Prof. Dr. Musa Duman: Eğitimin yanında değer de veriyoruz

Prof. Dr. Musa Duman: Eğitimin yanında değer de veriyoruz

EĞİTİM Haberleri

Doç. Dr. Süleyman Doğan, bu hafta Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman ile görüştü...

İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, "Geçmişten geleceğe köprü olmak" misyonuyla Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından; Fatih Sultan Mehmet Han, Sinan Ağa bin Abdurrahman, Nurbanu Valide Sultan, Hatice Sultan, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa vakıfları adına kurulmuştur. FSMVÜ Rektörü Prof.Dr.Musa Duman, "Bilim üretmek ve bilgiyi yaymak, bu yolla ülkemizin ve insanlığın geleceğine katkı sağlamak için özgürlükçü anlayış her zaman nbsp;rehberimiz olacaktır" diyor. Bir çağı açıp bir çağı kapatan Fatih Sultan Mehmet Han'ın misyonu ve vizyonu adına kurulan FSMVÜ Rektörü Musa Duman, mütevazı, sempatik, çalışkan, nbsp;tarihiyle barışık ve titiz akademik araştırmalarıyla nam salan bir profil çiziyor. Söyleşinin gerçekleşmesinde katkıda bulunan meslektaşım Doç.Dr.Serdar Demirel'e teşekkür ediyor ve Rektör Duman ile yaptığım mülakatla siz aziz okurları baş başa bırakıyorum. nbsp;
Sayın hocam, üniversiteniz Türkiye için ne ifade ediyor ve çiçeği burnunda dört yıl gibi kısa sürede Türk bilim alanına yaptığı katkılar nelerdir?
Vakıf Medeniyeti kavramının çağrıştırdığı alanlarda eğitim vermek ve bilimsel çalışmalar yapmak üzere kurgulanmış bir üniversiteyiz. Bunun için mimarlık, inşaat, güzel sanatlar, edebiyat, tarih, İslami ilimler, hukuk vb. üniversite olarak yoğunlaştığımız alanlar. İslami İlimler Fakültemizde eğitim dili Arapça, Medeniyetler İttifakı Enstitüsü ve Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü üniversitemiz bünyesinde çalışmalar yapıyor. Örneğin, GALSİAD ile Alüminyum İmalat teknolojileri üzerine bir Ar-Ge laboratuvarı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile KURAM, Zeytinburnu Belediyesi, Zeytinburnu Kaymakamlığı ve Uluslararası Enderun Bilim ve Eğitim Derneği ile Enderun Çocuk Üniversitesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile de Zeka İstanbul Projesi gerçekleştirilmiştir. nbsp;
Türkiye'deki üniversitelerin bilim, teknik ve üretime katkı bakımından dünya üniversiteleri ile rekabet edebilecek düzeye gelmeleri için neler yapılmalıdır? nbsp;
Üniversiteden ne beklediğimizin cevabını yükseköğretim camiası olarak tam kavramış değiliz. Bilim insanlarının çalışma konularına bir iş bulma alanı gibi yaklaşmaları ne yazık ki verimliliği çok etkileyen, sahte ve yanıltıcı sonuçlar üreten bir faktör olarak ortada duruyor. Mevcut imkânlarımızla yapabileceğimizin çok azını gerçekleştiriyoruz hala. Akademik camianın mazeretinin pek kalmadığını söyleyebilirim. Devletin ayırdığı kaynak ve çizdiği gelecek ufku, ülkemizde bilim ve teknolojinin geliştirilmesi için çok elverişli bir ortam hazırlamış oluyor. Son çeyrek asırda kaydettiğimiz gelişmeler, şu anda biraz dağınık bir görüntü ortaya koyuyor ama yakın tarihte bunların yerli yerine oturduğunu görmeye başlayacağız. İstikrar ve öngörülebilir gelecek planları, insan gücümüzle birleşince rekabet ortamının oluşması için ayıracağımız zaman ve kaynak oranı da yükselecektir. nbsp;
Üniversite rektörü olmak nasıl bir duygu, hissiyatınızı paylaşır mısınız?
Açık söylemek gerekirse aklımda rektör olduğum düşüncesiyle geziyor değilim. Üslendiğimiz bir görevi gücümüz nispetinde yerine getirmeye çalışıyoruz. Çalışma ortamınız, çalışanlar ve mekânlarıyla hizmet üretmenize elverişli ise yaptığınız işlerin keyfi bir başka oluyor. Bu durumda fazla mesai de sizi yormuyor.
Vakıf Üniversitelerinin Türkiye'deki yeri ve statüsü sizce doğru strateji üzerine kurulmuş mudur?
