Tarihî fırsat

A -
A +

Bu millet; 10 Ağustos 2014'de, kendisine tarihî bir fırsat veren Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçmek için âdeta seferberlik başlatıyor!
Çok değil; bundan on sene önce Cumhurbaşkanını, cumhurun (milletin) seçeceğini söyleseydik; muhataplarımızın inanmaları şöyle dursun, deli diye alay ederler; ısrar edince de kahkaha ile gülerlerdi! Haklılardı; zira böylesi bir umudu taşımanın en ufak bir emaresi görülmüyordu.
Nasıl görünebilirdi ki; Cihan Devleti'mizi kaybettiğimiz geçen asrın başından beri ufkumuz zifiri karanlıktı. Kurtuluş ve kuruluş adına tatbik mevkiine koyduğumuz yönetim şeklimiz ise, millete rağmen oluşturulmuş ve o günkü Avrupa'da moda olan 'faşist' rejimler iktibas edilmişti!
Halbuki, asırlara dayanan bir imparatorluğun bakiyesiydik ve bağrımızda onlarca unsurları barındırıyorduk. Başta Türkler olmak üzere, hemen hepsini dışladık ve ademe (yokluğa) mahkûm ettik. Türk'ü, Türk yapan değerlerden ayırıp; böylesini, 'en büyük şan ve şeref' addederek; 'Türk önde, Türk ileri!' demeyi maharet bildik.
Mao'nun yapamadığı 'Kültür Devrimi'nden daha da ileri giderek; yüz yıllar boyu kullanageldiğimiz İslam harflerini bir gecede yasaklayıp; bir anda koca bir cemiyetin hafızasını sildik! Babalarımızın mezar taşlarını okuyamadığımız gibi, tapu kayıtlarımızı tutabilmek için; uzman-bilirkişi aradık!
Hâlâ arşivlerimize, uzman-bilirkişi marifetiyle girebiliyoruz. Kendimizi, kendi değerlerimizle tanımak ve kendimize bile anlatabilmek için, bu uzman-bilirkişilere muhtacız!
Atılan faşizm temelleri öylesine köklüydü ki; demokrasiye geçmemize ve onun da üzerinden yarım asrı aşkın bir zaman geçmesine rağmen, bir türlü gerçek demokrasiye geçemiyoruz. Halen daha; 1982'de faşist generallerin yaptırdığı anayasa ile idare ediliyoruz. Değiştirilmesi istendikçe de; faşizan partilerin, mahut anayasanın üzerine nasıl titrediklerini ibretle seyretmekteyiz.
Kurucular ve kurtuluşçular, çareyi, millete rağmen yapılan devrimlerde aramışlardı; halbuki çare, milletin kendisindeydi. Koçi Bey'in 4. Murat'a: 'dedenin devrine dön!' ihtarı gibi; yapılması gereken milletin kendisine dönmekti.
İşte; bu tarihî günde o yapılıyor ve millet; 10 Ağustos 2014'de, kendisine bu tarihî fırsatı veren Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçmek için âdeta seferberlik başlatıyor!
Merhum Özal; '21. yüzyıl Türk asrı olacaktır!' diye boşuna söylememişti.
Ve, yine işte; Türklüğün içini boşaltırsanız, onu, Arapların deyimi ile 'etrak-ı bi idrak=idraksiz Türkler' derekesine indirir; içini onun değerleriyle bezerseniz de; tarihteki şanlı yerine çıkarırsınız!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.