25 Haziran'da gündem ekonomi olacak

Düzenleyen:
25 Haziran'da gündem ekonomi olacak

EKONOMİ Haberleri

Ekonomi yönetimi, çift hanede seyreden işsizlik, enflasyon ve faize odaklanacak. Büyümenin sürdürülebilir olması ve cari açığın düşürülmesi de, ilk hedefler arasında yer alıyor.

Ömer Faruk Bingöl

Türkiye’de genel seçimlerin erkene çekilmesi, özellikle ekonomi cephesinde “belirsizliğin ortadan kalkması” açısından büyük önem taşıyor. İş dünyası, 24 Haziran’da yapılacak seçimleri ülke geleceği adına son derece olumlu karşılamış; bu seçim sonuçlarının, 2023 hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve güçlü Türkiye’ye giden yolda bütün engellerin bertaraf edilebilmesi adına büyük bir dönüm noktası olacağını vurgulamıştı. Türkiye’de siyasi istikrar, özellikle yatırımlar açından oldukça büyük önem arz ediyor. 25 Haziran’la birlikte atılacak adımlar; hem mevcut işlerin hızlanması hem de doğrudan yabancı yatırımcı girişlerinin artması için büyük önem taşıyor. Bu anlamda ekonomi yönetimi, yeni dönemde 5 ana hedefe kilitlenecek.

1- BÜYÜME: Geçen yıl Türkiye, yüzde 7,4 büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında zirvede yer almış, KGF desteği başta olmak üzere alınan tedbirler, bu başarıda büyük rol oynamıştı. Yeni dönemde de büyümenin “sürdürülebilir” olması için önemli adımlar atılacak. Bu kapsamda yeni teşvik mekanizmaları, vergi reformları gibi birçok tedbirin gündeme gelmesi; böylece üretim, istihdam ve ihracat odaklı, katma değeri yüksek bir büyüme modelinin benimsenmesi bekleniyor. Geçtiğimiz günlerde devreye alınan Proje Bazlı Teşvik Sistemi de bunun ilk sinyallerini vermişti.

2- İŞSİZLİK: Türkiye’de işsizlik oranı, ocak verilerine göre yüzde 10,8 ile çift hanede seyretmeye devam ediyor. Her ne kadar geçen yıla göre işsizlik azalsa da, yeniden tek hanenin yakalanması, 25 Haziran’dan sonraki en büyük hedeflerden biri olacak. 2017’de istihdam seferberliği ile 1,5 milyon kişiye iş bulunmuştu. Önümüzdeki süreçte de işverene sağlanan desteklerin devam etmesiyle birlikte, işsizlikle etkin mücadele sürecek. Türkiye’de iş gücüne katılım oranının gün geçtikçe artması, yeni iş alanlarının açılmasını da kaçınılmaz kılıyor. Bu yıl özellikle turizmde beklenen patlama, mevsimsel de olsa bahar ve yaz aylarında işsizlik oranlarına merhem olacak.

3- CARİ AÇIK: Son rakamlara göre, Türkiye’nin 12 aylık cari işlemler açığı 53 milyar 346 milyon dolar oldu. GSYH’ye oranla yüksek seyreden cari açık, ekonomi yönetiminin öncelikleri arasında yer alacak. Büyüme ile paralel ilerleyen cari açığın, yapısal tedbirlerle düşürülmesi için adımlar atılıyor. Özellikle ‘enerji’de yürütülen ‘yerli’ hamlesi, Türkiye’nin bu alandaki ithalatını azaltmasında etkili olacak. Savunma, teknoloji ve otomotiv başta olmak üzere birçok sektörde de kendini gösteren “yerlileşme” çalışmaları, cari açığın dizginlenmesi için büyük önem taşıyor. Daha kısa vadede ise artması beklenen turizm gelirleri, seçimin ardından istikrarın temin edilmesiyle birlikte girecek doğrudan yabancı yatırımlar ve yerli malı kullanımıyla ilgili teşvikler, cari açığa merhem olacak.

