Başbakan Erdoğan'ı İl Başkanları Toplantısı konuşması tam metni

Başbakan Erdoğan'ı İl Başkanları Toplantısı konuşması tam metni

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Haberleri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim barajının indirilmesine ilişkin, "Eğer mevcut kurallar içinde baraj indirilsin' diyorsan bunu da açıkla. Buyurun size diyoruz, 3 tane teklif. Hangisini beğeniyorsun, al onu kullan gel onu yapalım. Yok hala sesiniz çıkmıyorsa demek ki halden memnunsunuz yolumuza böyle devam ederiz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, her vatandaşın söz hakkına sahip olduğunu belirterek, "Hiçbir siyasi parti 'Cumhuriyeti ben kurdum' bahanesine sığınarak millete dayatmalarda bulunma hakkına sahip değildir. Bu ülkenin diğer siyasi partileri uzaydan gelmemiş, bu milletin bağrından çıkmıştır. Hiçkimse millete 'aptal' deme 'koyun' deme hakkına sahip değildir. Bu millet uzaydan gelmemiş burada doğmuş bu Cumhuriyeti de bu millet bu cumhur kurmuştur. Bu cumhurun içerisinde kimler var. Kürdü, Gürcüsü, Lazı, Abazası var, 36 etnik unsur var. Hiçkimse bir etnik kökeni makbul sayıp diğerlerini asimilasyona tabi tutamaz. Hiçkimse yoksulu, yolda kalmışı, kadını, çocuğu yaşlı olanı dışlayamaz, ona ikinci sınıf muamelesi yapamaz. Batıdaki ne kadar bu Cumhuriyetin sahibiyse doğudaki de o kadar sahibidir. Zengin, okumuş, şehirli ne kadar bu Cumhuriyetin sahibiyse yoksul, köylü de o kadar bu Cumhuriyetin sahibidir. Modern kadar muhafazakar başı açık kadar başı örtülü de bu cumhuriyetin sahibidir. 76 milyonun her bir ferdinin bu özgüvene, bu inanca sahip olmasını kendisini Cumhuriyetin yegane sahibi olarak görenler karşısında ben bu Cumhuriyetim sahibiyim demesini özellikle istiyor, bunun mücadelesini veriyoruz" dedi. "Bir muhalif nazır şakayla karışık olarak şu mektepler olmasa Milli Eğitim Bakanlığı'nı ne güzel idare ederdin' diyor" diyen Erdoğan, "Onyıllar boyunca Cumhuriyet cumhursuz yönetilmek istenmiştir. Bir iktidar eliti bir bürokratik elit oluşturulmuş bunlar cumhurdan yani milletten bağımsız bir şekilde cumhuriyete yön vermek istemişlerdir. Elitlerin bu siyaseti sürdürebilmek, milli iradeyi saf dışı bırakabilmek için Cumhuriyet karşıtlarına yani sanal düşmanlara ihtiyaçları vardır. Milletten gelen her demokratik talep, milletin desteğiyle iktidara gelenlerin attığı en küçük adımlar bile cumhuriyet için tehdit olarak sunuluyordu. Cumhuriyet tehdit altında, tehlikenin farkında mısınız' diyerek Cumhuriyet mitingleri düzenlenerek halk kutuplara, katmanlara ayrılıyor. Sanal bir gerilim inşa ediliyordu. Bunları yaşadık mı, yaşadık. Hepimizin ortak değeri olana Cumhuriyet küçük dar bir zümrenin kendi iktidarını sürdürmenin aracı haline getirilmişti. Demokratik talep ve istekler Cumhuriyet karşıtlığıyla yaftalanıyor, bu talepleri dile getirenler iç düşman ve Cumhuriyet düşmanı ilan ediliyordu. Oysa asıl cumhuriyeti yıpratanlar işte bu sanal düşman oluşturan anlayışlardır. Cumhuriyete asıl zarar veren anlayış bu otoriter anlayıştır. Becerisizliklerini sanal tehditlerle örttüler. Sadece cumhuriyet kavramının içini boşaltmakla kalmadılar milletimize de çok ağır bedeller ödettiler. Nice ölümün, gözyaşının altında işte bu ötekileştirme vardır" ifadelerini kullandı. Cumhuriyetin tarihinin rekorlarının kırıldığına dikkati çeken Erdoğan, "79 yılda yapılanlara kat kat fazlasını ekledik. Bunu söyleyince birileri bundan rahatsız oluyor, bizi Cumhuriyet karşıtı olarak lansetmeye çalışıyor. Yaptığımızı anlatmayacak mıyız, kimsenin karşısında değiliz. Siz bu cumhura ve cumhuriyete neler kattığımızı nasıl hizmet ürettiğimizi anlatıyoruz. Yan gelip yatmakla Cumhuriyetçi olunmaz. Cumhura ve Cumhuriyete hizmet ederek 'Cumhuriyetçi' olunur diyoruz. Niye rahatsız oluyorsun? Bizim yaptıklarımız ortada, soruyoruz peki siz ne yaptınız? Çıkın da bunu anlatın" dedi.


