Tevekkül Karaman, 'Eninde sonunda Türkiye kazanacak'
GÜNDEM Haberleri
Türkiye'nin 80 yıl sonra Arap coğrafyasına dönüşünü öven Karman, bu açılımın Arap Baharı ile örtüşmesini ise çok büyük bir şans olarak değerlendiriyor.
Arap Baharı sırasında Yemen'de protestolarda ön saflarda yer alan Tawakkol Karman için "Demir Kadın" ve "Devrimin Anası" benzetmeleri yapıldı. 2011'de Nobel Barış Ödülü'nü Ellen Johnson Sirleaf ve Leymah Gbowee ile birlikte alan Karman, gazeteciliğin yanı sıra "Zincirleri Olmayan Kadın Gazeteciler" grubunun kurucularından. olan Karman, geçen sene de Türk vatandaşlığına kabul edilerek Tevekkül Karman adını aldı. Yemen'in başkenti Sana'da bir araya geldiğimiz Karman, bölgedeki son gelişmeleri gazetemize değerlendirdi. İşte "Demir Kadın"ın açıklamaları..."Arap Baharı'nın bölge ülkelerinde başlamasının sebebi hem zulme hem de yolsuzluklara karşı koymaktı. Aslında baharın ilk aşamasındayız. Şu ana kadar bazı ülkeler, başkanlarını ya da sorumlu kişilerin bazılarını sadece değiştirebildi nbsp;Ama onların düşmesiyle zulüm veya yolsuzluk bitmez. Hiçbir şekilde devrim, birkaç haftalık olamaz zaten. Aylar hatta yıllar lazım. Kesinlikle eski rejimlerin döneceğini zannetmiyorum. Yemen'de işler daha doğru düzgün yürüyor. Tabii ki zorlukları var. Ülkemiz yoksul. Daha demokratik bir sisteme doğru ilerlemeye çalışıyoruz. Geçiş döneminin ilk ve önemli aşamaları tamamlandı. Eski cumhurbaşkanı yardımcısı, halkın seçimiyle cumhurbaşkanı oldu. nbsp;
Yemen'in güneyinde ayrılıkçı bir akım var. Oradakilerin bir kısmı, 'Biz birleştikten sonra çok şey kaybettik, fakirleştik, sorunlarımız arttı. Tekrar ayrılalım" diyor. Bir kısmı ise, "bir federasyon altında birlikteliğimizi sürdürelim" fikrini taşıyor. Yakında düzenlenecek Milli Diyalog Konferansı'nda buna karar verilecek. nbsp;
Arap baharı sonrası gelecek için umutluyum. Uzun vadede Arap ve İslam dünyası gerçek kimliğine kavuşacak. Suriye büyük bir devlet. Orada diktatörlük yapan, kolay bir şekilde milletini öldüren bir başkan, iktidarına devam edemez. Kimyasal saldırıdan önce de binlerce insan öldürüldü. Beşar Esad, uluslararası ceza mahkemesinde yargılanacak. Suriye devriminin şimdi daha tehlikeli bir aşamaya geldiğini görüyorum. Devrimcilerin içindeki anlaşmazlıklar korkutucu. Mısır'da ise, kesinlikle eski rejimlerin döneceğini zannetmiyorum. Çünkü bizim başladığımız devrimde hem barışı hem kazanılmış hakları almak var. nbsp;
Türkiye'nin Mısır'a karşı tavrı, Arap baharına büyük cesaret vermektir. Sürekli insan hakları ve demokrasi değerlerini savunan Türkiye, 80 yıl sonra yüzünü Arap dünyasına döndü. Bu açılımın Arap Baharı ile örtüşmesi, çok büyük bir şans. Bölge ülkeleri yeni bir süreçten geçiyor. Yenilenme sürecinde de Türkiye, her yönden güçlü durumda. Zaten Erdoğan hükümeti, bir şeyler yapmak konusunda istekli. Hem Türkiye'nin hem insanlığın eninde sonunda kazanacağına inanıyorum. Gücü buna rahatlıkla yeter. Tartışmasız hem politik hem askerî olarak bölgenin lideri. İmkanları da kısıtlı değil."
"TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN GURUR DUYUYORUM"
Aslen Karamanlı olduğunu ve bu yüzden Karman soyadını aldığını söyleyen Tevekkül Karman, kendisine Türk vatandaşlığı verilmesini hayatının en güzel adımı olarak görüyor. Karman, "Dünyanın neresine gidersem gideyim, Yemen ve Türk vatandaşı olduğumu gururla söylüyorum. Türklerin ilkelerini, uygarlığını dünyaya tanıtmak için kendimi elçi seçtim" diyor.
