Fatih Terim'in izleyin dediği o görüntü

Fatih Terim'in izleyin dediği o görüntü

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Haberleri

Milli Takımlar teknik direktörü Fatih Terim, canlı yayında Galatasaray'dan ayrılış süreciyle ilgili konuştu.

Bu toplantıyı organize ederken, artılarını, eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı. Çünkü genel olarak böyle bir temayülüm yok. Ancak başka platformda da konuşacağımı söylememe rağmen bunların sebeplerini anlatacağım. Kimleri için konuşmamam, kimileri için ise konuşmam anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben Galatasaray'ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin hiç değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı da fark ettim.
"BELKİ BİRAZ OLSUN RAHATLARIM" nbsp;
"Takdir edersiniz ki benim de değerlerim ve çok kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki ben de düşünen sevinen, üzen, kızan bir insanım. Aynı sizler gibi. Beni devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar susukunluğumu şikayet edip söylenmek, açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemek adına sustuğumuz yadınız. ben Galatasaray markasına zarar verir miyim diye endişe ettim. İtibarsızlaştırma çabasında Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye konuşan kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da, başkasındansa kendimden olsun. Belki biraz olsun rahatlarım diye konuşmaya karar verdim.
AYSAL'IN BİR GAZETECİ İLE YAPTIĞI TV PROGRAMI..."
"Divan Kurulu'nda konuşacaktım. Ancak bunu öne alma sebebim çok açık ve bariz. Yoksa Divan Kurulu'nda sayın kurul yönetimine bir konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı oturumda, basın mensuplarının olmadığı bir ortamda benim cephemden bu olaya bakış nasılsa onu dillendirmeyi düşünmüştüm. Ancak Sayın Aysal'ın bir gazeteci ile yaptığı tv programı beni daha fazla beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır, sonunda da biter. Ancak bizde öyle olmuyor. 1,5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, bu kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde, iddiada, hatta serviste bulunuldu.
"BENİ 40 YILDIR TANIYORSUNUZ"
"Dahası halen kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasaraylılara sesleniyorum, lütfen bir haklı haksız, bir suçlu suçsuz arayışına girmeyin. 60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüz yüze gelmeden tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insanım, egolarım birçok insandan fazla da olabilir. Değişmem, yerimden kımıldamam da demedim hiçbir zaman. Yaşamını toplumsal ve aile değerleri üzerine kurmuş, kendini geliştirmek adına hala eğitim alan, Galatasaray değerlerini herkesten çok özümsemiş birine çıkıp da Galatasaray değerlerine yanlış yaptın diyemezsiniz. benim kefem çok kişiden bu konuda ağır basar. Bende Galatasaray'da yaşadıklarımın ağırlıkları vardır. Onun için ağır basar dedim.
G.SARAY METİN OKTAY'DIR, ALİ SAMİ YEN'DİR"
"Seçilen yönetimi suçlayacak, arkasından konuşacak bir eylem içerisinde bulunmamayı öğrendim. Bir süredir hemen hemen her açıklamada ismimin geçmesine, hak etmediğim ve yaşamadığım halde yaşanmış gibi yaşamadığım şeyleri, yapmadığım şeyleri veya olmayan şeyleri olmuş gibi gösteren olaylara cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Hakikaten çok üzülüyorum. Bu kulübün bir divan üyesi olarak biliyorum ki Galatasaray başarılı olmak için her şeyi yapmak, her yola basılmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir, Galatasaray Metin Oktay'dir."
"VELEV Kİ BİZ DOSTUZ..."
"Sayın Aysal'ın söylediği gibi açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum, hiçbir zaman da reddetmedim. Ancak ben derdimi başkanla birer bir konuşmayı istedim. Kapısından çıktıktan sonra olayları sosyal medyadan internet sitelerinden öğrenmek istemedim. Velev ki biz dostuz, velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz biliyoruz ki hayatta problem olmayan ilişki yoktur.
"HİÇBİR YERDE DUYDUNUZ MU?"
"Biz bütün bunlara rağmen yine karşılıklı oturur, konuşurduk, ayrılırdık. Ben de başarılar diler eşyalarımı toplar çıkardım. Tam burada aklıma küçük bir şey geldi; yaşadığım bir şey. İkinci gidişimde başkan Özhan Canaydın ile oturduk ve artık istifa etmem gerektiğini söyledim. Teke tek oturduk Allah'ı var, mekanı cennet olsun, 'Ben bunu açıklayamam' dedi. Sayın başkan ben bunu açıklarım şu an kulübün menfaati için gitmem gerek dedim. 'Ben gelmem oraya konuşamam' dedi. Basın odasına gittik ve ben başkan yanımda otuturken bunu açıkladım. Üzüldü çok, kendim koluna girip, kendim arabaya bindirdim. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde duydunuz mu? Hayır."
