Borsada 90 bin için Köşk'ten fazlası lazım

Borsada 90 bin için Köşk'ten fazlası lazım

Ekonomi Haberleri

Borsada 90 bine yolculuk; küresel anlamda para bolluğunun devamına, faizlerin düşmesine ve ekonomik büyümeye de bağlı...

Siyasetçilerin zaman zaman piyasalar hakkında bulunduğu öngörülere bir yenisi daha eklendi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra borsa endeksinin 90 binleri bulabileceğini söyledi. Ve tabii piyasalarda "acaba borsa 90 bin olur mu, ne zaman olur" şeklinde hem yeni beklentiler oluştu hem de tartışmalar başladı.
Öncelikle bizi Mayıs 2013'te 90 bin puanın üzerine taşıyan sebepleri kısaca hatırlayalım:
1- Türkiye, iki kredi derecelendirme kuruluşundan (Fitch ve Moody's) "yatırım yapılabilir" notunu aldı ve yabancıların ilgisi arttı.
2- Çözüm süreci ile ilgili önemli adımlar atıldı ve çatışma ortamının bitmesi, hem reel hem de sermaye yatırımlarını hızlandırdı.
3- ABD ve Japonya Merkez Bankası'nın bastığı milyarlarca dolar ve yen, yüksek getiri vadeden Türkiye piyasasına akın etti.
4- Faizler, 4.60 ile tarihin en düşük seviyesine geriledi. Dolar 1.75-1.85 arasında sıkıştı kaldı. En yüksek getirinin adresi borsa oldu.
Şimdi bugünkü duruma bakalım:
1- Yerel seçimlerin ardından Fitch ve Moody's Türkiye'yi gözden geçirdi. Her iki kurum da kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyede bıraktı. Geçen mayıs ayına göre bu kazanımı korusak da; Moody's, "görünümü negatife çevirerek" farklılaştı.
2- Çözüm süreci ile ilgili kazanımlar da devam ediyor ancak "Gezi Parkı olayları" ve "17 Aralık süreci" ile yükselen siyasi tansiyon, her ne kadar yerel seçimlerin ardından düşse de; Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin hava hâlâ bulutlu. Burada bir gerginlikten daha çok belirsizlik ön planda. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Gelecekle ilgili siyaset planım yok" dedi. Bundan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın izleyeceği strateji önemli olacak. Köşk seçimleriyle ilgili senaryo, "gelecek yıl yapılacak genel seçimlerde AK Parti'nin tek başına iktidarlığını devam ettirecek beklentileri desteklerse" piyasa bunu sever.
3- 2008 krizinden sonra ABD Merkez Bankası (FED) 5 yıl süren parasal genişleme ile bilançosunu 800 milyar dolardan 4 trilyon dolara çıkarmıştı. Son dönemde ABD ekonomisinde yaşanan toparlanma üzerine FED, tahvil alım programını azaltmaya başladı. Yıl sonuna kadar programın bitirilmesi bekleniyor. Ancak FED Başkanı Yellen'in "düşük enflasyon" vurgusu yaparak "faizlerin uzunca süre düşük seyredeceğini" açıklaması küresel piyasaları rahatlattı. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası'ndan milyarlarca euro para basacağı beklentisi de yükselmiş durumda... Avrupa'da faizler bu sebeple son yılların en düşük seviyelerine demir attı. Japonya'dan da "carry trade" amaçlı Türk tahvillerine girişlerin son dönemde arttığını biliyoruz. Bütün bunları dikkate aldığımız zaman, Türkiye'nin önümüzdeki süreçte de dış sermaye konusunda sıkıntı yaşamayacağını söyleyebiliriz.
4- TCMB, enflasyon endişesi ve yüksek döviz sebebiyle politika faizini ocak ayında artırmıştı. Bugün yüzde 10-12 bandına gelen faizler, yüzde 8.5 enflasyonun üzerine çıktı. Bu anlamda borsayı geçen yıl 90 binin üzerine taşıyan negatif reel faiz dönemi bugün bulunmuyor. TCMB'nin, Başbakan Erdoğan'ın "faizler inmeli" görüşünü dile getirmesinin ardından 12'ye yakın seyreden fonlama maliyetini 10'a düşürmesinin, hem gösterge tahvil faizi hem de borsa üzerinde nasıl olumlu bir etki gösterdiğini dikkate alırsak; şüphesiz faizlerde yaşanacak gerileme borsayı besleyecektir. Para Politikası Kurulu 24 Nisan'da toplanacak. 30 Nisan'da ise TCMB yılın ikinci Enflasyon Görünümü Raporu'nu açıklayacak. Her iki gelişmeden de faizlerin geleceğiyle ilgili daha net mesajlar göreceğiz.
Bütün bu maddelere bir de büyümeyi ekleyelim. Türkiye 2013 yılında yüzde 4 büyüdü. İç tüketimin zayıflamasından dolayı bu yılın beklentileri daha aşağıda olsa da; yüksek döviz ve artan dış talep ile ihracatta ciddi bir ivme yakalandı. İthalatın da azalmasıyla birlikte cari açık ve döviz talebi düşmeye başladı. Şüphesiz piyasa, sadece küresel para bolluğu ve ucuz finansman ile değil, reel anlamda büyüme ile de ilgilenecek. Hem şirket kârlılıkları açısından, hem de istihdam, gelir artışı ve iç talep açısından büyümenin 2013 performansını yakalaması, 90 bine doğru yol alacak bir borsayı destekler...


nbsp;Borsada 90 bin için Köşk'ten fazlası lazım

Soluklanma yaşanabilir
Borsa İstanbul 100 endeksi geçen yıl 22 Mayıs'ta 93.398 ile rekor kırmıştı. Ardından FED ve siyasi gelişmelerin etkisiyle 2014'ün ilk çeyreğinde en düşük 60.753 puana kadar geriledi. Yerel seçimlerde istikrarın devam edeceği beklentisiyle mart başında başlayan yükseliş, 74 bin sınırına kadar dayandı. Yaklaşık 10 piyasa günü bu seviyelere yakın seyreden ve son kapanışı 73.476'dan yapan endekste, omuz-baş-omuz formasyonu dikkat çekiyor. 72 bin puanın aşağı kırılması halinde formasyon teyit alır ve ilk etapta 70 bine kadar gerileme söz konusu olabilir. Borsanın bulunduğu seviyeler, aynı zamanda geçen yıl mayıs zirvesinden başlayan düşüşün, yüzde 38 fibo geri alma seviyesine de işaret ediyor. (Yüzde 50 düzeltme seviyesinin 77 binde, yüzde 62 düzeltme seviyesinin ise 80.800'de bulunduğunu görüyoruz.) Yaklaşan mayıs ayının, geleneksel ve istatistiksel olarak "düşüş" ayı olduğunu hatırlatalım ve borsanın kısa vadede biraz soluklanmak isteyebileceğini gözden kaçırmayalım.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...