HEM ANNE HEM AKTİVİST
Tevekkül Karman, Yemen büyükelçiliğimizde yaptığımız görüşmeye eşi Muhammed ile birlikte geldi. İnsan hakları ve demokrasi için mücadele eden 3 çocuk annesi Karman, 2011 yılında Nobel Ödülü'ne layık görülmüştü.
AÇIK ÇAĞRI:
Gelin, hüzünlü Yemen türkülerini değiştirelim
Aslen Karamanlı olduğunu söyleyen Tevekkül Karman, "Ah o Yemendir gülü çemendir, giden gelmiyor acep nedendir" türküsünün değişmesi gerektiğini vurguladı. nbsp;
Köklü bir geçmişe sahip olan Yemen, 1517'de Memlüklüler'den Osmanlı yönetimine geçti. 1918'de İmam Yahya'nın yönetimine giren ülkede, 1962'de cumhuriyet ilan edildi. Yemen'in tarihimizde farklı bir yeri var. Birinci Dünya Savaşı boyunca Osmanlı İmparatorluğu, Hicaz-Yemen cephesinde 4 tümenlik bir kuvvetle İslam şehirlerini korumaya çalıştı. Bin bir güçlükle Medine'yi, Yemen'i savaşın sonuna kadar savunan 7. Kolordu, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla 23 Ocak 1919'da teslim oldu. Yemen'de şehit düşen Türk askerleri için yakılan Yemen türküsü ise, hafızalara kazındı: "Havada bulut yok bu ne dumandır, mahlede ölüm yok bu ne figandır, Şu Yemen elleri ne de yamandır, ah o Yemen'dir gülü çemendir, giden gelmiyor acep nedendir..." nbsp;
Tevekkül Karman, bu türküyü hatırlatarak, "Artık hüzünlü Yemen türkülerini değiştirmenin vakti geldi" dedi. Aslen Karamanlı olduğunu söyleyen genç kadın, şunları anlattı: "Yemen ve Türkiye'yi bir millet olarak görüyorum. Bu zaten yeni bir şey değil. Gerek daha eskiden gerekse Osmanlı döneminden beri Türkiye, bütün Arap ülkelerine destek vermiştir. Bakın Türkiye, Yemen'e yine geri döndü. Birçok Türk şirketi artık ülkemizde faaliyette. Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, diğer bakanların burada gerçekleştirdiği temaslar ve yatırımlar çok başarılı. nbsp;
Yemen'in Türkiyeye ihtiyacı var. Yemenlilerin gönlündeki Osmanlı-Türk imajı, bu coğrafyadaki diğer ülkelerde de kendini gösterecektir. Bir Yemenli olarak ben Türkler'in ilkelerini, uygarlığını taşımaktayım. Onun için Türk vatandaşlığına geçtim. Bundan da gurur duyuyorum. nbsp;
Türk vatandaşlığına geçmem bana daha birçok kapıyı açtı. Her yerde bunu gururla söylüyorum. Birçok Yemenli de zaten Türk asıllı. Biz İslam bayrağı altında tek ümmetiz. Yemenlilerin düşüncelerinde Türkiye'nin her zaman yeri var. Türkiye veya Osmanlı dönemi hakkında söylenen olumsuz şeyler dikkate alınmamalıdır. Yemen'in büyük bir kesimi Osmanlı dönemini hilafet olarak adlandırır. Hilafet-i Osmaniye derler."
SURİYELİLERE MORAL VERDİ
Sık sık Türkiye'ye gelen Tevekkül Karman, Hatay'daki Suriyeli mültecilerin kamplarını ziyaret ederek onlara moral veriyor.
BABASININ KIZI..
