"Haydi buyurun, canınız çekmiştir"

A -
A +
Şeyh İsmail Efendi, Anadolu erenlerinden olup türbesi, Adapazarı'na bağlı Hendek ilçesinde, kendi ismiyle anılan kabristandadır. O devirde başka bir vilayette okuyan "üç arkadaş" işittiler bu zatı.
Evliyadan olduğunu öğrenip ziyaretine gittiler. Ancak "veli" olduğunu kesin anlamak için akılları sıra imtihan edeceklerdi kendisini!
Yolda konuştular.
Biri şöyle dedi:
"Arkadaşlar, o zat gerçekten 'evliya' ise bize yemek çıkarsın. Bana 'kızarmış et' ikram etsin meselâ."
İkincisi aldı sözü:
"Ben 'pilav' istiyorum."
Üçüncüsü atıldı bu defa:
"Bana da 'helva' ikram etsin öyleyse."
Nihayet vardılar dergâha.
Mübarek buyur etti gençleri.
Hoşbeşten sonra kalktı ve:
"Gençler! Uzak yoldan geldiniz. Hem yorgun, hem de açsınızdır... Siz dinlenedurun, ben size yiyecek bir şeyler hazırlayayım" buyurdu.
Sonra çıkıp girdi mutfağa.
Az sonra bir siniyle girdi içeri.
Sinide şu yemekler vardı:
Kızarmış et, pilav ve helva...
Gençlere dönüp "Haydi buyurun... Bunları canınız çekmiştir" dedi.
Gençler sofraya oturdular.
Ve hayretle birbirlerine baktılar.
Zira her birinin önünde "kendi istediği" yemek vardı...
Mahcubiyetten rahat yiyemediler.
Elini öpüp "talebesi" oldular aynı gün.
Ve bir daha ayrılmadılar yanından...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.