Mustafa Destici, 'her yıl Söğüt'te olmaya devam edeceğiz'

BBP'nin yıllardır Söğüt'te yapılan etkinliklerine katıldığını belirten Destici, "Söğüt ruhu bu değildir, ecdadımızın 3 kıtaya hakim olurken bütün insanlığa gösterdiği o manevi ruh da milli ruh da bu değildir. Herkes kendine yakışanı yapar. Hiç kimsenin yanlışı bizi yanlışa sevk etmeyecek. Biz yine doğru bildiğimiz gibi hareket etmeye devam edeceğiz. Yıllardır Türkiye'de ayrıştırarak, bölerek, kamplaştırarak hep oy devşirdiler, böyle tabanlar oluşturdular ama bu arada, 'ülkeye ne oluyor', 'millet arasına nifak tohumu ekiliyor mu' buna hiçbir zaman bakmadılar. Onlar sadece günü kurtarmanın hesabı içinde oldular. Maalesef Söğüt'te bile bu ayrımcılığı, dışlamayı ve Söğüt ruhuna yakışmayacak türden davranışları yapmaktan geri durmuyorlar. Biz her zaman halkın içindeyiz. Meclis'te olsak da olmasak da, protokolde yer verilse de verilmese de, protokolde konuşma verilse de verilmese de onlar bizi Söğüt ruhundan uzaklaştıramazlar. Onların yapmaya çalıştığı şeyi ben biliyorum. Kendileri hükümet olmayınca, Meclis'te olmayınca zaten Söğüt'e gelmiyorlar. Hiç olmazsa her zaman buraya gelenleri de buradan soğutalım ki Söğüt ruhu diye bir ruh kalmasın istiyorlar. Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz, öfkemizi kalbimize gömeceğiz. Her yıl Söğüt'te olmaya devam edeceğiz" dedi. Destici, 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nın ev sahipliği yapma hakkının Tokyo'ya verilmesi hakkında da görüşlerini belirtti. Türkiye'nin Olimpiyatlara ev sahipliği yapamamasının sebebini diğer ülkelere bağlamanın yanlış olduğunu belirten Destici, "Türkiye, 2020 Olimpiyatlarına büyük hazırlık yapmıştı. Büyük bir arzu ile istedik ama olmadı. Bu şunu gösteriyor, 'dünya kamuoyunu, olimpiyatlarda oy kullanan diğer ülkeleri siyasi davranmakla, çıkar ilişkileri içinde olmakla suçlamakla, bu işlerle bir yere varılmaz. Çünkü yarın 2020 olmadıysa ondan sonraki olimpiyatlara aday olduğunuzda o ülkelerden oy isteyeceksiniz. O zaman bizim nerde hatamız var, sorusunun cevabını bence herkes takkesini önüne koyup iyice düşünmesi lazım" diye konuştu.


"SURİYE'DE Kİ KAN İSTENİLİRSE 1 GÜNDE DURUR"
Suriye'deki iç karışıklılığının Avrupa devletleri tarafından istenirse 1 günde durdurulabileceğini belirten Destici, "Bugün Suriye'de yaşananları isteseler bir günde bitirebilirler. Ama bitirmiyorlar. Suriye'nin olgunlaşmasını bekliyorlar. Türkiye'de 1980 darbesini yapanlara neden bir düdük çalınca duracaktı da daha önce çalmadınız diye sorulduğunda, olgunlaşmasını beklediklerini söylemişlerdi. Şimdi Suriye'nin de olgunlaşması bekleniyor. 100 bin Müslüman'ın kanı kesmiyor. Bundan iki yıl öncesine gidelim, hükümet ne diyordu? Suriye bizim iç işlerimiz, biz mutlaka oraya müdahale ederiz. Orada masun vatandaşların ölmesine izin vermeyiz deniliyordu. O gün bu kadar ölen vatandaş yoktu. Bugün yüz binden fazla vatandaş hayatını kaybetti. Milyonlarca insan mülteci konumuna geldi. Kimyasal silahlar bile kullanılıyor. Ama bir şey yapılmıyor. Demek ki bu iş asmakla, kesmekle olmuyor" diye konuştu.


"HÜKÜMETE HERGÜN POSTA KONULUYOR"
"Kandil'den her gün hükümete karşı posta konuluyor" iddiasında bululnan Destici, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz başından beri pazarlık sürecinin olduğunu söyledik. Şimdi hükümete kimse posta koymasın diyorlar. Ama hükümete her gün posta konuluyor ve hükümette bunu her gün yiyor. Sizde bu ense olduktan sonra çok şamar atarlar size. Her gün Kandil'den posta konuluyor. Her gün tavizler veriliyor. Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu'su Kuzey Kürdistan olarak işgal edildi. Orada konferanslar toplanıyor. Kürdistan dernekler kuruluyor. Kendi kollu güçlerini kuruyor. Bunlar posta değil de nedir? Adamlar icraatın alasını yapıyor."