Erdoğan 'tahliye kumpası'na sert çıktı: Paralel bedelini ödeyecek
GÜNDEM Haberleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Emir Şeyh Sabah El Ahmet El Cabir El Sabah'ın daveti üzerine dün Kuveyt'e gitti.
BATUHAN YAŞAR
Uçağa binmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, paralel yapının 'korsan tahliye' girişimine sert çıktı. "Öncelikle ortada yetki gaspı yapan bir yargı mercii var" diyen Erdoğan, "HSYK'nın tahliye kararı veren hakimlerin durumunu görüşeceği toplantı bana göre geç bile kalmıştır. Bunlar 23 Nisan tatil günü bunu başlattılar ve ardından hafta sonu bunu sürdürdüler. Çok daha ilginci; sabaha kadar odasında çalışma yürüten bir hakim var ve oda kilitli. 'Kimse bu odayı açmayacak' talimatı da var... Bu Türkiye'de ilişkilerin nerelere geldiğini göstermesi bakımından çok tehlikeli, çok sıkıntılı bir süreç" ifadelerini kullandı. nbsp;
BASKI ALTINA ALAMAZSINIZ
Tutuklulara destek için adliyeye giden milletvekillerini de eleştiren Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: "Anayasanın 138. maddesine göre; yargı esnasında ne olursanız olun yargıyı baskı atına alamazsınız. Bunlar Adalet Sarayı'na giriyor. İçeri sokulmaları yanlış. Avukatların belli saatten sonra oraya girmek suretiyle bir baskı oluşturma gayretleri de ayrı bir sorun. Yani bunların hukukla alakası yok. Tamamen Pensilvanya'dan aldıkları talimatla bir yönlendirme söz konusu. Bir taraftan sosyal medya üzerinden bir algı operasyonu sürdürülüyor. Arşiv resimlerle sanki cezaevinden çıkmışlar, artık dışarıdalar gibi bir şeyi yayınlamak, gerçekten çok çirkin. Nasıl bir örgüt çalışması olduğunu göstermesi bakımından da çok önemli. Şimdi bu örgütün içerisinde yer alan herkesin, A'dan Z'ye tabii ki bedelini ödemesi lazım. Rastgele bir ülke değiliz. Bu ülkede artık demokrasi egemen olacak, hukuk, adalet yerini bulacak. Öyle isteyenin istediği gibi adaleti tanzim etme, şekillendirme yetkisi de hakkı da yoktur. Daha da ileri gitmek istemiyorum, daha farklı şeyler anlatmak istemiyorum."
ÇANAKKALE TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'nin 100. yılı etkinliklerine muhalefetin çağrılmaması konusunda ise, şunları kaydetti: "Doğrusu ben davet edilip edilmediklerini bilmiyorum ama şunu söyleyeyim: 12 yıl bu ülkede başbakanlık yaptım. Başbakanlığım süresince bir gün ne sayın Kılıçdaroğlu'nu, ne sayın Baykal'ı, ne sayın Bahçeli'yi Çanakkale'de gördüm. Her yıl 18 Mart'ta orada olmuşumdur ama onlar hiçbir törene katılmamıştır. Şimdi ne oldu da 'bize davet gelmedi, onun için gelemedik' diyorlar. Bunu da yine bir siyasi spekülasyon malzemesi yapmak istiyorlar." nbsp;
PUTİN'E KIRGINIM
Erdoğan, Rus lider Vladimir Putin'in Erivan'daki törenlerine katılmasını ve 1915 olaylarına yönelik "soykırım" ifadesini kullanmasını da şöyle değerlendirdi: "Rusya'nın ilk defa kullandığı bir ifade değil. Benzer ifadeyi Fransa da aynı şekilde kullandı. Ben şahsen Putin'in böyle bir adımı atmasına üzgünüm, kırgınım. Bunu da söyledim. Şunu da çok açık, net söyledim. Eğer bu tür soykırımlar noktasında bazı adımlar atılıyorsa o zaman Rusya'nın kendi tarihini masaya yatırması lazım. Fazla gerilere gitmeye gerek yok. Şu an Ukrayna'da, Kırım'da olanlar ortada. Önce bunlar hesabını versinler. 1 milyon 400 bin Ermeni'nin öldürüldüğünü söyleyenler hangi bilgi ve belgeye dayanarak bunu söylüyor? Neredeymiş bu kadar insan, bunları ortaya koysunlar. Aynı şekilde Fransa, neye dayanarak bunu söylüyor? "
