Prof. Dr. Peyami Battal: Depremle yeniden doğduk

Prof. Dr. Peyami Battal: Depremle yeniden doğduk

EĞİTİM Haberleri

'Harika Van Gölü manzaralı yerleşkemiz yeni çevre düzenlemesiyle daha yeşil bir kampüs haline geldi.'

Van, yüzölçümü açısından ülkemizin en büyük illerinden biridir. Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim şartları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal iyi bir ekip oluşturarak şehre, bölgeye ve ülkeye önemli katma değer sağlamak için var güçleriyle çalıştıklarının altını çiziyor. Sempatik, çalışkan, yönetim ve iletişim becerisiyle öne çıkan rektör Battal ile Van'da gerçekleştirdiğimiz söyleşide katkısından dolayı Doç. Dr. Yusuf Uzun'a teşekkür ediyor mülakat nbsp;ile baş başa bırakıyorum. nbsp;
Sayın hocam, rektör olarak üniversiteyi nereden nereye getirdiniz?
33 yıllık üniversite olmasına rağmen beklenen büyüme kapasitesini gerçekleştirememiştir. 24 yıldır burada birçok farklı idari görevde bulunduğum için nbsp;üniversitemizin potansiyelini iyi biliyorum. Gerek üniversitemizin farklı alt yapı, bilimsel sorunlarını ve potansiyelini doğru tespit ederek gelecekte hak ettiği noktaya taşıyabilmek için tüm plan ve programları yaptık. Van'a, bölgeye ve ülkemize önemli katkılar sunmak gerektiği bilinci ile bu planlarımız yürürlüğe konuldu. Tam başlarken Van iki büyük depremle sarsıldı ve mevcut proje ve planlarımıza yeni hedefler eklememiz gerektiği ortaya çıktı. Son 4 yıl içinde; öğrenci sayısı 17 binlerden 28 bine, öğretim üyesi sayısı 520'den, 790'a yükseldi. Yine yaklaşık 200 civarında olan lojman sayısı depreme dayanıklılık testleri sonucunda 60'ını yıkmak zorunda kalmamıza rağmen bugün itibarıyla 800'e ulaşmış durumda.
Depremden sonra neler yaptınız?
Yeni çevre düzenlemeleri ile daha yeşil bir kampüs haline geldik. Ayrıca kampüsteki kullanılan bütün binaları güçlendirdik. Yine bu süreçte öğrencilerin en büyük ihtiyacı olan yurt kapasitesi 2 bin 500 civarında iken bugün yaklaşık olarak 8 bin (KYK) öğrenciyi barındıracak kapasiteye ulaşmıştır. Yeni yapılan yurtlar adeta 4 yıldızlı otel konforunda. Bunun dışında üniversitemize ait 750 civarında öğrenciyi barındıracak yurt imkânı sağlanmıştır.
Bölgemize hizmet vermek için yapılan hastanemizin 400 yatak kapasitesi deprem sonrasında 750'ye çıkarılmıştır. Bugün YYÜ Dursun Odabaş Tıp merkezinde böbrek nakli yapılmaktadır. Ayrıca deprem sonrası bölgenin en önemli ihtiyaçlarından biri olan diyaliz merkezi kuruldu. nbsp;Nükleer tıp merkezi bölgenin hizmetine sunulmuştur. Böylece bölgemizdeki hastaların dışarıya sevki engellenmiştir. Diş hekimliği fakültesi binası kapsamlı şekilde güçlendirilerek modern eğitim öğretim ve tedavi cihazları ile donatılmıştır. nbsp;
Prof. Dr. Peyami Battal: Depremle yeniden doğduk

Sizce üniversitelerin temel acil sorunları ve çözüm yolları neler olabilir?
Her üniversitenin sorunu kendine özgü. Temel sorunlardan biri üniversiteleri çağdaş düzeye taşıyacak olan YÖK mevzuatındaki bazı maddeler. Bunların değiştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Staj ve uygulama mevzuatlarının yeniden gözden geçirilerek daha etkin hale getirilmesi gerekir. Üniversiteler bünyesinde kurulan teknokentlerin sanayi ile ilişkileri bakımından Ar-Ge ve innovasyon çalışmalarının daha etkin yapılarak akademik personelin birikimlerini üretime aktarılması hususunda üniversitelerin rolünün daha üst düzeye çıkarılması şart.
Prof. Dr. Peyami Battal: Depremle yeniden doğduk