"YOL VERGİSİ, CHP'NİN BU MİLLETE EN AĞIR ZULÜMLERİNDEN BİRİDİR"
2002 yılına kadar Türkiye'de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, 11 yılda 17 bin kilometre yeni bölünmüş yolun inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, "Bunlar yolsuzluk yaptılar biz yol yaptık, farkımız bu. Kimsenin hakkını yemeyelim. CHP'de yollar yaptı. Özellikle 1940'larda CHP'nin nasıl yollar yaptığını benim milletim unutmadı. Neydi onların yaptığı yol. Yol vergisi adı altında dünyada örneği olmayan vergi toplamanın ruhuna, özüne, amacına tamamen aykırı bir şekilde millete tam anlamıyla zülüm yaşattılar. 18 ila 60 yaş arasındaki her erkekten yol vergisi aldılar. Yol vergisi vermeyenleri yol yapımında çalışmaya mahkum ettiler. Yol vergisi veremeyen yoksul köylünün horozunu, evindeki yatağını, ambarındaki buğdayını adeta gasp ettiler. Arabası olan zenginden de aynı miktarda para istediler. Yoksul köylüden de aynı miktarda para istediler. Üstelik topladıkları parayı yol yapımında değil gittiler başka amaçlarla harcadılar. Yol vergisi, CHP'nin bu millete en ağır zulümlerinden biridir. Bu zulümleri ortadan kaldıran Demokrat Parti olmuştur. Bunlar yol yapacağız diyerek insanlara kıydılar ve yol yapmadılar. Şimdi çıkmışlar milletvekilleri kitlesi altındaki militanlarıyla bizim yol inşaatlarımızda dozerlerin önüne geçiyor ellerine taş alıp iş makinelerine, polislere saldırıyorlar. İşte onların zihniyeti bu. Yol yapmak için ağaç taşıyamazsınız derler ama yol yapmak için insana kıymayı normal görürler, meşru görürler" ifadelerine yer verdi.


