Cumhurbaşkanı Adaylarının Dış Politika Karnesi: Selahattin Demirtaş

Serinin son durağı HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş. Dürüst olmak gerekirse Demirtaş'ın dış politika karnesini yazmak için çok veri yok elde. Sık yurt dışı gezisi yapan bir siyasetçi değil Demirtaş. Buna ek olarak uluslararası sorunlar ve ilişkiler konularına değinen demeçlerine rastlamak da zor. Örneğin Demirtaş'ın Türkiye'nin NATO üyeliği konusundaki görüşleri nedir, Amerika ile ilişkilerine bakışı nedir gibi soruların cevabını bilmiyoruz. Veya Rusya'nın genel olarak yayılmacı politikası ve Orta Doğu özelindeki stratejileri konusundaki görüşünü bilmek de pek mümkün değil. Veya Türkiye-İran ilişkilerinin nasıl kurulması gerektiğine dair fikirlerine bugüne kadar yaptığı açıklamalarda rastlamak mümkün değil.
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine olumlu baktığını ve bu yönde temaslarda bulunduğunu biliyoruz. Geçen sene AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'yle bir araya gelen Demirtaş çözüm sürecinin Türkiye'nin AB üyeliği yolunda oynayacağı pozitif rolü vurgulamış.
Bunun dışında Demirtaş'ın dış politikaya dair bugüne kadar yaptığı açıklamaların merkezinde, bekleneceği üzere, Kürt meselesi var.
Demirtaş, "yeni" bir Orta Doğu oluştuğu kanaatinde, bu "Yeni Orta Doğu'nun" kilidi ise Demirtaş'a göre Kürtlerin pozisyonu. "Üç Kürt devleti olabilir. İran'da bir Kürt devleti, Irak'ta bir Kürt devleti, Suriye'de bir Kürt devleti. Suriye'de de Irak'taki gibi bir Kürt özerk bölgesi olacağı artık kesin. Tabii bu Suriye'deki Kürt oluşumu, Lazkiye'yi de içine alırsa Kürtlerin büyük bir sorunu ortadan kalkar. Denize alışırlar ve Türkiye'ye tam bağımlılık ortadan kalkar. Irak'ta merkezî yönetim bugünkü anlayışını sürdürürse Irak'taki Kürt devleti tam bağımsız olarak da ortaya çıkabilir" diyor Demirtaş.
Türkiye'deki Kürtlerin bağımsızlık iddiasının gereksiz olduğu kanaatinde Demirtaş. Türkiye'deki Türk-Kürt konfederasyonun Orta Doğu'da çok büyük bir güç olacağı kanaatinde.
Demirtaş'ın AK Parti'nin dış politikası ile ortak noktaları var. Mısır'daki darbeye karşı net ve sert bir söylemi mevcut. Bununla beraber Reyhanlı saldırısından sonra hükümete destek açıklamalarında bulunmuş.
Ancak ayrıldığı yerler de var. Suriye politikası konusunda Demirtaş hükümete ağır eleştirilerde bulunuyor.
İlginçtir, 2011 yılında Başbakan Erdoğan'ı Esad'ı desteklemekle suçlayan Demirtaş, sonrasında hükümeti Suriye'deki "çetelere" destek vermekle eleştiriyor. "Çete" ile kastedilen uluslararası toplumun da muhatap aldığı Suriye muhalefeti olsa gerek.
Demirtaş, "tehdit değil iş birliği unsuru" olarak tanımladığı PYD'yi "devrimci" diğer muhalif unsurları ise "çete" yapanın ne olduğu konusunda ise bir izaha rastlamak mümkün değil Demirtaş'ın bugüne yaptığı açıklamalarda.
HDP'nin "Türkiyelileşme" girişimlerinin önemli bir ayağı, Türkiye'de Kürtler ve Türklerin ortak meselelerine dair politikalar üretmek olmalı. Dış politika bu ortak meselelerin önde gelen bir ayağı. Orta Doğu'da bir Türk-Kürt ittifakının oyun değiştirici olacağına dair analizlerin malumun ilamı olduğu bu zamanlarda, Kürt siyasetinin dış politika alanında söyleyecek daha çok sözü olmalı...