4- ENFLASYON: Mart ayında enflasyon yüzde 10,23 olarak gerçekleşti. Mücadele için faizi yüzde 12,75’te tutan Merkez Bankası, sıkı para politikası uyguluyor. Döviz üzerinde yaşanan spekülasyon “ithal ürünlerin fiyatlarını artırmak” ve “yabancı para ile borçlanan özel sektörün maliyetlerini yükseltmek” suretiyle, enflasyon üzerinde baskı oluşturuyor. Bu anlamda Hükûmet’in, “dövizle yapılan işlemlerin kontrol altına alınması” konusunda çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki süreçte yapısal tedbirler tarafında da, Gıda Komitesinin daha etkin devrede olması ve tarla ile market arasındaki makası dar tutması bekleniyor. Baharla birlikte tarla ürünlerinin de devreye girecek olması, enflasyona olumlu yansıyacak.

5- FAİZ: Yatırımların artmasını engelleyen en önemli unsurlardan biri de faiz... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sıklıkla “Yüzde 20 faizin olduğu yerde kim yatırım yapar? Bunu mutlaka düşürmeliyiz” diyerek, bu konudaki hassasiyetini dile getiriyor. Ekonomi yönetimi, özellikle girişimciler için uygun finansman modelleri üzerinde çalışarak, yatırımları canlı tutmaya çalışıyor. “KGF” ve “Nefes Kredisi” gibi uygulamalar, önümüzdeki süreçte de yatırımcının yüksek faiz yükünü azaltacak. Altın hesapları, BES gibi havuzlar da büyütülerek, alternatif kaynakların artırılması süreci hızlanacak. 24 Haziran’da yeni sistemin temini ile döviz baskısının hafiflemesi ve enflasyondaki düşüşle birlikte, faizin de yönünü aşağı çevirmesi öngörülüyor.

SEÇİMLERİN ARDINDAN REFORMLARA ODAKLANILMALI

İş dünyasından yapılan açıklamada seçimlerin ardından siyasi ve ekonomik reformlara odaklanılması gerektiğine dikkat çekildi. Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nce (TÜSİAD) yapılan açıklamada “Seçimlerin ardından Türkiye’yi demokratik, ekonomik, sosyal ve küresel alanlarda güçlendirecek reformlara odaklanılmalı” denildi. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Tarkan Kadoğlu da erken seçimin ardından ülke gündeminin yeniden ekonomi olması gerektiğini vurguladı. Kadoğlu, iş dünyası olarak beklentilerinin artık asli işlerine odaklanmak, siyasi ve ekonomik belirsizliklerden hızla uzaklaşarak, istikrara kavuşmuş bir Türkiye’nin yatırım ve üretimle büyümesine katkı sağlamak olduğunu 
söyledi. 

YABANCI FON GİRİŞİ ARTTI

Seçim kararıyla birlikte yabancı fonların Türkiye’ye girişi de hız kazandı. Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, yabancı yatırımcı ve piyasaların erken seçim kararını olumlu karşıladığını belirterek, “Normal şartlarda önümüzde uzun bir süreç varken ülkenin en önemli gündem maddesi olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir an önce yapılacak olması büyük bir rahatlamayı getirdi” dedi. Amerikan fonları ve Avrupalı fonların önceki gün önemli girişler yaptığını ifade eden Serim “Bu bile uzun zamandır iddia ettiğim gibi seçim sonrası hızlı bir ekonomik toparlanmanın yaşanacağının ön göstergesi gibi oldu. Doların aşağı yönlü, borsanın yukarı yönlü hareketi de yabancıların fon girişleri sebebiyle yaşandı. Bu Türkiye’ye gösterilen güvenin de itiraz edilemez göstergesi. Dünya ekonomisi geride bıraktığımız rahat bir on yılı uzun bir süre göremeyecek. Bill Gates gibi isimlerin ilan ettikleri kriz beklentisinin yapısal sebepleri var. Dolayısıyla bir an önce rekabetçi iç şartları tesis edecek ve yaklaşan global krizlerle mücadele edecek bir yönetimin ülkemizde tesis edilmesi için en doğru karar verildi”  diye konuştu. 