Müslümanlar ne terörist ne de gerici
"Nobel ödülü, dinimizin güzelliğini bütün dünyaya ispatladığım için bana verildi" nbsp;
Tevekkül Karman, 2011 yılında aldığı Nobel Barış Ödülü sonrası üzerindeki yükün daha da arttığını söyledi. Sürekli daha iyi bir dünya için çalıştığını vurgulayan Karman, şunları kaydetti: "Nobel ödülü, dinimizin gerçek yüzünü gösterdiğim ve bunu bütün dünyaya ispatladığım için verildi. O ödül, sadece bana değil bütün Müslüman hanımlara verilmiş oldu. Hayatının büyük bölümünü yolsuzluklarla mücadeleye ayırmış bir babanın kızıyım. Babam, Yemen Adalet Bakanıydı ve kamu malları mahkemesinde hakimdi. Çocukluk hatıralarımda, yolsuzluk ve dikta rejimine isyan eden, yaşananlara yönelik öfkeyle birçok defa canını tehlikeye atan bir baba var. Ben de kendimi bildim bileli toplumsal olayların her alanında yer alıyorum. Gazeteciliğin yanında insan hakları alanında çalışıyorum. Biz Müslümanlara hep terörist, gerici, damgası vuruldu. Bütün bunların sebebi ülkelerimizi dikta ile yöneten yöneticilerdi. O diktatörler terörizmi yaydı. Kendi koltuklarını koruyabilmek için fakirliği, geri kalmışlığı, hastalığı, terörizmi beslediler." nbsp;
Röportaj
Hayrettin Turan nbsp;
Yemen'in güneyinde ayrılıkçı bir akım var. Oradakilerin bir kısmı, 'Biz birleştikten sonra çok şey kaybettik, fakirleştik, sorunlarımız arttı. Tekrar ayrılalım" diyor. Bir kısmı ise, "bir federasyon altında birlikteliğimizi sürdürelim" fikrini taşıyor. Yakında düzenlenecek Milli Diyalog Konferansı'nda buna karar verilecek. nbsp;
Arap baharı sonrası gelecek için umutluyum. Uzun vadede Arap ve İslam dünyası gerçek kimliğine kavuşacak. Suriye büyük bir devlet. Orada diktatörlük yapan, kolay bir şekilde milletini öldüren bir başkan, iktidarına devam edemez. Kimyasal saldırıdan önce de binlerce insan öldürüldü. Beşar Esad, uluslararası ceza mahkemesinde yargılanacak. Suriye devriminin şimdi daha tehlikeli bir aşamaya geldiğini görüyorum. Devrimcilerin içindeki anlaşmazlıklar korkutucu. Mısır'da ise, kesinlikle eski rejimlerin döneceğini zannetmiyorum. Çünkü bizim başladığımız devrimde hem barışı hem kazanılmış hakları almak var. nbsp;
Türkiye'nin Mısır'a karşı tavrı, Arap baharına büyük cesaret vermektir. Sürekli insan hakları ve demokrasi değerlerini savunan Türkiye, 80 yıl sonra yüzünü Arap dünyasına döndü. Bu açılımın Arap Baharı ile örtüşmesi, çok büyük bir şans. Bölge ülkeleri yeni bir süreçten geçiyor. Yenilenme sürecinde de Türkiye, her yönden güçlü durumda. Zaten Erdoğan hükümeti, bir şeyler yapmak konusunda istekli. Hem Türkiye'nin hem insanlığın eninde sonunda kazanacağına inanıyorum. Gücü buna rahatlıkla yeter. Tartışmasız hem politik hem askerî olarak bölgenin lideri. İmkanları da kısıtlı değil."
nbsp; |
Aslen Karamanlı olduğunu ve bu yüzden Karman soyadını aldığını söyleyen Tevekkül Karman, kendisine Türk vatandaşlığı verilmesini hayatının en güzel adımı olarak görüyor. Karman, "Dünyanın neresine gidersem gideyim, Yemen ve Türk vatandaşı olduğumu gururla söylüyorum. Türklerin ilkelerini, uygarlığını dünyaya tanıtmak için kendimi elçi seçtim" diyor.
nbsp; |
Tevekkül Karman, Yemen büyükelçiliğimizde yaptığımız görüşmeye eşi Muhammed ile birlikte geldi. İnsan hakları ve demokrasi için mücadele eden 3 çocuk annesi Karman, 2011 yılında Nobel Ödülü'ne layık görülmüştü.