Vakıf üniversiteleri bir ihtiyaçtan doğdu elbette. Ancak toplumda vakıf üniversiteleri "özel üniversite" adıyla anılır oldu. Bu algı, vakıf üniversitelerinin eğitimi ücretlendirme yaklaşımları sebebiyle oluştu. Burada bir sorun olduğu açık.
Devlet, vakıf ve özel şahıs (patron) üniversitesi kavramı ve yapısı doğru bir tespit ve yapılandırma mıdır?
Şu anda toplum nezdinde bir devlet üniversiteleri, bir de vakıf üniversiteleri var. Bu sağlıklı değil. Dünyada olduğu gibi, devlet, vakıf, özel üniversiteler şeklinde üçlü sisteme geçmek gerekiyor. O zaman gerçek vakıf üniversiteleri daha iyi anlaşılmış olacaktır. Yatırım yaparak eğitimden kazanç elde edecek kişi ve kurumlar da bu yapı içinde kendi kitlelerine hizmet üreteceklerdir. Yine devletin denetiminde olacak şekilde bu üçlü yapıya geçmek kaçınılmaz gibi görünüyor.
Rektörlüğünüz sırasında unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
Görevimin ilk aylarında, inşaatı yeni bitmiş ancak henüz donatılmamış bir mekânda hazırlık çalışmalarımızı yapıyoruz. Araştırma görevlisi alacağız. Müracaatlar yapılıyor. Bir hanım geldi, kapı zaten açık, burada bir görevli yok mu diye sordu. Ben de "Ben görevliye benzemiyor muyum?" dedim. Durakladı, peki neye benziyorum o zaman dedim. Açık sözlü birisi imiş, "Şantiye şefine benziyorsunuz." deyiverdi. Çok hoşuma gitti ve güldüm tabi. Kendisini buyur ederek, kendimi tanıttım, çok mahcup oldu. Şimdi çok değerli bir öğretim elemanımız kendisi, ara sıra "şantiye şefi" hatırlatmasıyla ona takılırım.
Bir üniversiteyi sıfırdan veya belli bir yerden başlatıp bu duruma getirmek nasıl bir şey?
Üniversitemiz tabi tek başıma benim gayretlerimle yürüyüp büyümüyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesiyle birlikte bizim üniversitemiz, bir devlet projesi olduğu için Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakan Yardımcımızın, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün sürekli destekleri bizimle. Mütevelli heyetimiz başkan ve üyeleriyle hep birlikte çaba sarf ediyoruz. Fiziki mekânlarımızın, akademik ve idari personelimizin ve öğrenci sayımızın her geçen yıl artarak toplumda ve yükseköğretim camiasında önemli bir yer edinmeye başlamamız, tercih edilirlik oranımızın her yıl artması elbette kurumun başında bir yönetici olarak beni mutlu ediyor, gururlandırıyor.
Üniversite rektörleri inşaat ve parasal durumdan azade tutulmalı mı, yani sadece üniversite yönetimine mi katılmalı bu konuda ne dersiniz?
Bu soruyu, devlet-vakıf üniversitesi yapısının dışında cevaplandırmak olmaz. İkili bir yönetim modeli ne yazık ki çok verimli olamıyor. Aslında görev ve yetkileri daha net olarak belirlenmiş vakıf üniversitesi modeli sağlıklı ve verimli sonuçlar ortaya koyabilir. Mali ve idari konuları halledilmiş bir rektör elbette sadece yönetime ve bilimsel alana odaklanacaktır. Ama mali sıkıntıları ve mekân ihtiyaçları giderilmemiş bir üniversitede rektör olarak hizmet üretmek de mümkün değildir.
Akademisyenlerin performansa dayalı ücret almasını doğru buluyor musunuz, vakıf üniversitesi ile devlet üniversitesi arasındaki ücret dengesizliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ücretlendirmenin performans kriterlerine göre belirlenmesi çok doğru bir yöntem. Devlet üniversitelerinde de böyle olmalı. Proje bazlı ücretlendirme de buna eklenmeli. Herkes ürettiği kadar, çalıştığı kadar karşılık almalı. Vakıf üniversiteleri daha serbest hareket ettikleri için devlet üniversitelerindeki meslektaşlarına göre biraz fazla ücret alabiliyorlar, hatta aynı kurum içinde bile farklı ücret alan kişiler olabilir. nbsp;
FSMVÜ Kimlik Kartı
Prof. Dr. Musa Duman: Eğitimin yanında değer de veriyoruz