Üniversitenizin yakın ve uzak hedef olarak Türk bilimindeki vizyonunu ve yerini nerede görmek istiyorsunuz bu alandaki çalışmalarınız nelerdir? nbsp;
Deprem gibi büyük bir sıkıntıya rağmen üniversitemiz bilimsel çalışmalar açısından baktığımızda devlet üniversiteleri içinde 26. tüm üniversiteler içinde ise 33. sırada. Ancak bu bizim için yeterli değil. Önümüzdeki 5 yıl içinde ilk on üniversite içerisinde yer almayı hedefliyoruz. Mevcut alt yapı imkânlarımız ve akademik kadromuzla bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. nbsp;
Yükseköğretim kurumlarında görmek istediğiniz öğrenci profili sizce nasıl olmalıdır? nbsp;
Öncelikle her öğrenci barışık ve başarılı olabileceği bölümleri tercih etmeli. Yani idealinde olan bölümü seçtiğinde gelecekte başarılı olma şansı oldukça yüksek olacaktır. Liseden yükseköğretime gelen öğrencilerin alt yapısı yetersiz olduğundan orta öğretim alt yapısının daha fazla güçlendirilmesi gerektiğini inanıyorum. nbsp;Üniversite gençliğinin okuyan, sorgulayan ve analitik düşünebilen bireyler olması için müfredatın ilkokuldan itibaren yenilenmesi gerekir.
Üniversite Rektörü olmak nasıl bir duygu, hissiyatınızı paylaşır mısınız?
Üniversite rektörü olmak tabiî ki çok büyük ve değerli bir görev. Çünkü ülkemizin ve dünyanın her alandaki nihai üretim zincirinin son halkasını yetiştiriyorsunuz. Ayrıca dünyanın geleceğine damga vuracak insanların yetiştiği bir kurumun başında olmak ayrı bir önem arz ediyor. Üniversite yönetmek de önemli risk ve sorunları beraberinde getirmektedir. Risk ve sorunlar yumağında başarıya giden yolu da aralayabiliyorsanız işte bunun vermiş oldu hazzı hiçbir yerde bulamazsınız.
Rektörlüğünüz sırasında unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
Deprem sonrası öğrencilerimizi eğitim öğretimi sağlık bir şekilde yapmaları için kümelere ayırdık. Çevre düzenlemesinden, elektrik, su ve iç donanımı da dâhil olmak üzere birçok sıkıntıyla yüz yüze kalmıştık. O yıl Van'da kış çetin geçti. Öğrencilerimiz meselenin ciddiyetini idrak edince paniklemeye başladı. Bu durum bir süre sonra endişeye yol açtı. Öğrencilerimiz gelerek "hocam donarak öleceğiz bir çözüm bulun" dedi. Güven vermem gerekiyordu. Onlara dedim ki, gençler endişe etmeyin ben de sizin yanınızda olacağım asla hiçbir yere gitmeyeceğim. Bu onları rahatlatmıştı. Bu esnada bizim için yapılan prefabrik evlere de yatak attırdım. İki daireye 128 kız öğrencimizi yerleştirdik. Buna ilaveten diğer konteynerlerin bütün eksikleri tamamlandı ve gece geç saate kadar bütün öğrencilerimizi sıcacık konteynerlere yerleştirdik ve ben çok üşüdüğümü 47 metrekarelik küçük ve şirin evime gittiğimde anladım. nbsp;
Öğrenciler neden Yüzüncü Yıl Üniversitesini tercih etsin, diğer üniversitelerden farkınız nedir?
Üniversitemize gelen öğrenciler uluslararası geçerliliğe sahip eğitim alabilme fırsatına sahiptir. Talep eden öğrencilerin tamamına yakını için yurtta kalabilme imkânı vardır. Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü kıyısında muhteşem bir kampüs alanına sahiptir. Doğa sporları, su sporları, salon sporları ve kış sporları için gerekli tüm alt yapı imkânları vardır. Van Gölü Havzası'nın her mevsim güneşli ve ılıman bir iklime sahip olması, eşsiz görselliği, her biri ayrı ihtişama sahip tarihi yapıları, emsalsiz gün batımıyla unutulmaz izler bırakan Van'da eğitim görme ayrıcalığı öğrenci için büyük bir nimettir. Ayrıca endemik türlerden olan İnci Kefali balığı ve bembeyaz türleri ile iki farklı göz rengine sahip Van Kedisi'ni görebilme fırsatıyla beraber flamingolar ve diğer sulak alanlarda görebileceğiniz diğer kuş çeşitleri ile bu coğrafyanın öğrencilerimiz için büyük sürprizler barındırıyor. nbsp;
Üniversite rektörleri inşaat ve parasal durumdan azade tutulmalı mı?
Tabii ki sadece eğitim öğretim ve araştırmaya yönelirse bir rektörün başarısı oldukça artar. Çünkü rektörler genelde inşaattan pek anlamazlar. Ancak mevcut siteme göre ilgilenmek zorundadırlar. Bu da başlı başına bir meseledir. nbsp;
Yıllar itibariyle vizyona olan katkılarınızı sıralar mısınız?
Yüzüncü Yıl Üniversitesi, atandığım günden itibaren şehir, sanayici, esnaf, sivil toplum örgütleri, çiftçi ve üreticiler ile yakın bir ilişki kurup adeta bir lokomotif işlevi görmeye başladı. Yine Van'a sınır komşu ülkeler başta olmak yurt dışında üniversitemizin etkin tanıtımı sağlanarak önlisans, lisans ve lisansüstü öğrenci kabulüne başlandı. Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Dursun Odabaş Tıp Merkezi alt yapıları güçlendirilerek bölgeye daha etkin hizmet sağlanmaktadır.
Akademisyenlerin performansa dayalı ücret almasını doğru buluyor musunuz?
Akademisyenlerin performansa dayalı ücret almasını doğru buluyorum. Bu bilimsel çalışmaları olumlu yönde katkı sunacaktır. Bunu daha önce hazırlanan YÖK taslağında da önermiştik. nbsp;
Prof. Dr. Peyami Battal: Depremle yeniden doğduk