EKONOMİ İÇİN EN DOĞRU ZAMANLAMA

Erken seçim kararı piyasalar tarafından olumlu karşılanırken, akademisyenler seçimin haziran ayında yapılmasını olumlu karşıladı. 
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Aşan: Seçim kararı kasım çıksa 6-7 ay seçim atmosferinde kalsaydık mali disiplin biraz kayardı. O yüzden haziran kararını inanılmaz olumlu buldum. Seçimden sonra ekonomi yönetiminde çok ciddi bir değişiklik bekliyorum. Ekonomi yönetimi finans ağırlıklı olmaktan çıkıp biraz daha reel sektör ağırlıklı olacağı kanaatindeyim.  
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan: Seçim tarihi konusunda ‘şok ve fırsatçı’ gibi ifadelere katılmıyorum. Bu tarih Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim maliyetlerini en aza indirmek yönünde bir çaba ortaya koyduğunun göstergesi. Ekonomiyi çok uzun bir süre seçim atmosferiyle boğmak doğru olmazdı. Zaten seçim kararıyla piyasalarda yapısal reformların olacağı yönünde bir algı oluştu. Bu da yabancı yatırımları olumlu yönde etkileyecektir.
Prof. Dr. Üstün Dikeç: Seçim kamu harcamalarını artırabilir, bütçe dengesini bozabilir. Ama süre çok kısa olduğu için spekülasyonlar bile pek fazla ekonomiyi olumsuz yönde etkilemeyecektir. 

SEÇİMLE YILIN İKİNCİ YARISI KAZANILMIŞ OLDU

Ekonomi  belirsizlikleri sevmez. İş dünyası, önünü göremeyince karar almakta zorluk çeker.  Bu bakımdan seçimlerin 24 Haziran’da yapılması konusundaki kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Belirsizliklerin ortadan kalkması ve seçimlerin hızla yapılacak olması, iş dünyası için yılın ikinci yarısının kazanılması anlamına gelmektedir. 

İŞLER BUNDAN SONRA DAHA HIZLI YÜRÜYECEK

Seçim tarihini öne alma planı olmasaydı, ülkenin yaklaşık 1,5 yıl daha seçim atmosferinde kalacaktı. Bu anlamda seçim atmosferinden çıkmayı, seçimlerin erkene alınmasını bu yılın kaybedilmesi olarak görmüyorum. Seçimden sonra işler hızlı bir şekilde yürümeye başlayacak. 

SEÇİM TARİHİ TATİL PLANINI DEĞİŞTİRTTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçimlerin 24 Haziran 2018’de yapılacağını açıklamasının ardından tatil planları değişmeye başladı. Geçtiğimiz yılın aralık ayında ayında başlayan ve yüzde 50’yi aşan indirimli tatil yapma imkânı sunan erken rezervasyondan tatil satın alan vatandaşlar, tarihlerini değiştirmek için turizm ofislerinin yolunu tuttu. Bir turizm firmasının genel müdürü Alparslan Ünsal, çağrı merkezinde hareket yaşamaya başladıklarını söyledi. Ünsal “Şu anda kadar tatilin bu tarihlere alan çok sayıda tatilci ya tatillerini iptal etmeye ya da bir başka tarihe kaydırmak istediklerini iletiyorlar. Süreci takip ediyoruz” dedi.  Tatillerde çocuklu ailelerin genillikle okulların kapanmasını takip eden aylarda tatil tercih ettiğini, bu ailelerin çocuk yaşı avantajına göre seçim yaptığını ifade eden Ünsal, “Birçok aile önceden seçimini yapmıştı. Bazıları bayram tatiline denk getirmek istiyor. O dönemde boşluk oluşacak” dedi.

KRUVAZİYERE DESTEK

Kültür ve Turizm Bakanlığı kruvaziyer turizmine yönelik yeni tedbirleri hayata geçirdi. Bu kapsamda 26 Eylül-31 Aralık 2017’de 750 ve daha fazla yolcu kapasitesine sahip kruvaziyer ile turist getiren A grubu seyahat acentelerine, turist başına 30 dolar destek sağlandı. Bakanlık, seyahat acentelerine yaklaşık 28 bin turist için 840 bin dolar destek ödemesi gerçekleştirecek. Acentelere bu yıl yaklaşık 12 milyon dolar, gelecek yıl için de 17 milyon dolar destek verilmesi öngörülüyor. 

 

 

 

Düzenleyen:  - EKONOMİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...