Tarihî derinlikten bilimin ve sanatın ufuklarına
Kuruluş: 2010
6 fakülte, 2 Meslek Yüksekokulu nbsp;
Yerleşke sayısı: 6 (Fatih (Rektörlük), Haliç Yerleşkesi, nbsp;Topkapı Yerleşkesi, Kandilli Yerleşkesi, Küçük Çamlıca nbsp;Yerleşkesi, nbsp;Atik Valide Yerleşkesi) nbsp;
Öğrenci sayısı: 4000 nbsp;
Yabancı öğrenci sayısı: 350 nbsp;
Akademik ve idari kadro: 400 Enstitü: 5
Araştırma ve Uygulama merkez: 6
Aktif program sayısı: 37 nbsp;
Vizyon: Ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel çalışmalar ışığında, kültürel ve sosyal açıdan donanımlı, geleneksel değerleri çağdaş bilgi ile sentezlemiş ve meslek bilincine sahip fertlerin yetişmesine önem veren, öğrencilerine, çalışanlarına değer veren ve onlara değer katan, özgün kurumsal yapısı ve uygulamalarıyla eğitim dünyasında rekabet etmek yerine kendisine ayrı bir çığır açan; bunun için yenilikçi, sağlam bilgiye açık, hak, hakikat ve hakkaniyete bağlı, özgürlükçü, akademik bir kurum olmaktır. nbsp;
Değerler: Bilimsel özgürlük, eleştirel düşünce, sorgulamacı anlayış, karşılaştırmalı bakış açısı, eğitim ve öğretim ilişkilerinde sevgi ve anlayışın esas alınması, medeniyet değerlerimizin farkında oluş, bireysel ve sosyal sorumluluk bilinci üniversitemizin hedeflerine ulaşmak için belirlediği temel değerlerdir.
Strateji: Kültür, sanat ve mühendislik-mimarlık ağırlıklı bir üniversite oluşumu ile büyük kültür mirasımıza sahip çıkmak ve bu mirasın gelecek nesillere sağlam bilimsel metotlarla en iyi, en doğru ve en güzel bir biçimde aktarılmasına ciddi katkılar sağlamak. nbsp;
55 ülkeden 350 öğrenci

Prof. Dr. Musa Duman: Eğitimin yanında değer de veriyoruz

Üniversitenizi tercih edecek yabancı öğrenci profili nedir, hangi bölge ve ülkelerden öğrencileriniz var?
55 farklı ülkeden 350 civarında lisans ve lisansüstü uluslararası öğrencimiz ve 350 TÖMER öğrencimizle üniversitemizde her yıl uluslararası öğrenci sayımız hızla artış göstermektedir. Afrika (Moritanya, Tanzanya, Uganda, Kamerun da dâhil tüm kıta Afrika'sı), Ortadoğu ve Körfez Arap ülkeleri, Çin ve Endonezya başta olmak üzere Asya ülkeleri ve özellikle lisansüstü bölümler için Avrupa ve Balkan ülkeleri ağırlıklı öğrenci kabul ettiğimiz ülkelerdir.
Prof. Dr. Musa Duman: Eğitimin yanında değer de veriyoruz

Prof.Dr.Musa Duman
1962 Ordu'nun Korgan ilçesine bağlı Tepealan'da doğdu. İlkokulu memlekette okuduktan sonra Çorum, Trabzon, Konya üzerinden 1985 yılında yüksek lisans eğitimi için İstanbul'a geldi. Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesinde bitirdikten sonra 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne araştırma görevlisi olarak girdi. Bütün akademik unvanlarını burada aldı. Değişik yıllarda misafir öğretim üyesi olarak Kazakistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulundu. 2010 yılında da Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin kurucu rektörü olarak görevlendirildi ve halen bu görevini ikinci dönem olarak sürdürmektedir. nbsp;
DOÇ.DR.SÜLEYMAN DOĞAN-TÜRKİYE GAZETESİ


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...