Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı

Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı

GÜNDEM Haberleri

Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı. Depremin yerle bir ettiği Gölcük'te insanlarla birlikte birçok bina, araba ve eşya da denizin dibine gömüldü.

Foto muhabirlerimiz, Ali Kemertaş ve Ali Çelik 17 Ağustos 1999 depreminde Gölcük'te yaşanan dehşetin izlerini 23 metre suyun altına gömülen ve batık şehire dönüşen Değirmendere'nin Çınarlı beldesinde aradı... Zemini daha sonradan doldurulan şehrin sahil beldesi olan Çınarlı; 8 iş yeri, 5 çay bahçesi, 2 kafe işletmesi, 4 katlı Çınar Otel'le birlikte onlarca araç büyük bir gürültüyle sulara gömüldü. Dalgıç kıyafetlerini giyerek suya dalan arkadaşlarımız denizin 23 metre altına daldı. Arkadaşımız Ali Kemertaş yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Öncelikle sahilin 9 metre altına daldık. Burada deniz ve midye kabuklarıyla kapanmış araçlar vardı. 14 metreye doğru ilerlediğimizde evlerin tamamı yosun, resif taşları ve midye kabuklarıyla kuşatılmıştı. 23 metreye doğru ilerlediğimizde ise 14 yıl aradan sonra Çınarlı'ın tam bir batık bir şehre dönüştüğünü gördük. Çınar Otel'in duvarları dev bir hayalet gibi görünen silüetine ilerledik. Deniz altında görüş 1.5 metre kadardı. Pek sağlıklı değildi. Otele büyük bir balkondan girdik. Holleri takip ederek, lobiye ulaştık. Bizi resepsiyonda balıklar karşıladı. Çınar Otel'in lobisi dev bir akvaryuma dönmüştü."

DEPREM ENKAZINA DALIŞ-VİDEO İZLE
MARMARA BÖLGESİNİ VURAN DEPREMİN İZLERİNİ 14 YIL SONRA YERİNDE ARAŞTIRDIK

-Marmara'yı yıkan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden uzun yıllar geçti. Ancak 7.4'lük bu büyük afet, hafızalarda unutulmayacak izler, yüreklerde ise büyük acılar bıraktı.
-Depremin merkez üssü olan ve yaklaşık 6 bin kişinin hayatını kaybettiği Gölcük'te, onlarca insanın hayatını kurtaran meçhul kahramanlarla o günleri yeniden yaşadık...

Gölcük, İzmit, Adapazarı ve Avcılar'da binlerce insan depremde hayatını kaybetti. Binlercesi de enkazda mahsur kaldı. Beton yığınlarının altında saatlerce 'imdat' diyen depremzedeler kendilerine uzanan ilk yardım eline yapıştı. 17 Ağustos depreminin ilk anlarında canını hiçe sayarak insanları kurtaran kahramanları bulup hikayelerini dinledik... nbsp;
Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
DEPREMDE AYAKLARINI KAYBETTİ
-Babam İstanbul'dan gelip beni çıkardı
Ufuk Koçak, depremde enkaz altında kalarak bacaklarını kaybetmiş. Gölcük'ün en ünlü dalgıçlarından biri. O geceyi herkesten biraz daha farklı tarif ediyor: "Aniden yeryüzü sallanmaya, binamız yıkılmaya başladı. Kapı arasına girdim. Enkaz altında 3 gün kaldım. 3 gün boyunca etrafımdakilerin iniltisini ve feryatlarını duydum. Sonra itfaiye ambulans, helikopter seslerini duymaya başladık. Babamlar İstanbul'dan beni kurtarmaya geldi ve beni enkazdan çıkarıp, hastaneye kaldırdılar. Ayaklarım kangren sebebiyle kesildi. Ama hayatta kaldım."
Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
Korkusuz gençler ölümden kurtardı
DEPREM Konutlarında kalan Kadriye Çelik, o geceyi gözyaşlarıyla anlatıyor: "Gardırobun üstümüze geldiğini gördük, eşim ayağını dolaba yasladı ve üzerimize devrilmesini önledi. Yan odada kalan kızımın üzerine duvar devrilmişti. 3. kattaydık kapılar sıkıştı, açılmadı. Bina büyük bir gürültüyle devrildi ve ikiye ayrıldı. Bu sırada 'Sakin olun!.. Bu tarafa gelin!..' diyerek bizi yönlendiren bir genç gördük. Onun da tarif ettiği yöne giderek, yan dairenin salonundan aşağı kayarak indik ve kurtulduk. nbsp;Komşularımızın çoğu vefat etti. Enkazda ayakları sıkışan doktor komşumuzun, 'ayaklarımı kesin beni kurtarın!' feryatları kulaklarımızdan gitmiyor. Beni en çok etkileyen hayatını hiçe sayarak, insanları kurtarmaya çalışan üniversiteli gençler oldu. "

Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
Kardeşimden geriye emanet bebeği kaldı
-Metin Velioğlu, depremde enkaz altında kalanlar için aralıksız çalışan isimlerden biri… Velioğlu, yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatıyor: "Gölcük üzerinde bir ateş peyda oldu. Sonra bir rüzgâr esti. Etrafımızdaki binalar birer birer yıkılmaya başladı. Toz bulutuna dönüşüyorlardı. Koca mahallede ev kalmadı ama benim evimde bir çatlak bile olmadı. Arka sokakta yaşayan kız kardeşim aklıma geldi. Koşarak gittim. Bina moloz yığınına dönmüştü. Kardeşim kirişin altına sıkışmıştı. Saatlerce, artçı depremlere bile aldırmadan, kirişi kaldırmak için büyük çaba sarf ettim. Ancak kardeşim mücadeleye dayanamamış vefat etmişti. Ondan geriye sadece o gece bize emanet ettiği bebeği kaldı."
Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
GAZETECİ ASIM YAĞIZ:
-En yakın arkadaşımın ölüm haberini yaptım
Deprem bölgesinde uzun yıllar gazetecilik yapan, şimdilerde İzmit Belediyesi Basın Sorumlusu olan Asım Yağız, depremi hem yaşadı, hem de yaşananları fotoğrafladı. Yağız, 17 Ağustos'un zihinlerde, enkaz, ölüm, panik olarak kaldığını söyledi. İşte gazeteci Yağız'ın o günlere götüren sözleri: "Depremin ardından, TÜPRAŞ'ta, fabrikalarda, evlerde art arda meydana gelen patlamalar ve yangınlar, yolların harabeye dönerek iptal olması, çok katlı binaların bir anda pestil gibi olmaları, enkazlardan gelen inlemeler, 'yardım edin' çığlıkları, harabelerden kurtulanların feryatları unutulacak gibi değil. Bazen fotoğraf çekmeyi bırakıp, donup kalıyorduk." Depremde en yakın arkadaşı Hüseyin Demiray'ın eşi ve çocukları ile birlikte enkaz altında kalarak hayatını kaybettiğini gözleri yaşararak anlatan Yağız, "Belki de hayatımın en acı haberlerinden biri yıllarca birlikte çalıştığım arkadaşımın ölüm haberini duyurmak oldu" diyor.

Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
Kızlarımı duvarın altından çekip aldım
Aynur Sevinç, bir asker annesi. Deprem anını anlatırken kaybettiği yakınlarının acısıyla inliyor: "Misafirlikteydik. Büyük bir gürültü ve sarsıntı oldu. Kızlarım 'Anne bizi kurtar' diye bağırıyordu. Onları üzerine düşen duvardan kurtardım. Binadan çıktığımızda tüpler patladı. Komşularımız cayır cayır feryatlar içinde yandı. Depremde babamı, annemi ve erkek kardeşimi kaybettim. Sulara gömülmüş bulamıyorduk. Dalgıçlar kafası kolu kopuk şekilde cesedini buldular."


Türkiye Marmara Depreminin enkazına daldı
96 kişiyi enkazdan çıkaran cengaver
Depremin meçhul kahramanlardan birini Gölcük Yuvacık Mahallesi'nde bulduk. Halk tarafından el üstünde tutulan ve hatta muhtar seçilen Nihat Karaaslaner'e mahalleli büyük bir minnet duyuyor. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği mahallede, depremin viraneye çevirdiği yıkıntılar arasından, gün ışıyana kadar var gücüyle çalışarak 96 kişinin hayatının kurtulmasına sebep oldu. Karaaslaner, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Evim tek katlı olmasına rağmen bütün şiddetiyle depremi yaşadım. O an hissettiklerimi anlatamam. Saatlerce bir dakika bile mola vermedim. Neden böyle yaptığımı bilmiyorum. Sürekli öğrencilerim aklıma geldi. Sadece çalıştım. Çalıştım. Aradan 24 saat geçtiğinde 96 kişiyi çıkardığımızı söylediler. Cesetlerin çoğu öğrencimdi ve psikolojik sarsıntı geçirdim. Depremde imece usulü çalıştık. Depremden sonra profesyonel arama kurtarma eğitimi aldım. Artık hayatımı bu işe adıyorum."
Cüneyt Bitikçioğlu - M. Sırrı ÖNÜR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...