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimlik Kartı
Kuruluş: 1982
Fakülte sayısı: 15, Yüksekokul sayısı: 4, Meslek Yüksek Okulu: 9, Enstitü: 5
Konservatuar: 1
Uygulama ve Araştırma Merkezi: 41
Akademik Personel: 1631
İdari Personel: 1345
Öğrenci Sayısı: 28 bin
Sloganı: Yenilikçi Üniversite
Kampüs toplam alanı: 725 hektar
Misyon: Özgün araştırma ve eğitim faaliyetleriyle bilim dünyasına katkıda bulunmak; yenilikçi, araştırıcı ve üretici bireyler yetiştirmek; bölgesel, ulusal ve uluslararası ihtiyaçlar doğrultusunda toplumsal gelişime öncülük etmek.
Vizyon: Bilim ve teknoloji dünyası ile bütünleşmiş, insanlığı etkileyen sorunlara çözüm üreten, kurumsal kültürü güçlü, kurulduğu şehrin mirasını geleceğe taşıyan, mezunları tercih edilen saygın bir üniversite olmak.



Kimdir?
Prof. Dr. Peyami Battal, 1965'te Bayburt'ta doğdu. 1988'de Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünü bitirdi. 1990'da Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde araştırma görevlisi oldu. 1993'te yüksek lisansını, 1997'de doktorasını tamamladı. 2004'te doçent, 2009'da profesör unvanı aldı. 2006'da rektör danışmanlığına, 2007'de vekâleten üniversite genel sekreterliğine, 2009'da rektör yardımcılığına, 2010 yılında vekâleten Eğitim Fakültesi dekanlığına atandı. Nisan 2011'den bu yana da rektörlük görevini yürütüyor. İkinci fakülte olarak 2007 yılında Anadolu Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

DOÇ. DR. SÜLEYMAN DOĞAN-TÜRKİYE GAZETESİ


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...