Farklı lezzetleri keşif için haydi yemek tiyatrosuna

A -
A +
Sunuş
Şöyle bayram öncesi hayatınıza gerçekten renk katacak bir faaliyetle tanışmaya ne dersiniz? Şayet siz de benim gibi yemek pişirmek, değişik tatları keşfetmekten hoşlanıyorsanız bu haftaki sohbetimizi kaçırmayın derim. Çünkü sizlere ülkemizin hatta dünyanın büyük şeflerini ücretsiz bir araya getiren muazzam bir organizasyondan bahsetmek istiyorum. Üstelik bu yapılanma küçük gurmeler ve şef adaylarını yani çocuklarımızı da eğlenceli bir şekilde içine alıyor. Efendim İstanbul Gastro Kültür Merkezi, kapılarını açtı. Resmi açılış yakında. İlk röportajlarını bize verdiler. Gurme, gazeteci-yazar M. Vasfi Pakman'a bu harika girişiminin yanısıra, içten sohbeti için de ayrıca teşekkür ediyoruz. Ben kendisini tanımaktan büyük mutluluk duydum, ülkemiz gastronomisi adına verdiği büyük çabaya hayran kaldım. Önce yazımızı okuyun sonra bayram sonrası için tiyatroya ister oyuncu yani aşçı, ister öğrenci olarak rezervasyonunuzu yaptırın. Harika ekipman ve şeflerle nefis lezzetlere imza atın...

 

Türkiye lezzet hareketi başladı diyorsunuz.
Evet, sloganımız: Türkiye Lezzet Hareketi Başladı... Markamızı tescilledik. Yapmayı hedeflediğimiz çok güzel çalışmalarımız var. Lezzet Markaları Derneğimiz, Mutfak ve Ağırlama Profesyonelleri Meslek Eğitim Derneğimiz ve yeni kurduğumuz Lezzet Dostları Derneğimiz ile lezzet hareketi için çaba harcıyoruz. Türkiye Aşçılar Şefler Federasyonumuz da dünyaya açılan penceremiz.
Gastro Kültür Merkezi bence muazzam bir hizmet.
Bu proje, 2000 yılından beri hayalimdi. Önce kapalı bir stüdyoda başladık faaliyetlere ama içime sinen bir durum değildi. Açık, herkesin gözünün önünde, interaktif bir ortamda olmalıydık. Büyükşehir belediyesi bize Çarşı Pazar AVM'de burayı verdi. Henüz resmi açılışımızı yapmadık fakat burada 5 ünlü restoran ve pastanenin şefleri, halkımızla buluşuyor. Yemekleri, pastaları birlikte yapıp tadıyorlar. Burası bir eğitim kurumu değil, diploma da verilmiyor ancak deneyerek tıpkı bir okul gibi birçok şey öğrenebiliyorlar. Burada dört kişi aynı anda uygulama fırsatı bulabiliyor. Ayrıca isteyen bir ev hanımı, çalışan hanım, sanatçı, doktor, öğretmen vs. kişiler de gelip yemek yapabilir ve farklı lezzetlerle katılımcıları tanıştırabilirler. Hafta sonları da çocuklarla faaliyetlerimiz var. Onlarla pasta, çikolata yapıyoruz. İsteyen herkes ister izleyici, ister uygulamacı olabiliyor.
Sizin bu işlere merakınız nasıl başladı?
Ben aslında finansçıyım. Son Havadis, Sabah gibi gazetelere de yazılar yazdım. İlk bankada başlayan iş deneyimim, Ankara'da özel sektörde büyük bir firmada devam etti. Çok sık yurt dışına çıkıyordum ve o zamanlar rahmetli Turgut Özal, Devlet Planlama Teşkilatı'nın başındaydı. Vizyonu çok yüksek bir bürokrattı. Beni yanına çağırdı, "Bizim müteahhitler çok becerikli. İmkan bulsalar dünyayı donatırlar ama tanıtımda zayıf kalıyorlar. Dosyaları zayıf, referansları yok" dedi. Hiç unutmuyorum o dönem çalıştığım şirkete, Birleşik Arap Emirlikleri'nden bir iş almaya gitmiştik. Şeyh Sultan Bin Muhammed Kasımi dedi ki: Ben ne bileyim bu binaların Türkiye'de olduğunu. Belki başka bir ülkedeki binaların fotoğrafını çektiniz ve getirdiniz... Bu sözler bizi çok üzmüştü. Sayın Özal da daha önce benzeri durumlarla karşılaşmış olmalı ki, birlikte yaptığımız bir uçak seyahatinde, "Senin iletişimin, dilin iyi. Adı İnşaat Dünyası olan bir dergi çıkart" dedi. İşte o gün bizim dergicilik işinin temelleri atıldı. İnşaat sektörü ve müteahhitlerimiz için referans olacak çok düzgün bir dergi çıkarttık. Onu başka dergiler izledi ve işim de artık bu oldu. İnşaatın ardından yine Turgut Özal'ın isteği ile turizm dergileri hayatımıza girdi.
Dergicilikten gurmeliğe geçen bir yol olmuş.
Evet. Bu arada beni Londra'da, Hhotelypia Fuarı'na davet ettiler. Aynı zamanda Dünya Aşçılar Olimpiyatı da vardı. O dönem fuarda dünyanın en ünlü aşçısı Peter Grifftih ile tanıştım ve bana dedi ki: Sizin ülkenizde güzel yemek yapan aşçılar yok mu? Getirin onları buraya, yarışsınlar. "Nasıl olacak?" diye sordum. "Ülkenizde bir yarışma yapın. İlk üçe girenleri getirin. Bunun için de bir dernek kurun. Dernek yarışmayı yapsın, ben de jüri üyeliği yaparım" cevabını verdi. Tugrul Şavkan, Bircan Eresin, Necip Fincancıoğlu gibi turizmciler, "derneği kuralım" dedik. Bir grup derneğin adı "Mutfak Dostları", diğerleri "Mutfak Profesyonelleri olsun" dedi. Sonuç ikisi birden kuruldu. Daha sonra ilk gastronomi dergisini çıkarttık.
Yarışma ne oldu?
Usta aşçılar katılmaya çekindi. İsimlerine zarar gelir diye korktular. Yamaklarını, yanlarında çalışan gençleri gönderdiler. Biri 19, birisi 22, diğeri 24 yaşında üç genç dereceye girdi. 19 yaşındaki genç, altın madalya aldı. O genç, bugün kendi aşçılık okulu ve kitapları olan meşhur şef Eyüp Kemal Sevinç'tir. Bu olimpiyat dünyada dört yılda bir yapılır. Geçen yıl da benim kurduğum 12 kişiden oluşan takım, 5 bin kişi içinde 1 altın, 4 gümüş, 7 bronz madalya aldı. 
Gastro Kültür Merkezi'nin faaliyetlerine ücretsiz katılmak için www.gastrokültürmerkezi.com'dan katılım formu doldurabilirsiniz.