Uçağa binmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, paralel yapının 'korsan tahliye' girişimine sert çıktı. "Öncelikle ortada yetki gaspı yapan bir yargı mercii var" diyen Erdoğan, "HSYK'nın tahliye kararı veren hakimlerin durumunu görüşeceği toplantı bana göre geç bile kalmıştır. Bunlar 23 Nisan tatil günü bunu başlattılar ve ardından hafta sonu bunu sürdürdüler. Çok daha ilginci; sabaha kadar odasında çalışma yürüten bir hakim var ve oda kilitli. 'Kimse bu odayı açmayacak' talimatı da var... Bu Türkiye'de ilişkilerin nerelere geldiğini göstermesi bakımından çok tehlikeli, çok sıkıntılı bir süreç" ifadelerini kullandı. nbsp;
BASKI ALTINA ALAMAZSINIZ
Tutuklulara destek için adliyeye giden milletvekillerini de eleştiren Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: "Anayasanın 138. maddesine göre; yargı esnasında ne olursanız olun yargıyı baskı atına alamazsınız. Bunlar Adalet Sarayı'na giriyor. İçeri sokulmaları yanlış. Avukatların belli saatten sonra oraya girmek suretiyle bir baskı oluşturma gayretleri de ayrı bir sorun. Yani bunların hukukla alakası yok. Tamamen Pensilvanya'dan aldıkları talimatla bir yönlendirme söz konusu. Bir taraftan sosyal medya üzerinden bir algı operasyonu sürdürülüyor. Arşiv resimlerle sanki cezaevinden çıkmışlar, artık dışarıdalar gibi bir şeyi yayınlamak, gerçekten çok çirkin. Nasıl bir örgüt çalışması olduğunu göstermesi bakımından da çok önemli. Şimdi bu örgütün içerisinde yer alan herkesin, A'dan Z'ye tabii ki bedelini ödemesi lazım. Rastgele bir ülke değiliz. Bu ülkede artık demokrasi egemen olacak, hukuk, adalet yerini bulacak. Öyle isteyenin istediği gibi adaleti tanzim etme, şekillendirme yetkisi de hakkı da yoktur. Daha da ileri gitmek istemiyorum, daha farklı şeyler anlatmak istemiyorum."
ÇANAKKALE TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'nin 100. yılı etkinliklerine muhalefetin çağrılmaması konusunda ise, şunları kaydetti: "Doğrusu ben davet edilip edilmediklerini bilmiyorum ama şunu söyleyeyim: 12 yıl bu ülkede başbakanlık yaptım. Başbakanlığım süresince bir gün ne sayın Kılıçdaroğlu'nu, ne sayın Baykal'ı, ne sayın Bahçeli'yi Çanakkale'de gördüm. Her yıl 18 Mart'ta orada olmuşumdur ama onlar hiçbir törene katılmamıştır. Şimdi ne oldu da 'bize davet gelmedi, onun için gelemedik' diyorlar. Bunu da yine bir siyasi spekülasyon malzemesi yapmak istiyorlar." nbsp;
PUTİN'E KIRGINIM
Erdoğan, Rus lider Vladimir Putin'in Erivan'daki törenlerine katılmasını ve 1915 olaylarına yönelik "soykırım" ifadesini kullanmasını da şöyle değerlendirdi: "Rusya'nın ilk defa kullandığı bir ifade değil. Benzer ifadeyi Fransa da aynı şekilde kullandı. Ben şahsen Putin'in böyle bir adımı atmasına üzgünüm, kırgınım. Bunu da söyledim. Şunu da çok açık, net söyledim. Eğer bu tür soykırımlar noktasında bazı adımlar atılıyorsa o zaman Rusya'nın kendi tarihini masaya yatırması lazım. Fazla gerilere gitmeye gerek yok. Şu an Ukrayna'da, Kırım'da olanlar ortada. Önce bunlar hesabını versinler. 1 milyon 400 bin Ermeni'nin öldürüldüğünü söyleyenler hangi bilgi ve belgeye dayanarak bunu söylüyor? Neredeymiş bu kadar insan, bunları ortaya koysunlar. Aynı şekilde Fransa, neye dayanarak bunu söylüyor? "
'da Takip Edin!
