Ömer Çelik: HDP sınırları zorladı...

Ömer Çelik, yeni Anayasa tartışmasına ilişkin konuştu. Çelik, "Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Yeni Anasaya başlığının tahukkuk etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Önemli olan halkın özne olduğu bir anayasa yapmaktır. Türkiye’nin baştan yazılmış bir anayasa ihtiyacı var. Anayasa konusunda kafamızda bir model var. Kuvvetler ayrılığı güçlü olmalı yürütme hızlı karar almalı. " diye konuştu.

BAŞBAKANIN MUHALEFET TURU
Çelik, Başbakanın muhalefet turuna ilişkin "Tarihi misyon üstlenecek bir süreç başlıyor" dedi.
HDP’den verilen randevunun iptal edilmesine ilişkin açıklama yapan Çelik, "Sayın Başbakanımızın randevu istediğimiz süreçte HDP’nin Rusya ziyareti sırasında yaptığı açıklamalar yadırganacak bir tutum. HDP’den gelen açıklamalar saygı sınırlarını zorladı.
Çay içer, gider’ diyerek değerlendirmeleri, bu ziyaretin yapılmasını gereksiz kılmıştır. Geleneksel olarak siyasi nezaket gösterilmesi gereklidir. Bir parti Başbakan’ı misafir etme hususunda, gerekli hassasiyetlere sahip değilse, görüşmeye ihtiyaç yoktur" ifadelerini kullandı.

ÖZERLİK TARTIŞMASI

Siyasette özerlik tartışmasına değinen Çelik, "Türkiye’de federasyondan tutun da çeşitli siyasi modelleri gündeme getirenler var. Ancak hiç kimse halkın genelinin karar vermediği bir fiili bir durum ilan edemez. Sürekli kürt halkı adına konuşuyoruz diyorlar. Hiç kimse vatandaşlarımızın bir kısmının iradesi varmış gibi konuşmasın. HDP Stalinist bir çizgi izliyor. Bu tarz siyaset toplumsal barışa suikast girişimidir. HDP meşru siyaset konusunda ciddi değerlendirme yapmalı" dedi.
Başkanlık sistemi tartışmasına değinen Çelik, "Başkanlık sisteminden vazgeçilmiş değildir" diye konuştu.

TARİHİ BİR MİSYON
Yarın başlayacak temaslar tarihi bir misyon üstlenecektir. Türkiye'nin yeni anayasaya kayıtsız şartsız ihtiyacı vardır.
 
SİYASİ SUİKAST GİRİŞİMİDİR
Hendek siyasetini savunmak meşru zemin değildir. Hiç kimse mevcut demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde halkın genelinin karar vermediği bir sistem üzerinde fiili durum oluştumaz. Ben ülkenin şu bölgesinde şunu ilan ettim. Öz yönetim ilan ettim derseniz, bu sadece siyasi bir durum olmaz. Türkiye'deki mevcut hukuk düzenini, barış geleneğini tahrip etmeye dönük bir siyasi suikast girişimi olur. Eğer siz bir yerlerde özyönetim ilan ederek, eli silahlı teröristlerin halk üzerinde baskı kurmasını, mahkemeler kurmasını, özellikle Kürt vatandaşlarımıza yönelik terör örgütünün baskısını tahakküm etmesine çalışırsanız bu meşru siyaset olmaz. 
 
STALİNİST SİYASET SAVUNUSU VAR...
Bu ikili siyasetin farkındayız. Bunu tartışıyoruz demiyorlar ilan ettik diyorlar. Sürekli olarak Kürt halkı adına istiyor diyorlar. Kendi stalinist siyasetlerini, pratiklerini vatandaşlarımızın bir kısmına mal ederek konuşmaya hakları ve yetkileri yok. Geçmişte de bir takım insanlar  darbeyi Türk milleti adına yaptık derlerdi. İlk seçimde de tasfiye edilirlerdi.  Bir yerlerde öz yönetim ilan ederek hendek ve barikat siyasetini, eli silahlı teröristlerin halk üzerinde baskı kurmasını savunursanız bu meşru bir siyaset zemini olmaz. Bunu hiçbir şekilde kabul etmez sonuna kadar karşısında dururuz.Durduk yere meşru güvenlik operasyonları başlamadı. Çatışma ortamı dursun diyorlar. Peki şu an sahneyi durdurduğumuzda oradaki hendek ve barikatlar ne olacak? Vatandaşlar üzerindeki terörist baskılar ne olacak?
Demokrasi retoriği altında bir Stalinist siyaset savunusu var. HDP meşru siyaset konusunda ciddi değerlendirme yapmalı. 
 
PARTİ KAPATILMASI TARAFTARI DEĞİLİZ
Hiç bir şekilde siyasi partilerin kapatılması taraftarı değiliz. Siyasi partileri halk kurar ve halkın kurduğu partileri kapatmak doğru olmaz. Ancak kimse terörü, teröristi övemez. Batı'da terörü destekleyen partilerin kapatılması var. Biz siyasi partilerin kapatılmasının çözüm olduğunu düşünmüyoruz.