Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

PKK'daki darbeci kadro

PKK'daki darbeci kadro

GÜNDEM Haberleri

Darbecilerin dağdaki partnerleri hâlâ görevde. Süreçteki kısmi tıkanıklıkların nedeni de bu...

Balyoz davasının Yargıtay'da karara bağlandığı tarih çözüm sürecinde kritik bir aşamaya denk geldi. Tıkandığı iddia edilen barış sürecinin seyri Abdullah Öcalan'ın yarın kamuoyuna duyurulacak açıklamaları ile netleşecek.Darbecilerle PKK meselesi ve darbelerin mahkûm edilmesi ile Kürt meselesinin halli arasında doğrudan bağ olduğunu düşünenlerdenim.
Balyoz ve Ergenekon davalarının temeli 2003-2004 yıllarına dayanıyor. Askerî kadroların sivil unsurlarla birlikte darbe organizasyonlarına yoğunlaştıkları o yıllarda, eş zamanlı olarak PKK içerisinde de bir darbe yaşandı.
2003-2004 yıllarında planlanan darbelerin temel mantığı hükümeti ekonomik, sosyal ve siyasal alanda iş göremez hale getirip yönetime el koymaktı. Ve tabii ki siyaseti köşeye sıkıştırmanın bir ayağı da terördü. Şiddet tırmandıkça siyasi otorite zayıflayacak ve askeri vesayet güç kazanacaktı.
Ancak ciddi bir sorun vardı. Örgütün tepe kadrosundaki önemli isimler 1999'da bıraktıkları silahlı mücadeleyi yeniden başlatmak taraftarı değildi. Örgüt yönetimi ikiye bölündü. Bir yanda silahlı mücadeleye karşı çıkan Osman Öcalan, Nizamettin Taş, Faysal Dunlayıcı, Halil Ataç gibi isimler, diğer yanda ise silahı yeniden devreye sokmak isteyen Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan ve diğerleri. 2003 yılında PKK'nın tepe yönetiminde yaşanan bu bölünmede o dönem İmralı'da askerin kontrolünde olan Abdullah Öcalan tercihini silahtan yana kullandı. Silah karşıtları tasfiye edildi. PKK yeniden silahlı mücadeleyi başlattı. Bu kararın reel siyaset açısından Kürtlerin hak ve talepleri anlamında hiçbir karşılığı yoktu o dönemde. Darbe planlarının havada uçuştuğu o dönemde tek amaç cuntacıların işini kolaylaştırmaktı.
Bu tarihten itibaren, siyasi iktidar iç mekanizmalarla sıkıştırılmaya çalışılırken, darbeci kadroların dağdaki partnerleri de her kritik süreçte üzerine düşen görevi yaptı. Karakol baskınları ve şehit cenazeleri ile takviye edilen ulusalcı damar, mantar gibi çoğalan dernek ve yapılarla ülkede derin bir darbe ağı ördü.
Aslında normal zamanlarda tutabilecek bu plan hükümetin beklenmeyen mukavemeti karşısında başarılı olamadı. Ve 2007 yılından itibaren büyük bir kırılma yaşandı. Darbeci vesayet gerileme evresine girdi. Ergenekon soruşturması ile başlayan süreç ve devamında Balyoz davası ile içerideki darbeciler tasfiye edildi.
Ama darbecilerin dağdaki partnerleri hâlâ görev başında. Çözüm sürecindeki bu kısmi tıkanıklıkların nedeni de bana göre bu doku uyuşmazlığı. Kandil'deki kadro darbecilerin zihin kodlarını taşıyor. Ve hâlâ eskiden iş tuttuğu darbecilerin özlemi içinde. Bir fark var ki eskiden darbecilerin kontrolünde olan Abdullah Öcalan artık sivil aktörlerle irtibat halinde. Geçmişte pek çok kez saf değiştirmiş olsa da değişen dünya şartlarında Öcalan'ın yeniden çok başka bir düşünce sahasına savrulabileceğini pek sanmıyorum. Ve Öcalan'ın yarın kamuoyuna duyurulacak açıklaması umarız tıkanıklığı açan mahiyette olur...
MeliK DUVAKLI YAZIYOR
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...