Cumhuriyeti sahici kılanın Cumhuriyetin demokrasiyle buluşması olduğunu anlatan Erdoğan, adı Cumhuriyet olan ama kendisi dikta rejim olan çok sayıda rejimin olduğunu ifade etti. Öte yandan, İngiltere, İspanya, Hollanda gibi Cumhuriyet değil anayasal monarşi olan ama demokrasiyle yönetilen rejimlerin de olduğunu belirten Erdoğan, "Cumhuriyet olması bir rejimi adil hale getirmez. Cumhuriyet egemenlik hakkını millet iradesine bağladığı, yani demokrasiye kapı araladığı, demokrasiyle buluştuğu, kucaklaştığı oranda gerçek manada cumhuriyet olur. Cumhuriyet ile demokrasi birbirinin karşıtı değil, birbirini var eden unsurlardır. 14 Mayıs 1950'de Demokrat Parti seçimlerde mutlak bir zafer kazandığında bunu Cumhuriyete karşı bir devrim olarak gördüler. Orası da çok ilginçtir. 27 Mayıs 1960'da askeri müdahaleyle demokrasi ortadan kaldırılınca bunu bir bayram olarak gördüler, Mısır'da olduğu gibi. Bunu, Cumhuriyetin kurtarılması olarak gördüler. Cumhuriyet adına darbeleri savundular. Darbeleri cumhuriyeti korumanın bir aracı olarak gördüler. Cumhuriyet demokrasiyle taçlandığı kadar anlamlı ve değerlidir. Demokrasinin olmadığı cumhuriyet ise dünyada ve bölgemizde bolca bulunduğu üzere otoriter, dikta rejimleridir. Tarihte seçimle iş başına gelen diktatörler olmuş mudur, evet olmuştur. Sembolik seçimlerle, yapmacık seçimlerde diktatörlüğünü meşrulaştıranlar olmuştur ve vardır. Ancak, Türkiye bunların hepsini aşmıştır. Türkiye demokraside, seçim sisteminde olgunluğa erişmiş, demokratik kültürü sarsılmaz şekilde yerleştirmiştir. 1950 yılından itibaren Türkiye'de seçimler şeffaf biçimde özgür iradenin en güzel şekliyle tecelli edeceği bir biçimde yapılmış" şeklinde konuştu.


"BİZİ DİKTATÖRLÜKLE SUÇLAYANLARA 'HODRİ MEYDAN' DİYORUM"
Erdoğan, "Bizim seçimlerimiz dünyadan uluslararası gözlemcilerden de hep onay almış, takdir toplamıştır. Şu anda bizi içeride ve dışarıda diktatörlükle suçlayanlara hodri meydan diyorum. 5 ay sonra seçimler var. Buyursunlar orada kozlarını paylaşsınlar. Şu anda vesayet kurmakla itham edenlere hodri meydan diyorum. Buyursunlar, 30 Mart'ta sandıkta kozlarını paylaşsınlar. Eğer, bu ülkede bir diktatör varsa buyursunlar bu diktatörü sandık yoluyla indirsinler. Bütün siyasi partilerin yetkililerini, temsilcilerini sandık kurullarına yerleştirdiği ve sandıkları gözlemlediği bir yeri siz nasıl olur da diktatörce bir seçim olarak niteleyebilirsiniz? Bunun en güzel örneğini veren, bu tür seçimlerin en güzel örneğini veren Türkiye'dir. Eğer, Türkiye'de bir vesayet sistemi varsa buyursunlar bunu sandık yoluyla sona erdirsinler" dedi.


Başbakan Erdoğan, "Biz siyasi tarihimiz boyunca sandığa inandık. Sandıktan çıkan sonuca kayıtsız ve şartsız itaat ettik. Yüzde 10 barajına rağmen, biz geldiğimiz zaman yüzde 10 barajı vardı. Biz getirmedik, yüzde 10 barajıyla seçimlere girdik. Karalama kampanyaları yapıldı, buna rağmen medyanın acımasızca saldırılarına rağmen sandığa inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Biz, milletimizin iradesine her zaman saygı duyduk ve şu anda da saygı duyuyoruz. Millet bize git derse hiç tereddüt etmeyiz milletin talimatına uyarız ama millet bize 'kal' derse millet dışında hiçbir odak karşısında da boynumuzu eğmeyiz, milletin emanetini kimseye teslim etmeyiz" diye konuştu.


SEÇİM BARAJININ İNDİRİLMESİ
"Baraj indirilsin, teklifin ne bunu söyle" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer mevcut kurallar içinde baraj indirilsin' diyorsan bunu da açıkla. Nasıl birşey istiyorsun? Ama bunların açıkladığı bir şey yok. Biz,açıklıyoruz. Buyurun size diyoruz, 3 tane teklif. Birincisi mevcut seçim sistemi barajıyla, ikincisi yüzde 5 Türkiye barajı bunun yanında 5'li bölgeler sistemi, üçüncüsü dar bölge sistemi. Hangisini beğeniyorsun, al onu kullan gel onu yapalım. Yok hala sesiniz çıkmıyorsa demek ki halden memnunsunuz yolumuza böyle devam ederiz. Şunu unutmayalım, sandık namustur."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...