Darbenin ardında kirli iş birliği: Hedef Sudan'ı yeniden parçalamak

Düzenleyen:
Darbenin ardında kirli iş birliği: Hedef Sudan'ı yeniden parçalamak

DÜNYA Haberleri

Yer altı kaynakları itibarıyla Afrika'nın en önemli ülkelerinden biri olan Sudan'ın 2011 yılında Güney-Kuzey diye bölünmesine yol açan kaos planı, yeni darbeyle devam ettiriliyor.

Yılmaz BİLGEN

Sudan’da Ömer Beşir’i askerî darbe ile deviren askerî cunta, 2019 senesinde tayin ettiği yönetime yeniden darbe yaparak Başbakan Abdullah Hamduk ve ekibini görevden uzaklaştırdı. Darbenin başındaki isim olan Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ülkede bütün siyasi faaliyetlerin durdurulduğunu ve ordunun 2023 senesine kadar iktidarda kalacağını duyurdu.

KAOS PLANININ DEVAMI

Cunta tarafından ülkeyi yeni dönemde yönetecek teknokrat kadrolar belirlenirken başta başkent Hartum’da olmak üzere birçok ilde gösteriler başladı. Sudanlı stratejist Dr. Hüseyin Adil, yaşanan gelişmeleri, 2011 yılında Güney-Kuzey bölünmesinin devamı ve ülkeyi yeniden parçalama amaçlı üretilen kaos planının devamı olarak açıkladı.

Afrika Stratejik Araştırmalar (AFSAM) Başkanı Mustafa Efe ise “Sudan azgın bir azınlığa mahkûm edildi. İsrail destekli komünist yönetimin ilk işi İsrail ile normalleşme adımı atmak oldu. Siyonistler tarafından iktidara taşınan geçici yönetim geride kalan iki yılda bir yandan seçimleri engellerken diğer yandan da sayısız tutuklama ve infaza imza attılar. Başlatılan sürek avı ile halkla hesaplaşıyorlardı” diye konuştu.

Darbenin ardında kirli iş birliği: Hedef Sudan'ı yeniden parçalamak

KUMPASIN ARKASINDA BAE VAR

Afrika uzmanı Mustafa Efe, Sudan’da Ömer el-Beşir’in devrilmesi ve ardından İsrail ile yapılan normalleşme süreçlerine dikkat çektiği söyleşide şu ifadeleri kullandı:

"İsrail’in İslam ülkelerinde istediği değişimin en güçlü aparatı BAE, Sudan’da İslam’a dair ne varsa tasfiye etmeye çalışırken diğer yandan Türkiye’nin artan nüfuzunu kırmaya çalışıyor. Daha 100 yıl önce Osmanlı vilayeti olan bölgede Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve askerî etkisini kırabilmek adına büyük paralar harcadı/harcıyor. Öte yandan başta Fransa olmak üzere Batılı ülkeler Sudan’ın dünyada sayılı petrol rezervine sahip petrol sahası Abyei bölgesini yağmalamak için fırsat kolluyor.

Sudan, Afrika’nın coğrafya ve yer altı kaynakları itibarı ile Nijerya ile birlikte en önemli ülkesi. Emperyal güçler 100 yıldır buralarda yerleştirdiği kadrolar üzerinden siyaseti dizayn ediyor. Sudan’da ortaya çıkan hadiselerde iki isim çok önemli. Bunlardan biri 30 yıldır ülkede istihbaratın tepesinde görev yapan Salâh Abdullah Kuş, diğeri de hâlen acil askerî müdahale biriminin komutanı olan General Muhammed Hamdan Dogalu’dur.

Dogalu aynı zamanda Cancavitlerin lideri ve Hartum ile Darfur’da 300 bin kişinin katledildiği vahşetin de bir numaralı sorumlusudur. Salâh Abdullah ise tam anlamı ile bir kara kutu. Yeni dönem ve oluşacak denge de bu iki ismin varlığı ve rolüne dikkat etmek gerekiyor. Bununla birlikte Sudan’da bundan sonra iktidarı hangi güç nasıl ele geçirirse geçirsin Türkiye’nin her alanda tesis ettiği ilişkiye zarar veremez."

ÜÇ BÖLGE DAHA KOPARILACAK

Sudanlı uzman Dr. Hüseyin Adil, darbe öncesi Egemenlik Konseyinin iki numaralı ismi olan Muhammed Hamdan Dogalu’nun hiyerarşideki yerine oranla çok daha özel bir misyonu olduğuna vurgu yaptı.

Bu ismin geçtiğimiz hafta İsrail ve Mısır’ı ziyaret ettiğini hatırlatan Hüseyin Adil “Geçici ilan edilen hükûmet onlarca ikaza rağmen seçimleri ertelemeye devam etti. Sudan’da yapılacak seçimi ezici bir biçimde İslami hassasiyetleri gözeten bir partinin kazanacağı kesin. Bir an önce seçime gidilmesini halk tabanı kadar orduda istiyordu. Ancak bu talebi iktidara taşınan seküler yöneticiler de engelledi, erteledi. Aslında ordunun rahatsızlığı İsrail ile yapılan anlaşma ve normalleşme adımlarıydı. Çünkü Sudan ordusu İsrail karşıtıdır” dedi.

Darbenin ardında kirli iş birliği: Hedef Sudan'ı yeniden parçalamak

HER AÇIDAN ZAYIFLATMAYA ÇALIŞIYORLAR

Sudan’ın çok zorlu bir dönemden geçtiğini kaydeden Hüseyin Adil, ülke topraklarının yeni bir taksime tabi tutulmak istendiğini ve Ummu Durman, Darfur ve Nilul Ezrak bölgelerinin merkezden koparılmak istediğini anlattı.

Güney Sudan’da ikame edilen fanatik Hristiyan yapının önümüzdeki dönem çıkarılmak istenen çatışma katliamlara zemin teşkil edeceğini belirten Hüseyin Adil “Sudan, coğrafi zenginlikler dışında Afrika’nın dinî ve kültürel başkenti misyonuna sahiptir. Bu niteliğini yok etmeye, ülkeyi her açıdan küçültmeye zayıflatmaya çalışıyorlar. Bu rolü de İsrail ve Batı’nın çok daha güçlü hükmettiği Etiyopya’ya verme hesapları yapıyorlar" ifadelerini kullandı.

TEK UMUT VE ÇIKIŞ NOKTASI TÜRKİYE

"Burada tek oyun bozan faktör Türkiye" diyen Adil, şu ifadeleri kullandı:

"Şu an Afrika’da 100 senelik emperyalist tahakküme karşı tek umut ve çıkış noktası olarak Türkiye görülüyor. Birçok Afrika ülkesinde yaşanan sarsıntıların arka planında Türkiye’nin yolunu kesme hesapları yatıyor. Diktatörler üzerinden kurdukları statükonun devamını istiyorlar. Türkiye ise rejimlerden çok halkları yanına alan bir strateji ile gerçek manada sığınmak istedikleri bir şemsiye fonksiyonu görüyor” dedi. Hüseyin Adil ayrıca Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Togo, Angola ve Nijerya gezisine dikkat çekti ve “İsrail ve bölgedeki destekçileri ile birlikte Batı blokunu, bu dinamik ilişki trafiği korkutuyor."

Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...