HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__

Gazeteci Koru 'FETÖ çatı davası'nda tanıklık yaptı

Düzenleyen: /
Gazeteci Koru 'FETÖ çatı davası'nda tanıklık yaptı
Gazeteci Koru, FETÖ , Haber

GÜNDEM Haberleri

Darbe girişiminden önce açılan ve aralarında terör örgütü elebaşı Gülen'in de bulunduğu 73 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY çatı davası duruşmasında gazeteci-yazar Fehmi Koru tanık olarak dinlendi.

Darbe girişiminden önce açılan ve aralarında terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de yer aldığı 73 sanığın yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında, gazeteci-yazar Fehmi Koru, tanık olarak dinlendi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Hidayet Karaca, Alaeddin Kaya, Ali Çelik, Abdulkadir Aksoy ve İlhan İşbilen ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Sanıklar Kazım Avcı ve Dilaver Azim'in tutuklu bulundukları cezaevinden telekonferans sistemiyle bağlantı kurduğu duruşmada, gazeteci-yazar Fehmi Koru'nun tanık olarak ifadesine başvuruldu.

Koru, İzmirli olduğunu ve FETÖ elebaşı Gülen'i İzmir'deki vaazlarından tanıdığını, hayatının hiçbir döneminde adına "cemaat", "camia" ya da "hizmet hareketi" denen organizasyonda yer almadığını, İzmir'den ayrıldıktan sonra da eski Zaman gazetesinde çalışmaya başlayana kadar Gülen ile yollarının kesişmediğini belirtti.

Eski Zaman gazetesi yayın hayatına başladığında Fetullah Gülen ile ilgisi bulunmadığını, sanık Alaeddin Kaya ve iki ortağı tarafından gazetenin kurulduğunu, bir süre sonra ortakları ayrılınca Kaya'nın tek başına gazetenin imtiyaz sahibi olduğunu anlatan Koru, Kaya'nın isteği üzerine gazetede çalışmaya başladığını, gazete genel merkezinin İstanbul'a taşınmasının ardından Ankara temsilcisi olarak görevine devam ettiğini, bu süreçte Gülen'in gazeteye müdahalesini hiç görmediğini kaydetti.

Koru, gazetede çalıştığı süreçte zaman zaman manşetlerin çeşitli yerlere iletilerek onay alınmak istendiğini de bazı kişilerden duyduğunu aktardı.

Türkiye'de bir faaliyet içerisinde bulunan her yapının kendi faaliyetlerini duyurmak için gazete, dergi ve çeşitli yayın organları kurduğunu, siyasi partilerin bile bazı gazeteleri sahiplendiğini belirten Koru, Zaman gazetesinde çalıştığı dönemde muhalif ya da farklı düşünen kişilerin de gazetede istihdam edildiğini ifade etti.

Fidan'ın ifadeye çağrılması
Fehmi Koru, Fetullah Gülen ile de uzun yıllar görüşmediğini, 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması üzerine, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından, ABD'ye gittiğini ve Gülen ile görüştüğünü vurguladı.

17 Aralık'tan sonra kendisini çağıran 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 18 Aralık'ta Çankaya Köşkü'nde görüştüğünü ve kendisinin Gül'e, ABD'ye giderek Gülen ile görüşme teklifinde bulunduğunu belirten Koru, aynı teklifi o dönem başbakanlık görevinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan'a da İstanbul-Kısıklı'daki konutunda sunduğunu, kabul edilince Alaeddin Kaya ile gitme isteğinin de kabul edildiğini anlattı.

Daha sonra Alaeddin Kaya'ya gitme teklifinde bulunduğunu, onun da kabul etmesi üzerine ABD'ye gittiklerini, Gülen ile kısa bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydeden Koru, Gülen'in görüşmede kendisine "Siyasi iktidarla hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz. Siyasi iktidardan mutluyuz." dediğini aktardı.

Koru, "Ama satır aralarını okuduğumda pek de öyle olmadığını gördüm. 17-25 Aralık ve sonrasında yaşananları mukayese ettiğimde cemaat içinde paralel yapı olduğu izlenimi edindim, kuşkuya düştüm. 25 Aralık günü ben Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ile buluştuğumda, o gün 25 Aralık olayı olmuştu. Bir yanda mektupla sulh vadeden kişilik, bir yandan sulh vaadini benim aktaracağım kişiyle karşılaşacağım gün meydana gelen 25 Aralık girişimi..." diye konuştu.

"(İki tane Fetullah Gülen mi var) diye düşündüm"
Fetullah Gülen'in bu görüşmede yaşanan olaylarla ilgilerinin bulunmadığını söylediğini, "Olaylara karışan hakim, savcı ve polisler bizimle alakalı değil. Böyle bir şey varsa amirlerini değil de başka birilerini dinliyorlarsa kulaklarından tutup atsınlar" dediğini aktaran Koru, "2013'ten bahsediyoruz ve o zamana kadar kendisini din adamı olarak görüyorum, yalan söylemeyi ona yakıştıramıyorum. O dönem Sayın Erdoğan'a da aktardım kuşkularımı, 'Bunların arasında başka bir şey var' dedim. Bir yandan organizasyonun başındaki, sulh çubuğu yakıyor ama bir yandan da 25 Aralık olmuş. O zaman 'İki tane Fetullah Gülen mi var acaba' diye düşündüm. Ben uçaktayken de beddua olmuş, onu sonradan öğrendim yoksa yanına gittiğimde yüzüne de söylerdim." ifadesini kullandı.

