Deprem ve tsunami sonrası enerji: Japonya

A -
A +

Kâbus gibi bir depremin ardından meydana gelen tsunami ve yaşanan nükleer felaket Japonya'yı derinden sarsmıştı. Birçok insan öldü ve yaralandı. Bir sürü mülk, iş yeri ve arazi zarar gördü. Ülke hâlâ bu korkunç olayların; ekonomik, sosyal ve enerji alanındaki artçılarını hissediyor...
Evet, birçok kişi şoka girdi. Birçok kişi evini, işini kaybetti. Birçokları hâlâ kaybettiklerinin acısını yaşıyor. Birçoğu ülkenin nasıl tamamen toparlanacağını düşünüyor, ama benim tahminim toparlanacağı yönündedir...
Ülkenin karşılaştığı en ciddi sorun, bütün nükleer enerji santrallerini kapatmak zorunda kalmanın meydana getirdiği ekstrem enerji şokuydu. Elektriğin yaklaşık yüzde 30'u nükleer santrallerden elde ediliyordu. Felaketten kısa süre sonra bu oran yüzde 10'a düştü. Bir yıl sonra yüzde 2'ye düştü. Şimdi ise bütün nükleer santraller kapalı.
Japonya dünyanın enerji güvenliği en düşük olan ülkelerinden biridir. Kullandığı enerjinin sadece yüzde 6-9'unu kendi üretmektedir. Gerisini ithal etmektedir. Eğer bütün nükleer enerji santrallerini tekrar devreye alırlarsa, kullandıkları enerjinin yüzde 16'sını üretiyor olurlar. Gerçi o zaman da uranyum ithal etmek durumunda kalırlar. Petrol, doğalgaz ve kömürün çoğunu ithal ediyorlar. Güneş ve rüzgâr enerjisiyle, nükleer santrallerin kapatılmasından kaynaklanan açığın bir kısmını karşılamaya çalışıyorlar. Ancak, bu yenilenebilir enerji kaynaklarının gerçekten bir açığı kapatmaktan çok, psikolojik fayda sağlamaya yaradığı görülüyor. Örneğin, geçen hafta ziyaret ettiğim Japonya'nın doğu kıyısındaki nükleer santralin yerini alması için kaç tane dev rüzgâr türbini kurmak gerekir? Tam 6 bin...
Tokyo yakınlarındaki dünyanın en gelişmiş temiz kömür santrallerinden biri olan Isogo'yu ziyaret ettim. Bu dünyadaki en temiz ve gelişmiş kömür santralini inşa etmek için 1.5 milyar dolar harcayarak, kömürden kaynaklanan kirliliği çok ciddi oranda düşürmüşler. Japonya'nın kömür santrallerinin çoğu böyle temiz değil, ama Japonya'nın elektriğe ihtiyacı var. Japonya çok eski, artık paslanmaya yüz tutmuş kömür santrallerini yeniden devreye aldı. En büyük artış doğalgazda oldu, ama kullandıkları doğalgaz çok uzaklardan sıvı halde getiriliyor ve dünyanın en pahalı gazlarından biri.
Japonya'nın dış ticaret dengesi de çoğunlukla artan doğalgaz ve kömür ithalatı yüzünden pozitiften negatife döndü. Kömür ve doğalgaz santrallerindeki üretimi artırarak lambaların hızla tekrar yanmasını sağladılar. Ancak, bu çok pahalıya mal oldu.
Japonya ayrıca şu an kapalı olan nükleer santrallerini deprem ve tsunami gibi felaketlerde daha güvenli hale getirmek için yüz milyarca dolar harcıyor, ama bu santrallerin açılmasına kesin izin verilip verilmeyeceği tam olarak bilinmiyor. Nükleer santral işleten şirketler bu santralleri çalıştıramasa da, çalışabilir halde tutmak için çok büyük paralar harcıyor.
Dünyada bakılması gereken en önemli enerji mevzularından biri, Japonya'daki enerji endüstrisinin Mart 2011'deki olaylar neticesinde nasıl şekilleneceği ve ülkedeki ve bölgedeki ekonomik kalkınmayı olumlu-olumsuz nasıl etkileyeceğidir.
Ayrıca Japonya'da meydana gelen olaylardan çıkarılacak çok ders var. Türkiye dahil birçok ülke böylesi yıkıcı doğal felaketlerde ne yapılacağını, nasıl hayatta kalınacağını ve nasıl tekrar ayağa kalkılacağını öğrenebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.