"Yine ihtiyacın olursa bana gel!"

A -
A +

Taha-yı Hakkâri hazretlerinin dergâhında misafir eksik olmazdı.
Yaz, kış, gece yarısı...
Günün her saatinde...
İaşe işlerine bakan memur, bir gün gelip "Efendim, ambarda unumuz kalmadı. Ne emredersiniz?" diye arz etti.
Seyyid Taha hazretleri;
"Ambar unla dolu!" dedi.
Memur "Özür dilerim efendim, az önce hepsini süpürdüm" diye arz edince "Git, bir daha bak... Ambarda un olacak" buyurdu.
Memur koştu ambara...
Gördü ki un dolu tıka basa...
? ? ?
Hırsızın biri de, bir gece yarısı Seyyid Taha hazretlerinin ambarına girdi... Baktı ki her taraf un çuvallarıyla dolu... Hemen birine yapışıp götürmek için davrandı.
Ama kaldıramadı.
Yarısını boşalttı.
Yine kaldıramadı.
Biraz daha boşaltıp denedi... Bir milim bile oynatamadı yerinden... Çok şaşırdı!.. Zira dolu çuvalı rahat kaldırıyordu önce.
Az daha boşaltıp denedi.
Ama bir şey değişmedi...
Şaşkın hâlde düşünürken Seyyid Taha hazretleri ambara girdi...
Ve yanına yaklaşıp;
"Dur, yardım edeyim" buyurdu.
Ve çuvalı kaldırıp sırtına koydu...
Sonra tebessüm ederek "Al git, şimdilik bu kadar yeter... Bir daha ihtiyacın olursa ambara değil, bana gel" buyurdu.
Hırsız, tövbe etti.
Ve bıraktı bu işi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.