Görüşmede konuşulanları not haline getirmek istediğinde, Gülen'in "Gerek yok, ben bunu mektup haline dönüştüreyim ve siz mektubu Sayın Cumhurbaşkanına götürün." dediğini anlatan Fehmi Koru, görüşmenin ardından New York'a gittiğini, Alaeddin Kaya ile birkaç gün sonra orada buluştuğunu ve 24 Aralık'ta Ankara'ya dönerek, 11. Cumhurbaşkanı Gül'e ilettiği mektubun içeriğini de ilk defa orada gördüğünü belirtti.

Sanık Alaeddin Kaya'nın cemaatin birçok sorununu çözdüğünü, 28 Şubat döneminde yurt içi ve yurt dışındaki okulların Kaya'nın girişimleriyle kapatılmaktan kurtarıldığını vurgulayan Koru, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Sanık Alaeddin Kaya cemaatin içinde miydi?" sorusuna, "Hangi dönemden bahsediyorsunuz? Herkesin cemaatle iyi olduğu dönemdeyse evet. Alaeddin Kaya'nın o cemaate kalbi bağlılığı olduğunu biliyorum ama onun ötesinde kafasının ermediği bir şey talep edilirse buna 'evet' diyecek bir insan değildir." yanıtını verdi.

Fehmi Koru, "Hizmet ettiklerini düşündükleri dönemde herkes Fetullahçıydı, herkes cemaatin bir yerlerindeydi, oradan istifade ediyorlardı çünkü orada varlıklarını gösterebiliyorlardı ama bir kayıt olmadığından şimdi 'Ben orada değilim, hiç olmadım' diyebilirler. Belli bir tarihten sonrası hesaba çekilmesi gerekirse, o zaman izah edilmesi gereken durumlar ortaya çıkar. Bu insanlar 90'lı yıllarda fedakarca bu yapıda hizmet etmişlerdir. Alıyor çantasını Senegal'e gidiyor, 'Oradaki çocuklar yetişsin' diye ama burada ailesi sıkıntı çekiyordu, Senegalli çocukları doyurmaya çalışıyordu. Böyle olunca bu suç kabul edilmez." değerlendirmesinde bulundu.

"Siz yoksanız bile ortağınız olabilir"

Başbakanlık avukatı Samir Altunkaynak'ın, "Fetullah Gülen cemaati, bir terör örgütü müdür?" sorusu üzerine Koru, "Darbe girişimi ortaya çıkmadan önce bu soruyu sorsaydınız silahla bir ilişkileri olacağını söylemezdim. O gece bile ilk anda irtibat kurulmaya çalışıldı, böyle bir şeyin olamayacağını düşündüm. Ama ortada olan ilişki tarzına bakınca netice itibarıyla açık birtakım emareler var." dedi. 

Müşteki avukatlarından Hüseyin Buzoğlu'nun sorularını da yanıtlayan Fehmi Koru, örgüte ilişkin yazdığı kitapla ilgili sorular üzerine, "Bu yapı içerisinde yer alanların bir bölümü, suç olan bu eylemlerden habersiz. Her insan bunlara katkıda bulunmuş olabilir. Toplumun önemli bir bölümü katkıda bulunmuş olabilir. Oğlunu, kızını bunların okuluna, dershanesine göndermeyen, Türkçe olimpiyatlarında alkışlamayan kimse var mı demeye çalıştım kitabımda." şeklinde konuştu. 

Buzoğlu'nun, "Ben yokum bunlar arasında" demesi üzerine, Koru, "Siz yoksanız bile ortağınız olabilir." dedi. Hüseyin Buzoğlu ise "Asla olamaz" yanıtını verdi. 

FETÖ ile siyaset ilişkilerine ilişkin bir soruya Fehmi Koru, "Turgut Özal ile yakınlaşmaları, Ecevit ile yakınlık kurmaları, ardından Tansu Çiller ile yakınlaşmaları olmuştu. Mesut Yılmaz gazeteye bile gelmişti mesela, beni hiç sevmemesine rağmen. Yakınlığı her zaman kurmaya gayret eden bir siyaset ve onlarla ilişki kurmaya çalışan bir yapı vardı. 28 Şubat'ın etkileri zayıflamaya başladığından itibaren Ecevit'ten gördükleri himaye sonrasında biraz daha rahat hareket etmeye başladılar. Ama esas rahatlık 2002. Yani AK Parti geldi, daha rahat hareket etme fırsatı buldular." yanıtını verdi. 

Terör örgütü elebaşı Gülen ile Pensilvanya'da kimlerin görüştüğü sorusu üzerine Fehmi Koru, "MİT müsteşarı iki defa gitti, dönemin dışişleri bakanı, sonra başbakan, eşini de yanına alarak gitti, pek çok siyasinin gittiğini biliyorum." dedi. 

Avukat Buzoğlu'nun, "Bir MİT müsteşarı Gülen'e niye dosya götürür?" sorusuna Koru, "Dosya götürüp görmediğini bilmiyorum. Herkesin gittiği bir yerdi. Güç o kadar fazlalaşmıştı ki gücü kabul etme anlamına da geliyordu." karşılığını verdi. Fehmi Koru, "cemaatle" ilgili kanaatinin, 15 Temmuz'un ardından değiştiğini söyledi. Koru, bir başka soru üzerine de "Adil Öksüz'ün ismini 15 Temmuz sonrasında ilk defa duydum." dedi.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...