AFAD Başkanı Bilden: Tankları engellemek için tırları yakacaktık

Çetiner Çetin ANKARA
Hain darbe girişiminde yaşlısı, genci, kadını, erkeği tarihî bir direniş ortaya koyarken devlet kurumları da boş durmadı. Darbe girişimi sırasında ilk görevden almayı yapan kurum olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da bu bunlardan biri. Tabii felakette Türkiye’nin gururu olan AFAD 15 Temmuz gecesi de önemli adımlar attı. Gazetemize o geceyi anlatan AFAD Başkanı Mehmet Halis Bilden çarpıcı açıklamalarda bulundu. O gece yaşadıklarını a’dan z’ye Türkiye gazetesine anlatan Bilden şunları söyledi:
21.00 sularında evdeyken ‘Ankara’da bir karışıklık olduğu’ mesajını alır almaz özel arabamla yola çıktım. Yolda da arkadaşlarla, Başbakanlık’la ve Külliye ile irtibattayız. Yanlarından geçmeden hemen önce kapıları açtılar. Kesinlikle beni durdurabileceklerini düşündüm. Ama çok hızlı bir şekilde onların inmelerine fırsat vermeden yanlarından geçtim. Ondan sonra kuruma geldim. Olay yaşandığında 1 aylık başkandım. AFAD ilk ele geçirilmesi gereken kurumlardan bir tanesiydi. Hatırlanırsa, bu cuntacılar bir kurmay albayı buraya atamışlardı. Murat Karakuş. Onun özelliği şu, daha önceki dönemlerde Suriye Koordinasyon Kurulunda görev yapmış. Yakından takip eden, (kurumu) iyi bilen biri yani...
Kurumu o gün savunduk. Arkadaşlarıma o gece ‘Kimin ne imkânı varsa, o imkânını yanına alsın’ dedim. Benim ruhsatlı bir silahım vardı. Onu belime taktım. Diğer arkadaşlarımın hepsine de ‘ruhsatlı silahı olan gitsin, yakınsa evlerinden alsın, asla bu kurumu bu insanlara teslim etmeyeceğiz’ dedik.

TIRLARI YAKACAKTIK
Yargıtay Başkanımızın Özel Kalemi beni arayarak, ‘Bu hainler, Polatlı’dan füze rampalarını çıkartmaya çalışıyorlar, Ankara’ya doğru sürecekler. Tedbirinizi alın’ dedi. Ben de hemen buradan bir sivil ekip çıkardım. ‘Temelli’ye kadar gidin’ dedim. 7-8 tane koordinasyon tırımız vardı. İndim aşağıya, tırları gördüm. Eğer bu rampalar Ankara’ya, Meclis’e, Genelkurmay’a doğru gelirse biz Eskişehir yolunu kendi önümüzden tırları ters tarafa sürerek gerekirse belli bir aşamadan sonra bunları ateşe vermek suretiyle bu yolu komple kapatmayı kararlaştırdık. Ümitköy’e, belki Hacettepe Kavşağı’nın daha da ilerisine yüzlerce aracı yığacaktık. Ama Polatlılı vatandaşlarımız buna fırsat vermeden o füze rampalarını Polatlı’nın girişinde zapt etti.
Bunlar eğer başarılı olsalardı kurum kamplarımıza devleti yöneten insanları koyacaklardı. Bizim Suriyeli misafirlerimiz için hazırladığımız kamplara, bizleri koyacaklardı bu vatan hainleri. Ama bu milletin demokrasiye bağlılığı, bu topraklara bağlılığı asla buna müsaade etmedi.
23.50’de 81 ildeki mesai arkadaşlarıma çektiğim bir mesaj var. Bu mesajda ‘Herkes alarma geçsin, kurumunun başına geçsin bizden talimat beklesin’ dedik. Koordinasyonu devletin üst kademesiyle sürekli yapıyoruz ve talimatlarını alarak mesafe alıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 01.26 gibi bütün Türk milletine talimatları oldu. İşin rengi netleşince 01.26’da tüm çalışanlarımıza ‘Gün, geleceğimize ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Herkesin hassasiyetle görevinin başında olmasını ve dış kaynaklı bir grup vatan hainine karşı demokrasi dersi vermesini bekliyorum’ mesajını çektim.
Bütün çalışanlarımızı alanlara sevk ettik. Çünkü bu alanlarımızda halkımız var. Hain olmayan güvenlik birimlerimiz var. Çok namuslu, vatanperver polislerimiz, askerlerimiz, istihbarat elemanlarımız var. Çorbalar dağıttık o gece, kumanyalar dağıttık, su dağıtıldı. Merkezler oluştu. AFAD 81 ilimizde demokrasi nöbetinin tabii olarak başladığı ilk gecede biz de AFAD olarak vatandaşlarımızın yanındaydık.

ÖRGÜTLER BİRLEŞTİ
 Bir taraftan DEAŞ, diğer taraftan PYD-PKK terör örgütü, diğer taraftan bunların yandaşları ve FETÖ terör örgütü. Bunlar hepsi bu iş için birleştiler. Kilis Valimiz bana ‘Başkanım bizim obüslerimiz o gece belli bir saatten sonra namlularını Kilis’e çevirdiler’ dedi. Eğer o plan başarılı olsaydı topyekûn bir planı bunlar devreye sokacaklardı.
Daha önce AFAD’ın bu insanlara zulmettiğini köşelerinde manşetlerinde şurada burada yazmışlar. Bu insanları bu stratejiyle galeyana getireceklerdi ve bu topyekûn bir isyanın parçası yapacaklardı. 15 Temmuz’dan önce de bunların hepsi hikâyeydi. Münferit şeyler, güvenlikçilerle ilgili. Ama o kadar abarttılar ki sanki bizim kamplarımızın hepsinde bu sorunlar var gibi. 15 Temmuz’dan sonra kamp yönetimleriyle ilgili de tedbirlerde çok fazla bir şey değişmedi. İlk günden beri aynı tedbirleri devam ettiriyoruz. Ama onların hepsi şak diye kesildi. 23 tane AFAD kampı var. Hiçbir tanesinde en ufak silahlı unsur yoktur, olamaz.

İÇİMİZ RAHAT...
KHK ile toplamda 79 personelimizin işine son verildi, 3 personelimizin de suçsuz olduğu ispatlandı. Biz bu 3 personelimizi de iade ettik. Birilerinin dönem dönem söylediği gibi ‘suçu olan olmayan herkes görevden atılıyor’ sözlerinin asla aslı astarı yok. Ben kendi kurumumda yaşadım yaşıyorum. Bir bu kadar açığa aldığımız personelimiz var. Bunlarla ilgili çok ciddi soruşturmalar yapıyoruz. Farklı farklı kaynaklardan bu hainlerle ilgili bilgiler geliyor. Ama ispatlanmadığı müddetçe bunların hepsinin masum olduğunu söylemek istiyorum. Çok detaya inerek, bizim yüzde 100 kanaat getirdiğimiz insanlarla ilgili işlem yaptık. İçimiz rahat.

DEMOKRASİ MİTİNGLERİNDE LOJİSTİĞİ BİZ SAĞLADIK