"GALATASARAY KULÜBÜ BU DEĞİLDİR"
"Antrenmanı bitirip, teri soğumadan odasına giden hocasına işne son verildiğini basın aracılığıyla bildiren, televizyon kanalında hayal mahsulü bir anlaşmanın haberini veren evime bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış benim 40 yıldır hatta daha öncesi Galatasaray'da gördüğüm bir uygulama değildir. Bu hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray Kulübü bu değildir. ""BEN DE TELEFON KAYITLARINI MI ÇIKARAYIM"
"Umarım benden sonra da yerli yabancı hiç kimse bunu yaşamaz. Çünkü bunu yaşatmak Galatasaray'a yakışmaz. Ne telefon kayıtları kaldı, ne olmayan şeylerin anlatılması kaldı. Ne yapayım, ben de telefon kayıtlarını mı çıkarayım? Size bunları mı gösteriyim? Bu yakışık alır mı?"
ELEMAN, DEĞİŞİKLİKLER, AYRILIKLAR, PRİMLER.
"Eleman meselesi, yönetim değişikliği, Albayrak ve Dürüst'ün ayrılışı, Mersin maçı sonrası Aysal ile Demirören'in görüşmesi, maç öncesi primin futbolcuyla konuşulması, yaşananlardan sonra 'Geçmiş olsun' denilen bir yerde sadece futbolcuların kutlanması, daha neler neler...
"DİRENECEĞİM DEMİŞTİM"
"Şimdi bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Ben tam aksine dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe her şeyin şiddeti arttı. Sanırım şimdi geriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Sayın Aysal'ın TV'de söylediği Antalya maçından sonra yaptığı açıklamaların bir kez daha izlenmesinde yarar var.Maç sonrasında net bir şekilde 'Görevimin başındayım, göndermeye çalışsalar bile direneceğimden şüphe duyulmasın' demiştim.
"HAKKIMI BAZILARINA HELAL ETMİYORUM"
"Her zor durumda bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığım her anda koşulsuz, sorgusuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım Galatasaray'da bana yaşatılanlardan dolayı hakkımı bazılarına helal etmiyorum. Beni her türlü platformda destekleyen herkese teşekkür ediyorum.
"ANTALYA MAÇI VE BEŞİKTAŞ MAÇI DEVRE ARASI"
TFF ile sözleşme imzalayacak mısınız?
"Mayıs ayına kadar ücretsiz ve Türk futbolunun yeniden şekillenmesi için tasarım yapmak adına söz verdim. Henüz bu sözümün haricinde bir şey yapmadım. Ne demişsem o var. Zaten bundan sonraki kariyerim beni bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi? Buna fırsat veriliyor mu? Bir de o var." 12 Nisan'da TFF ile görüşüp anlaştığınız doğru mu?
"Böyle bir şey doğru değil. İddia edenler gündeme getirenler ispat etmek zorundadır. Öyle boşa konuşmak yok. Bir şey hatırlatayım, ben görevimin başındayken görüşülen, teklif yapılan yabancı hocaları neden sorgulamıyorsunuz? Antalyaspor maçı öncesi aldığım telefondaki sesten, daha önceki aylarda kulağıma gelen isimlerden... Ah onların bir dili olsa da konuşsa. Hem de Türkçe konuşsalar keşke. Yine Antalya maçında ve Beşiktaş devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan ile hiç uymuyor. Başka bir tarafa dalalım. Burası çok dolu değil. Benim dediklerimi sorgulasanız daha iyi olur."
"MİLLİ TAKIM SÜRECİNDE TÜM DENGELERİ GÖZETTİM"
TFF ile süreç nasıl gelişti? "Bu süreç benim hayatımda usül ve etik olarak her şeye uygun, çok dikkat ettiğim ve Galatasaray zarar görmemesi adına her şeyi gözettim. Tüm dengeleri gözeterek hassas davrandım. Her adımda tüm açıklığıyla Galatasaray'da bulunduğum görev ve sorumluluklara zarar vermemesi adına çok uğraştım. Demirören'e kahvaltıda Sayın Aysal'dan izin almadan gelmem dedim. Sonra Aysal'a telefon açtı ve ben ondan sonra gittim. nbsp;Bu Sayın Aysal ile Demirören'in birinci telefonudur. Kahvaltıda sadece Yıldırım Demirören yoktu. TFF'den birkaç arkadaşımız vardı. Tam kahvaltıda teklif kısmında 'Benimle teklifi paylaşmadan Sayın Aysal'dan teklif için de izin aldın' dedim. O da salonun öbür ucuna geçerek Aysal ile konuştu. 'Hocam Sayın Aysal izin vermiştir' dedi. Bu Aysal ile Demirören arasında ikinci telefondur. 'Bana verdiğiniz teklifi Aysal'a sunacağım' diyerek ayrıldık. Ben başkana para almayacağımı söyledim. Kurallar gereği TFF'nin para vermek zorunda olduğu söylendi. Ben de bu paranın bir hayır kurumuna verilmesini söyledim. Bundan sonra da Aysal ile Demirören arasında üçüncü telefon görüşmesi yapıldı. Herşeyi Aysal'ın iziniyle yaptım. 4 maç ve danışmanlık izni vermesi üçüncü telefon konuşmasıdır. nbsp;(Sporx)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...