Bütün kadınlar 24 saat tedirginlik içinde

Bütün kadınlar 24 saat tedirginlik içinde

MAGAZİN Haberleri

Kusursuzlar 50. Altın Portakal'ın 350 bin lira değerindeki En İyi Film Ödülü'nü Cennetten Kovulmak ile paylaştı.

İnsanların bildikleri; ama üzerine konuşamadıkları bazı meseleler, sırlar vardır. Özellikle de yakın arkadaşlıklarda, ilişkilerde ve aile içinde. Bu 'konuşamama' hali adeta gizli yapılmış bir anlaşma gibidir. Günün birinde sıra o konuşmayı yapmaya geldiğinde kişilerin alacağı pozisyon ise hayli ilginç ve dramatik bir hale tekabül eder. Ramin Matin'in yönettiği Kusursuzlar da bu temele oturtuyor hikayesini. Film, dünya galasını Güney Kore'de, Busan Film Festivali'nde yaptıktan hemen sonra, 50. Altın Portakal'da yarıştı; En İyi Film Ödülü'nü Cennetten Kovulmak ile paylaştı. Yanı sıra, yönetmen Ramin Matin, hem büyük jüriden, hem de FilmYön jürisinden En İyi Yönetmen ödülü aldı. Ödül töreninin hemen öncesinde Matin ve senarist-yapımcı Emine Yıldırım ile Antalya'da buluştuk. Filmden ve Türkiye'de bağımsız sinema yapmaktan bahsettik.

Kusursuzlar'ın hikayesinin çıkış sürecinden bahseder misiniz?

Emine Yıldırım: 2008'de Rotterdam Film Festivali'nde Celin Sciamma'nın, su balesi yapan iki genç kadını anlattığı Water Lilies'ini (Nilüfer) izlemiştim. Kusursuzlar'ın hikayesi, oldukça etkilendiğim bu filmi izlerken aklıma gelen 'iki kadın ve su' imajı üzerine gelişti. Amacım kadın hikayesi değil; insan olarak kadınların ön plana çıktığı bir senaryo yazmaktı. Öte yandan, kardeşlik meselesi de ilgimi çeken bir konu. Yazdıkça Ramin ile paylaştım; onunla konuşmalarımız neticesinde senaryonun ileriki versiyonları çıktı.

Filmde, izledikçe merakı artıran; bir yandan da sezdiğimiz bir sırrı var kız kardeşlerin. nbsp;

Yıldırım: Bu ülkede kadın olarak yaşamanın deneyimini anlatmak istiyordum. Filmdeki kadınlar orta sınıf bir aileden geliyor. Aslında daha şanslı olabilirler; ama onlar da bu ataerkil sistemin içinde yaşıyorlar. Bu topraklardaki tüm kadınlar gece sokakta yürümenin, bir bakışın, bir lafın tedirginliğini 24 saat yaşıyor. Sürekli rahatsız edilme, rahatlayamama halini aktarmak istiyordum.

Senaryoyu okudukça ve yöneteceğiniz filme hazırlanırken kadınların dünyasına ait yeni şeyler keşfettiğiniz oldu mu?

Ramin Matin: Kadınların yaşadıklarıyla ilgili konuştuğumuz, gazetede okuduğumuz; ama üzerine düşünmediğimiz bazı şeylerin farkına vardım. Türkiye'de, Emine'nin anlattığı gerçekler var, hepimiz bunu biliyoruz; ama kabullenmiş durumdayız. Sanırım 'Böyle gelmiş, böyle gider' diye büyüdüğümüz için üzerine düşünmüyoruz. Senaryoyu çalışırken, kadınlarla konuşunca, bu sorunların ne denli güncel ve önemli olduğunu fark ettim. Bunlar kadınların her gün, büyük şehirlerde ya da taşrada yaşadığı şeyler. Bu olayı kabullenmenin dışına çıkardı film süreci beni.

Kardeşiniz var mı?

Yıldırım: Benim ablam, Ramin'in abisi var.

Kardeşlik, spesifik olarak da kız kardeşlik üzerine detaylar ve gerilimli bir ilişki izliyoruz.

