Tayyip
Erdoğan'ın ve AK Parti'nin bu denli başarısına, en az Türkiye'deki halk
kadar; Osmanlı coğrafyasındaki halklar da sevindi...
Şeklen mahalli olan, gerçekte ise, hükümete 'güvenoyu' niteliğindeki seçimleri Tayyip Erdoğan'ın ve lideri olduğu AK Parti'nin zaferi ile geride bıraktık.
İçeride
ve dışarıda ne kadar dost-düşman varsa; hemen hepsinin gözleri
üzerimizde idi. Allah saklasın; şom ağızların iddia ettikleri gibi, AK
Parti şayet, yüzde 30-35 aralığında bir oy alsaydı; gök kubbe kafasına
yıkılır ve iktidar kendisine dar edilirdi! Türkiye, yeniden bir siyasi
krize sokulur; kendisiyle birlikte, kendisine bel bağlayan onca mazlum
milletin umutları başka baharlara (!) kalırdı.
Tayyip
Erdoğan'ın ve AK Parti'nin bu denli başarısına, en az Türkiye'deki halk
kadar; Osmanlı coğrafyasındaki halklar da sevindi. Zira; el ele veren iç
ve dış şer odaklarına inen 'Osmanlı şamarı'ndan
başkası değildi. Bu şamarın, onların akıllarını başlarına devşireceğine
hiç ihtimal vermiyoruz. Çünkü; dün de bu şamara teşne idiler, bugün de..
Yarın da öyle olacaklar!
Nereden biliyorsunuz, diye sormayın;
bunca üst üste yenilgilerden sonra bile; istifayı düşünmeyip, pişkin
pişkin koltuğa yapışanlar, tek kelime ile 'şamar oğlanı'
olmuşlardır ve onlara hiçbir yenilgi kâr etmemektedir. Baksanıza;
medeni itirazlarla yetinmeyip, topluca seçim kurullarının önünde gösteri
yapıp halkı, Gezi eylemleri gibi sokağa dökmek için çırpınıp
duruyorlar. Yenilen pehlivan, bu yüzden güreşe doymazmış!
AK
Parti üst üste; sekiz seçimi de kazandı; üstelik, devamlı olarak
oylarını da artırdı. Bu başarı; siyaset bilimcilerinin, sosyologların
incelemesi gereken ve üzerinde tez çalışması yapılması gereken bir konu.
Bu tarafta ne kadar büyük bir başarı varsa; karşı tarafta da o nispette
bir yenilgi ve hezimet söz konusudur. Batıda, insanlar, bir seçim
yenilgisi ile koltuklarını terk ediyorlar. Bizde ise, yenildikçe biraz
daha koltuğa yapışıyorlar!
Böyle yapmakla; Tayyip Erdoğan'ın
ve AK Parti'nin ekmeğine yağ sürüyorlar ve olan; kendi yandaşlarına,
partilerine ve demokratik sistemin işleyişine oluyor. Demokrasilerde
güçlü ve sorumlu muhalefet partileri, iktidarlar için 'kamçı' görevi görürler. Hem daha iyi hizmet yaptırırlar ve hem de daha sıkı denetlerler.
Bir türlü kendileri olamayan muhalefet partileri; 'Paralel'in alametine binerek, kıyamete doğru yol aldılar ve ilk seçimde de kıyametlerinin kopmasına sebep oldular!