Bütün yollar Roma'ya çıkıyordu! -2-

A -
A +
Sittin seneyi aşkın, demokrasi tarihimizde; 'demos'a yani millete dönük yalnızca üç liderle karşılaşabildik. Adnan Menderes, Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan... 
Diğerlerinin her birisi, kitaplık çaptaki anlatımlarla izahı kabil olabilen; statükonun, kendi şahıslarına münhasır versiyonlarıdır. İster, Millî Mücadele'den devşirileni olsun, isterse sandıktan çıksın veya sandığa rağmen tüm gelenleri olsun; bunların, birbirlerinden farkı yok. Adları, sanları, siyasi partileri veya partilerüstü (!) konumları ne olursa olsun; bunların her birisi, millete rağmen rol almış siyasi kişiliktir. Memuriyetleri, statükonun muhafızlığıdır.
Bunların her birisinin devrinde 'devlet kapısı' millete kapalıdır. Bu kapıyı Menderes, biraz aralamış, Özal biraz daha, Erdoğan ise, yarıya kadar açabilmiştir... Milletin yüzüne kapalı tutulan mahut kapı, neden bir türlü ardına kadar açılamıyor?
Nasıl açılabilsin ki; kapının ardında bütün bir 'ceberut' devlet, tüm kurum ve kuruluşları ve onlardaki onca 'abus' bürokratları ile direndikçe direniyor ve mahut kapıya arkadan dayanıyor!
Hem demokrasi ve hem millet ve seçim diyeceksiniz ve bunlara rağmen kapıyı kapalı tutacaksınız! Bunun için Zat-ı Sungur olup göz boyamanız lazım. Onun da kolayını buldular; yandaş Prof.larına öyle anayasalar yaptırdılar ki, şeytanları bile çatlatır!..
Demokrasilerde asıl olan nedir? Elbette ki, millî iradedir. Milli irade, yani milletin seçtikleri (hükümetler) nasıl boşa çıkarılır? İşte bu anayasalarla!.. Nasıl mı?
Bu anayasalarla, seçilmiş iktidarlar koltuğa oturmuş ama; koltuklardaki insanlar çelik halatlarla sıkı sıkıya mahut koltuğa bağlanmışlar. Her şeyden sorumlu olmalarına ve yapılan ve yapılamayanların hesabını millete vermelerine rağmen; en ufak bir yetki ve salahiyetleri bulunmamakta; âdeta anayasal kurum ve kuruluşların elinde oyuncak olmaktalar!
YÖK, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, HSYK, Anayasa Mahkemesi, MİT ve elbette Genel Kurmay...
Daha düne kadar; bunlardan her birisi siyasi iktidarın karşısında birer ejderha değil mi idi? İktidarlar nereye adım atmak isteseler, bunlar tarafından önleri kesiliyor ve bu yüzden; seneler senesi eller Ay'a giderlerken, bizler yaya kalmadık mı?
Birçoğunun çanına ot tıkanırken; hâlâ bazılarının nasıl direndiklerini; hükümete diklendiklerini ve yatırımları engellemeye çalıştıklarını ibretle ve şaşkınlıkla izlemekteyiz. Akılları sıra; bütün yolları yine Roma'ya çıkaracaklar!
Bilmiyorlar ki, uyanan millet, Roma'ya giden bütün yolları kesti ve tarihinde ilk defa kendi elleriyle cumhurbaşkanını seçiyor!
El mi yaman Bey mi; 10 Ağustos'ta hep birlikte göreceğiz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.