İnsan yiyen aslanların vatanı: Tsavo

İnsan yiyen aslanların vatanı: Tsavo

YAŞAM Haberleri

19. yüzyılın sonlarında, Kenya'da 130'dan fazla işçiyi öldürerek yiyen iki erkek aslanın yaşadığı bölge Tsavo'da tüylerimiz ürperdi.

Bir buçuk aydan fazla süren Kenya maceramızı geçen hafta başlamıştım yazmaya. Gerçi sayfalara sığdırmak zor ama kısaca Masai kabilesini ve Amboseli doğal parkını anlatmaya çalıştım. Masai kabilesinden sonra beni en çok etkileyen yer insan yiyen aslanların mekanı Tsavo oldu. Yıllar önce 'The Ghost and the Darkness' (Hayalet ve Karanlık) isminde, Michael Douglas ile Val Kilmer'ın başrolde oynadığı bir film seyretmiştim, 1898 yılında geçen gerçek hikayede Hayalet ve Karanlık isminde iki erkek aslan, demiryolu köprüsü inşaatında çalışan işçilerden 130 tanesini sadece bir kaç aylık süre içinde öldürür. Hatta onları öldürmek için İngiltere'den gelen profesyonel bir aslan avcısı bile avlanmaya çalışırken av olmaktan kurtulmayı başaramaz. Uganda demiryolunun Kenya'daki Tsavo nehriyle buluştuğu noktada yer alan Tsavo, bugün halen geçmişten gelen bu acı hikayeyle, turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. nbsp;

İNSANLAR BESİN ZİNCİRİNDE
Artık aslanların çok yaklaşmadığı demiryolunun üzerinde yürüyüp filmde izlediğim olayların geçtiği yerlerde bizzat yürüyünce, olayın dehşeti yansıdı hayalime. 19. Yüzyılın sonlarından özellikle arap köle tüccarlarının ve kölelerin geçiş rotasında da olan bu bölge, 130 işçinin haricinde bir çok insanın da mezarı olmuş. Düşünsenize evinizden kilometrelerce uzaklara, bilmediğiniz diyarlara sizi eşya gibi götürüp satıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi sizi orada vahşi bir aslan yiyor. Böyle konuları yazmak istemezdim fakat gerçeğin ta kendisi böyle. Normalde tehlike hissetmedikçe veya aç kalmadıkça aslanlar insanlara saldırmazmış. Fakat, bölgede köle ticareti esnasında başlayan saldırılarda nbsp;aslanlar insan tadına alışmış ve insanlar besin zincirlerinin bir parçası haline gelmiş. Köle ticareti esnasında ölen kölelerin nehre atılan bedenlerinin de bu alışkanlığın oluşmasında payı olabileceği iddia ediliyor. Yine aynı yıllarda aslanların besin zincirindeki avların azalmasına sebep olan sığır vebası da insan yeme adetlerinin oluşmasında etken olarak gösteriliyor.

BOŞUNA KRAL DEMEMİŞLER
Yerli rehberlerimiz, Tsavo bölgesine gelip, doğal parka girdiğimizde, yer yer uyarılarda bulunmaya başladılar. 'Camlarınızı açmayın, araçların dışına çıkmayın.' Oysa nbsp;o sevimli görünümlü aslanlara bir dokunmak, yakından görmek hevesindeydim. Sonra yıllar önce başka bir doğal parkta arabasından inen turisti ailesinin gözlerinin önünde yiyen bir aslanın videosunu izleyince, beni bir sakinlik, sessizlik aldı. Şehrin gürültüsünden uzak, doğanın acımasız kurallarını hatırlayıp, aslanların bölgesinde olduğumuzu kabullendim. Tsavo'nun bu etkileyici coğrafyasında aslan aramaya başladık. Özellikle öğle saatlerinde uyurken veya hareketsizken çok iyi kamufle oldukları için burnunuzun dibindeki aslanları bile görmek çok zor. nbsp;Aslında, filler, zürafalar, çeşit çeşit geyikler, ufak maymunlar gibi bir çok renkli hayvan araçlarımıza temas ederek yanımızdan geçti. Filler, zürafalar önümüzü kesti. Ama tatmin olmadık. Hepimiz aslan görmek derdindeydik. Kral diye boşuna dememişler. nbsp;Rehberimiz eşliğinde süren gezintimiz sırasında yavrularıyla beraber yolun kenarında yaralı yatan bir babun çıktı karşımıza. Aslan saldırısına uğramış olan bu anne, can çekişiyor, yavruları da etrafında ağlıyordu. Arabalardan inip bir şey yapmak istedik. Yürek dayanamıyor ki, sonuçta bir anne ve yardım bekleyen yavruları karışınızda. Oysa gerçekler buz gibi. Doğanın ve hayatın gerçekleri. Beşeri gerçekler. İnsek de araçtan o anne ölecek, inmesek de. Ona yardım etmeye çalışsak muhtemelen bu vahşi hayvan tehtid algılayıp bize zarar verecek. Mecbur sadece izledik doğada güçsüzün güçlüye yem olmasını. nbsp;


nbsp;İnsan yiyen aslanların vatanı: Tsavo
KENYA'DA EN BÜYÜK PROBLEM SU VE ULAŞIM. SUYU YEMEĞİ BULUP TAŞIMAK ZORUNDA OLANSA HEP KADINLAR

nbsp;İnsan yiyen aslanların vatanı: Tsavo
KENYA'DA VAHŞİ HAYATIN ŞAKASI YOK
Her doğal parkın içinde turist gruplarına eşlik eden silahlı korucular var. Onlar olmadan Kenya safari turunu sağlıklı bitirmek oldukça zor.