ENSTİTÜ KURULUYOR
Arman Kırım unutulmadı
M. Vasfi Pakman, 2011'de kaybettiğimiz gazetemiz yazarlarından, değerli bilim adamı aynı zamanda sayılı birkaç gurmeden biri olan Prof. Dr. Arman Kırım için enstitü kuracaklarını söyledi. Pakman, "2014'te lezzet markalarına Oscar vereceğiz. Bir de büyük üstad Prof. Dr. Arman Kırım'ın adını taşıyan 'Lezzet Enstitüsü'nü kurmanın hazırlıklarını yapıyoruz. 'Nasıl gurme olunur?' bunları anlatacağız" dedi.

DÜNYADA ÖNCÜ
Uluslararası bir gurme 
20 yıldır ülkemizi dünyada temsil edebilmek için ciddi çaba harcayan M. Vasfi Pakman'ın dünyada öncülüğünü yaptığı birçok faaliyeti var. Pakman; DEİK/DTİK Avrupa Bölge Komitesi Meclis Üyesi, AGİKAD/Akdeniz Ülkeleri Gastronomik İşbirliği ve Kardeşlik Derneği Kurucu Üyesi, Uluslararası Türk Gastronomi Dernekleri Platformu Başkanı gibi birçok görevi bir arada yürütüyor.


En iyi lobi, yemekte yapılır 

Dışarıdan bakıldığında Türk mutfağı hak ettiği yerde değil sanki.

Maalesef pazarlama eksikliğimiz var. Tarihimize bakıldığında her şeyin aslında en güzelinin, Osmanlı'da olduğunu görüyoruz. Bugün atıl olan Topkapı Sarayı'nın mutfağı 20 bin metrekare ve 5 bin civarı aşçının çalıştığı bir mutfak. Dünyanın 60 yıldır var dediği "füzyon" mutfağını Osmanlı, 1500 yıl önce yapıyordu. Bunu bir toplantıda söylediğimde Avrupalı gastronomlar hayretler içinde kaldı. Size ilginç bir şey söyleyeyim. Dünya Aşçılar Konfederasyonu'na gireceğimiz zaman referans olan kişi konfederasyonun yönetim kurulu üyesi Azeri Prof. Dr. Tahir Amir Aslanov'du. Mutfağı sınırlı olan Azerbaycan'ın bize referans olması, üzücü.

Ve bu tarihten itibaren de siz kendinizi Türk mutfağına adadınız.
Yazılar yazıyorum, Gastro TV'de program yapıyorum. Prof. Dr. Tahir Amir Aslanov ile birlikte Türk Dünyası Gastronomi Kongresi'ni hazırlıyoruz. 2009'da Dünya Türk İş Konseyi'nin kongresinde lobi çalışmaları yapılıyor. Ben "En iyi lobi yemek masasında yapılır. Masada ikna edemediğiniz bir partneri makamında karşısına oturup ikna etmek zordur" dedim. Salonda alkış koptu. Ondan sonra da Rıfat Hisarcıklıoğlu (TOBB Başkanı) bana Avrupa'da Türk gastronomisini tanıtma görevini verdi. Ayrıca lezzet markalarını bir araya getirmemizi söyledi. Şimdi markaların ürün envanterini kategorilerine göre ayıracağız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.