Yıldırım: Kardeşimiz, doğumdan ölüme, hayat hikayemize şahit olacak tek kişi. Dolayısıyla o kişinin çok özel bir yeri var hayatımızda. Ailede her şeyi birlikte yaşıyorsunuz. Bir taraftan kıskançlık; diğer taraftan da bir koalisyon var. İnsan, kavga etmenin dinamiklerini, kardeşi varsa daha iyi biliyor. Öte yandan, kardeşi olan kişilerin daha merhametli, toleranslı olduğunu hissediyorum.

Senaryo sonrası hazırlık ve çekim süreci nasıl geçti?

Matin: Kız kardeşlerin davranışlarının gerçekçi olmasını; dizilerden, kitaplardan kafamıza yerleşmiş klişelerin dışına çıkmayı istiyorduk. Senaryo aşamasında uzmanlık alanı travma olan bir psikologla çalıştık. Oyuncularımız karakterleri üzerine çalıştıktan sonra iki ay, o role bürünüp, psikoloğa seansa gittiler. Rollerine hazırlanmaları açısından çok verimli bir süreçti. Çekimlere 2012 Mayıs sonunda başladık. Dört hafta sürdü.

Yapım sürecinde ne tür destekler aldınız?

Yıldırım: Kültür Bakanlığı'ndan hem senaryo, hem de yapım desteği aldık. Bir ortak yapımcımız var. İstanbul Film Festivali Köprüde Buluşmalar'da ödül kazandık. Bir miktar özel yatırım var. Çekimde paramız vardı; postprodüksiyon sürecinde finansal olarak daha zayıftık. Bu yüzden filmin kurgusu bir sene sürdü. Aslında iyi de oldu; acele etmedik, kurguda filmle istediğimiz yere vardık.

Bir de crowdfunding çalışması yaptınız. Bu süreç işe yarıyor mu?

Yıldırım: Ufak da olsa işe yarıyor. Biz 5000 dolar kadar toplayabildik; ama daha fazla toplayan filmler var Türkiye'de. Genelde eş-dost para yatırıyor.

Matin: Amaç eş-dostun ilerisine geçmek; ama Türkiye'de insanlar bu süreci yeni yeni anlıyorlar. Yurtdışında bile, büyük bir yönetmen ya da oyuncu olmadıkça crowdfunding ile zor para toplanıyor. Güzel; ama mesai harcanması gereken, zor bir sistem; Türkiye'de oturması zaman alır.

Yıldırım: Crowdfunding'in de farklı pazarlama stratejisinin olması gerektiğini fark ettik. Kampanyayı açıp para gelsin diye beklemekle olmuyor. Her gün bülten çıkarılmalı; ilgilenebilecek kişi ve kurumlara email yollanmalı.

Matin: Türkiye'de tüm sinemacıların en büyük sorunu para. Kaynaklar kısıtlı, geri dönüşü hemen hemen hiç yok.

Kaynaklar ne tür çözüm yollarıyla çoğaltılabilir?
Festivalde 'Kültür Bakanlığı az filmi, daha çok para vererek desteklemeli' görüşü konuşuldu. Avrupa'daki gibi belediye fonları açılabilir.

Matin: Kültür Bakanlığı az sayıda filmi değil; nitelikli filmi desteklemeli. Evet, en önemlisi, Avrupa'daki gibi yerel fonlar açılmalı.

Yıldırım: Filmin çekimleri esnasında Çeşme Belediyesi'nden hiç destek almadık. Birkaç kez konuştuğumuz halde ayni yardım bile yapılmadı. Şaşırdık ve üzüldük.

Matin: Filmlerin dağıtımı desteklenmeli. Hangi filmleri göstereceklerine sinema sahipleri karar veriyor. Sinemaların bu tarz filmleri göstermesi için bir teşvik lazım. Mesela vergi alınmayabilir.

Filmin bundan sonraki festival yolculuğunda nereler var? Gösterime ne zaman girecek?
Yıldırım: Ekim sonunda 35. Cinemed Montpelier Film Festivali'nde yarışacak. Cevap beklediğimiz yerler var. Gösterime ise bu yıl içinde girmek istiyoruz.

nbsp;Bütün kadınlar 24 saat tedirginlik içinde

Esra DEMİRKIRAN
esra.demirkiran@tg.com.tr
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...