Ağustos ayında kar isteyen gelin!..

A -
A +
Ankara'da Ulus'tan Kızılay'a giderken Gençlik Parkına vardığınızda sol tarafta saliha hanımlardan birinin türbesi vardır. Kime sorsanız gösterirler "Karyağdı Türbesi"ni... Bugün onun menkıbesini anlatalım siz değerli okuyucularımıza...Ankara'nın güzel ve saliha kızlarından biri al duvaklı gelin olmuş. Evlendiği genç de yakışıklı, kadir-kıymet bilir biriymiş. Birbirlerini pek sevmişler, pek anlaşmışlar. Gel zaman git zaman, gelin kızın al duvağı solmadan kayınpeder, kayınvalide başlamışlar tazenin yüzüne bakmaya... Bir torun istiyorlar; nurtopu bir torun!..Günün birinde evin yaşlıları gelin kızın betine benzine bakmışlar da işi anlayıvermişler; gelin hanım hamileymiş meğer! O günlerde gelin hanım aşeriyormuş... Fakat öyle bir şeye aşerer ki bulup buluşturmak müşkülün müşkülü. Çünkü taze gelin, ağustos ayında kar ister!.. Herkes yayla güneşinde buram buram terlerken o, ortalığa yağan lapa lapa kar rüyaları görür!.. Gecenin ortasında içini bir ateş basar dudakları suya hasret kalan bozkır toprağı gibi yarılır. Zavallı gelin kâh ağlar sızıldanır, kâh utanır, susar...Kadıncağız, gündüz-gece hayalinde kar helvaları yiyerek günlerini geçirirken, artık bir an gelmiş dayanamaz olmuş. Herkesin uykuya vardığı bir saatte bahçeye çıkıp açmış ellerini, hem ağlamış hem istemiş:"Allahım! Sen, ol deyince gökyüzünden kar da yağar, nur da yağar! Sevdiğin kullar hürmetine ver Allahım! Lâpa lâpa kar ver, avuç avuç kar yiyeyim, içimin şu bitmez yangını sönsün!.."İşte o an, ne olmuşsa olmuş, lâpa lâpa kar yağmaya başlamış. Tam gelinin rüyasında gördüğü gibi!Yerler bembeyaz olmuş "Kar geliyor, nur geliyor" diye sevinçten iki gözü iki çeşme sel sel ağlayan kadıncağız, avuçlarını açıp ığıl ığıl inen karları kavrulan dudaklarına götürmüş...Kar yağmış, gelin yemiş, ta ki, gün ağarıncaya kadar... Ertesi sabah her tarafı bembeyaz karlar içinde görenler büyük bir şaşkınlığa uğramışlar ama, gelinin hikâyesi de çabucak ortalığa yayılıvermiş. Hikâyesi diyoruz çünkü gelinimiz hastadır. O ağustos sıcağında o kadar kar yenince ne olur! Yatağa düşürmüş taze gelini... Kayınvalidesi, kenarı pullu duvağı torununun beşiğine örtmeyi arzularken gelininin tabutuna örtmüş... Ve oracığa defnetmişler taze gelini..."Her şey mevsiminde ve yeterince" diye boşa dememiş büyüklerimiz! Bize düşen; buradan dersimizi almak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.