumundadır. Kaldı ki, makam ve mevkide kalış süresi, başarı oranıyla her zaman paralel olmayabilir de.
Evet, makam ve mevkiler geçicidir. Kişiler başarısız da olsa, çok başarılı da olsa, bir gün mutlaka bulunduğu yerden gitmek durumundadır. Kaldı ki, makam ve mevkide kalış süresi, başarı oranıyla her zaman paralel olmayabilir de.
Kabinenin en başarılı bakanlarından biri olan, sağlık eski bakanı Prof. Dr. Recep Akdağın değiştirilmesi, hayli farklı yorumlara sebep oldu. Öncelikle şunu ifade edeyim ki, ülkedeki kahir ekseriyet gibi, ben de Sayın Akdağın devrim niteliğinde büyük hizmetlerini daima minnetle anacağım. Bu hizmetler, elbette topyekûn AK Parti iktidarının sayesinde hayata geçmiştir. Ancak Prof. Akdağın şahsi dirayet ve başarılarını da, ayrıca teslim etmek durumundayız. Akdağ, kuşkusuz benim kuşağımın gördüğü en başarılı sağlık bakanıdır. Bundan dolayı, 2002 Kasım ayından beri, aralıksız olarak aynı görevde kalan tek bakan olmuştur. (İkinci isim de, seçim dönemlerindeki yasal mecburiyetten ötürü, kısa sürelerle görevi bırakmak zorunda kalan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımdır.) Akdağın yerine gelen Dr. Mehmet Müezzinoğlu da, partisinin İstanbul İl Başkanlığında başarılı bir politikacı olduğunu ortaya koymuştur. Yeni bakanlık görevinde, özel sektör tecrübesinden de yaralanarak bu başarısını sürdürmeye çalışacaktır. Fakat şunu belirtelim ki, selefinin çıtayı çok yükseğe koymasından dolayı, işi kolay olmayacaktır!
Milli Eğitim Bakanlığı görevini devreden Ömer Dinçer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yıllarından beri; Başbakan Erdoğanın yakın çalışma arkadaşıdır. Başbakanlık Müsteşarlığında, devlet bürokrasisi ile ilgili çok radikal değişimlere imza atmış bir kişidir. Necdet Sezerin engellemesiyle hayata geçirilemeyen, en köklü yerel yönetim reformu paketinin de mimarı idi. Ancak nitelikleri ne olursa olsun, herkes her görevde çok başarılı olacak diye bir kural yok. Kaldı ki, Prof. Dinçer, bugüne kadarki görevlerinde başarısız da olmadı. Yalnızca kendisini takdimde, zaman zaman sıkıntıya düştüğünü söyleyebiliriz!.. Yerine gelen Prof. Dr. Nabi Avcı da, Başbakanın iç kabinesinden bir isimdir. Kredisinin yüksek olmasına rağmen, onun da işi kolay olmayacak gibi görünüyor.
Ertuğrul Günay, farklı bir siyasi yelpazeden gelmiş olmakla beraber, AK Parti ile büyük uyum gösteren bir isim oldu. Bakanlık görevinde de önemli başarılara imza attı. Ondan görevi devralan Ömer Çelik de, yukarıda belirttiğimiz isimler gibi, uzun yıllardır Başbakanın hep yanı başında olan ve ona siyasi danışmanlık yapan, dolayısıyla plan ve prensipleri en iyi bilebilecek durumdaki kişilerden biridir. Genç yaşta edindiği politik tecrübe, başarısının dayanağı olacaktır... İdris Naim Şahine gelince, özellikle sosyal medyada, kendisine karşı terbiye sınırlarını aşan, çok haksız saldırılar yapıldı. Oysa Sayın Şahin de, lise yıllarından beri Sayın Erdoğanın arkadaşıdır. İBBde olduğu gibi, AK Partide de genel sekreterlik gibi, kilit görevleri başarıyla yürüttü. En büyük kusuru veya şanssızlığı, medyaya malzeme vermek oldu. Yoksa başarısızdı demek, kendisine haksızlık olur. Halefi olan Sayın Muammer Güler, çok renkli ve başarılı bir kişi. Bilhassa bu dönem için, çok isabetli bir isim... Hepsine başarılar diliyorum.