"Dön de bir bak şu güzel kadına!"

A -
A +
Seyyid Fehim hazretlerinin bir talebesi anlatıyor:  "Bir gün çıktım köyümden. Arvas'a gidiyordum...
İki köy arasında uzunca bir dere vardı.
İnsanlar o dereden geçip giderlerdi evlerine. Ben Arvas'a giderken biri de Arvas'tan bu tarafa geliyordu.
Derken karşılaştık...
Ve selâm verdik birbirimize.
Yanında hanımı da vardı.
Genç ve güzel bir kadındı...
O esnada şeytan vesvese verip 'Dön de bir bak şu güzel kadına!' dedi.
Şeytana aldandım.
Ve dönüp baktım...
Ama arkadan bakmıştım.
Yüzünü görmedim.
Nihayet vardım Arvas'a. Seyyid Fehim hazretleri beni görür görmez 'Müslüman, harama bakmaz. Arkadan olsa bile!' buyurdu."
***
Seyyid Fehim hazretleri heybetli bir zattı!
Sevimli, nurlu ve vakar sahibiydi... Gölgesini gören "Bu, Allah'ın velisidir" derdi.
Her ilimde mahirdi.
Tefsirde ve hadiste...
Fıkıh ve tasavvufta...
Hatta sanat, ziraat ve siyasette... Van valisi, ona sorardı çözülmez zannettiği meseleleri... Hükümdar olsaydı, Onun gibi bir hükümdar bulunmazdı dünyada.
Ömründe cemaatsiz namaz kılmamış, bir tek teheccüdü kaçırmamıştır.
Bin âlimin yanında o idi mükemmeli.
Bin güzelin yanında o idi en güzeli.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.