İnsanlar, vahşi hayat için Kenya'ya akın ediyor
Uzun arayışlar sonunda gerçekten de ulaşılması zor, tehlikeli ve tarihte iz bırakmış aslan kralı ve ailesini sonunda kamufle oldukları yol kenarında bulduk ve izlemeye başladık. Bir yandan anne babunu düşünüp ürktüm, diğer yandan güçlerine ve heybetlerine hayranlık duydum. Doğanın o inanılmaz düzenini bu kadar yakından görmek ise şükretmeyi hatırlatıyor insana. Aslan kralla olan buluşmamız kısa ve mesafeli olsa da, diğer vahşi hayvanlara doğru Kenya'nın ünlü safarilerine devam ettik. Sıradaki hayvan ise bir Bursaspor'lu olarak hep yaklaşmak istediğim timsahtı. nbsp;Şaka değil, yemek yediğimiz yerin az biraz altındaki suyun kenarında serbestçe dolaşan timsahlar vardı. Yaramaz bir çocuk edasıyla rehberleri atlatıp, timsahlara en yakın mesafede duran iki Masai yerlisinin yanına doğru koştum. Bir adım daha atmamla beraber uyarılar gelmeye başladı. Yukarıdaki kareyi çekmeye ikna edene kadar çok uğraştım. Ve timsah ve ben bir adımlık mesafede yer almayı başardık. Ben muzurluk yaparken, bölgede aslanlara kolunu kaptırmış, timsahların yediği insanların hikayesiyle yaptığım işin ne kadar büyük bir saçmalık olduğuna ikna edildim. nbsp;


İnsan yiyen aslanların vatanı: Tsavo nbsp;
KENYA NOTLARI
Kadınların tükenmeyen çilesi nbsp;
Çok etkilendim Kenya'lı kadınlardan. Masai kabilesinde de, büyük şehir Nairobi'de de. Bir yerde sırtında kanguru gibi taşıdıkları çocukları, diğer yanda kilometrelerce yürüyüp ailelerine kafalarındaki sepetlerle su nbsp;ve yiyecek taşımaları sarstı yüreğimi. Nairobi'de yerel saç modellerine uyum sağlamak için saçımı örmeye niyetlendiğimde tanıştığım, şehir kadını ise, bir yandan 5 saat incecik örgüleri sanat eseri gibi yaparken diğer yandan sırtında taşıdığı çocuğunu sallıyordu. 'Bırakacak kimsem yok', 'Olsa da bırakmam ki' dedi. Önümüzde 2 dadıyla 1 çocuğa bakamayan örnekler varken, biri bebek üç çocuğuyla aynı anda ilgilenip çalışmayı başaran anneyi görünce yutkundum tabi.
Doğayla mücadelenin verdiği bir sertlik ve acı vardı kadınların yüzünde, vücudunda. Oysa herşeye rağmen kadın, kadındı işte. Evini bile kendi inşa eden, yemeğini, suyunu kendi getiren, üstelik kocasını da paylaşmak zorunda olan, bir düzine çocuk annesi o kadın bile, yüzündeki sineklere aldırmadan rengarenk boncukları bir araya getirip, saçlarını incecik örüp, o muhteşem yerel şıklığı yakalamayı başarıyordu. Oysa sadece şekil değilmiş herşey. O incecik ve saatler süren örgülerin sebebi; suyun yokluğundan, saçların dağılıp kirlenmemesi ve bitlerden korunmak içinmiş, öğrendim..
Sonra aklıma bir roman geldi 'The White Masai' (Beyaz masai). nbsp;Corinne Hoffman ismindeki İsviçre'de yaşayan alman bir kadının, bir masai savaşçısıyla yaşadığı aşk sonucu, o; kadınların elleriyle inşa ettiği kulübelerden birine yerleşmesi ve yerel hayatı yaşamayı denemesi. Denemesine saygı duydum ama anladım yapamayışının sebeplerini….. nbsp;

SEYAHAT TAVSİYELERİ
Eğer gün olur yolunuz düşerse...
Öncelikle turist gibi gezmeyin. Bu sıcak insanlarla iletişim kurun. Hikayelerini dinleyin, gerekirse bir çevirmen rehber tutup. Doğayı keşfederken, benim gibi muzurluk yapmayın kurallara uyun. Tsavo'yu, Klimenjaro dağlarının eteklerini, bir Masai yerleşim bölgesini, Nairobi'nin karmaşık şehir yaşamını ve hala vaktiniz varsa bu satırlara sığdıramadığım Kenya'nın denize yakın şehirleri Mombasa'yı, Malindi'yi ve muhteşem güzellikteki Lamu adasını mutlaka ziyaret edin. Bir zamanlar Osmanlı'nın yönetimindeki Mombasa'da Türkiye'den kilometlerce uzakta tarih kokan kaleleri mutlaka gezin.
Bir de o masum, geleceğe dair ümit arayan ufak zeytin gözlü çocukların elinden tutun, bol bol kucaklayın. Sadece safari olmasın Kenya sizin için. O acılı annelerin dertlerini dinleyin, kucaklayın onları. Ve o imkanı bulursanız bu doğal ülkede geçirdiğiniz her anı telefonsuz, teknolojisiz doya doya yaşayın. İnşallah yolunuz düşer bir gün bu güzel ülkeye…. BİTTİ

Gezi Yazısı

Burcu ÇETİNKAYA
Fotoğraflar: Hilmi Albayrak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...