AÇIK ÇAĞRI:
Gelin, hüzünlü Yemen türkülerini değiştirelim
Aslen Karamanlı olduğunu söyleyen Tevekkül Karman, "Ah o Yemendir gülü çemendir, giden gelmiyor acep nedendir" türküsünün değişmesi gerektiğini vurguladı. nbsp;
Köklü bir geçmişe sahip olan Yemen, 1517'de Memlüklüler'den Osmanlı yönetimine geçti. 1918'de İmam Yahya'nın yönetimine giren ülkede, 1962'de cumhuriyet ilan edildi. Yemen'in tarihimizde farklı bir yeri var. Birinci Dünya Savaşı boyunca Osmanlı İmparatorluğu, Hicaz-Yemen cephesinde 4 tümenlik bir kuvvetle İslam şehirlerini korumaya çalıştı. Bin bir güçlükle Medine'yi, Yemen'i savaşın sonuna kadar savunan 7. Kolordu, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla 23 Ocak 1919'da teslim oldu. Yemen'de şehit düşen Türk askerleri için yakılan Yemen türküsü ise, hafızalara kazındı: "Havada bulut yok bu ne dumandır, mahlede ölüm yok bu ne figandır, Şu Yemen elleri ne de yamandır, ah o Yemen'dir gülü çemendir, giden gelmiyor acep nedendir..." nbsp;
Tevekkül Karman, bu türküyü hatırlatarak, "Artık hüzünlü Yemen türkülerini değiştirmenin vakti geldi" dedi. Aslen Karamanlı olduğunu söyleyen genç kadın, şunları anlattı: "Yemen ve Türkiye'yi bir millet olarak görüyorum. Bu zaten yeni bir şey değil. Gerek daha eskiden gerekse Osmanlı döneminden beri Türkiye, bütün Arap ülkelerine destek vermiştir. Bakın Türkiye, Yemen'e yine geri döndü. Birçok Türk şirketi artık ülkemizde faaliyette. Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, diğer bakanların burada gerçekleştirdiği temaslar ve yatırımlar çok başarılı. nbsp;
Yemen'in Türkiyeye ihtiyacı var. Yemenlilerin gönlündeki Osmanlı-Türk imajı, bu coğrafyadaki diğer ülkelerde de kendini gösterecektir. Bir Yemenli olarak ben Türkler'in ilkelerini, uygarlığını taşımaktayım. Onun için Türk vatandaşlığına geçtim. Bundan da gurur duyuyorum. nbsp;
Türk vatandaşlığına geçmem bana daha birçok kapıyı açtı. Her yerde bunu gururla söylüyorum. Birçok Yemenli de zaten Türk asıllı. Biz İslam bayrağı altında tek ümmetiz. Yemenlilerin düşüncelerinde Türkiye'nin her zaman yeri var. Türkiye veya Osmanlı dönemi hakkında söylenen olumsuz şeyler dikkate alınmamalıdır. Yemen'in büyük bir kesimi Osmanlı dönemini hilafet olarak adlandırır. Hilafet-i Osmaniye derler."
nbsp; |
Sık sık Türkiye'ye gelen Tevekkül Karman, Hatay'daki Suriyeli mültecilerin kamplarını ziyaret ederek onlara moral veriyor.
BABASININ KIZI..
Müslümanlar ne terörist ne de gerici
"Nobel ödülü, dinimizin güzelliğini bütün dünyaya ispatladığım için bana verildi" nbsp;
Tevekkül Karman, 2011 yılında aldığı Nobel Barış Ödülü sonrası üzerindeki yükün daha da arttığını söyledi. Sürekli daha iyi bir dünya için çalıştığını vurgulayan Karman, şunları kaydetti: "Nobel ödülü, dinimizin gerçek yüzünü gösterdiğim ve bunu bütün dünyaya ispatladığım için verildi. O ödül, sadece bana değil bütün Müslüman hanımlara verilmiş oldu. Hayatının büyük bölümünü yolsuzluklarla mücadeleye ayırmış bir babanın kızıyım. Babam, Yemen Adalet Bakanıydı ve kamu malları mahkemesinde hakimdi. Çocukluk hatıralarımda, yolsuzluk ve dikta rejimine isyan eden, yaşananlara yönelik öfkeyle birçok defa canını tehlikeye atan bir baba var. Ben de kendimi bildim bileli toplumsal olayların her alanında yer alıyorum. Gazeteciliğin yanında insan hakları alanında çalışıyorum. Biz Müslümanlara hep terörist, gerici, damgası vuruldu. Bütün bunların sebebi ülkelerimizi dikta ile yöneten yöneticilerdi. O diktatörler terörizmi yaydı. Kendi koltuklarını koruyabilmek için fakirliği, geri kalmışlığı, hastalığı, terörizmi beslediler." nbsp;
Röportaj
Hayrettin Turan nbsp;
'da Takip Edin!
