F.Bahçe'nin eğrileri

A -
A +

Bu başlık da neyin nesi?" sorunuzu duyar gibiyim.

Anlatayım, "Futbolun doğruları var; etkili takım savunması, tempolu oyun, topu çabuk oyuna sokma, yüksek pas yüzdesiyle oynamak" gibi.
Soruyorum; F.Bahçe'de bunların hangisi mevcut, hiçbiri.
Yine soruyorum size; Aykut Kocaman'ın F.Bahçe'sine yarı final oynatan o arzu, istek ve iştah var mı bugün?
Nerde?
Biliyorum, "suçlu ayağa kalk" dememe gerek yok, bizim medya o kürkü çoktan giydireceği adamı bulup, ilan etti bile; "F.Bahçe'de istenmeyen adam; Ersun Yanal!"
İnsaf!
Nalbant olunamayacak sürede son 10 yılın acı faturasını bir aylık adama kesmek ne kadar doğru?
Zafer için, zaman ve sabır şart!
Dikkat edin; Aykut Kocaman, F.Bahçe'nin son 8 yılına damgasını vuran Alex'i "takım temposunu düşürüyor" diye eleştirdiğinde Hoca'yı linç etmişti, bizim futbol dünyası.
Sonuç; Alexsiz F.Bahçe, Avrupa'da yarı final oynadı.
Elinizi vicdanınıza koyun ve sesli düşünün; Alex, F.Bahçe'ye hangi Avrupa Kupasını kazandırdı?
Cevabınız size kalsın ama lütfen Kocaman'ın futbolcuya dayalı düzen yerine sistem oyununu oynayan F.Bahçe'yi tesis etme gayreti için o gün esirgediğiniz hakkı hiç değilse bugün teslim edin.
Köşeye sıkışmış boksör gibi gardını almış olan Ersun Yanal da bugün Kocaman'ın yaptığını yapmak; sistem ve takım oyunu oynayan F.Bahçe'yi tesis etmek istiyor.
Ama kolay mı, eleştiri bombardımanı hemen patlıyor.
En başta da Volkan ve Kuyt; daha kafadan "olmuyor" diye kazan kaldırıyor.
Volkan'ı da, Kuyt'ı da beğenirim, kariyerlerine bir sözüm yok. Milyonların da beğendiğini bilirim, o sevgi halesini küçültmek gibi niyetim de yok.
Ama bu iki yıldızın milletin ağzında "sakız" gibi çiğnettiği Yanal ile neden "olmayacağı"nın gerekçelerini açıklamalarını beklerim.
Yoksa 'çamuru at, izi kalsın'dan öteye gitmez, bu iddia.
Hele, F.Bahçe'nin omurgasını oluşturan Cristian ve Meireles'in o kız gibi dirençsiz futbolunu görünce; "Bunlar mı öndeki üçlüye top taşıyacak?" diye sormadan edemiyorum.
Söyleyin lütfen,  yoksa haksızlık mı ediyorum.
Sitem ve şikâyeti doğru ayıran Yanal'ın Milli Takım'daki o Hakan Şükür yanlışına düşmemesini de daha bir olgunlaşmış Hoca gerçeği olarak görüyor, anlıyor ve sabırla çok yol alacağına inanıyorum.
Diyorlar ki, "Aziz Başkan çoktan biletini kesti".
İşte buna hiç inanmıyorum.
Niye mi?
Bir yazımda da onu anlatırım.

Hoş geldin kaos!
CAS, F.Bahçe'nin cezasını onadı ve TFF'nin ocağına resmen ateş topu düştü.
"Şike sahaya yansımamıştır?" diyen Yıldırım Demirören ve ekibi için kararlarının sorgulanacağı karanlık bir dönem başladı.
UEFA'nın bundan sonraki süreçte TFF'ye karşı tavrı ne olacak, "Kupa kavgası" ne olacak, "UEFA'nın kararı TFF'yi etkilemez. Bu dosya bizim için kapanmıştır" diyen Demirören bu sözünün arkasında ne kadar duracak?
Özetle açmaz büyük!
Çıkar yol mu, F.Bahçe, İsviçre Federal Mahkemesi'ne gidebilir ama bu neyi değiştirir?


Volkan patlaması!
İnsan bu; et, kemik ve sırdan ibaret.
Söyleyin, Volkan'nın Ç.Rize maçındaki duygu patlamasının altında yatan gerçeği kim biliyor?
Ağlamak mı, duyguları olan her insan ağlar.
Profesyonellik; ne sinirleri alınmış android olmak ne de insanlıktan çıkmak.
O gözyaşı, asla küçüklük değil tribündeki şiddete karşı bir insani tavır büyüklüğü.
Lakin herkesin dünyası farklı, dayanma gücü de.
Nitekim Trabzonspor Başkanı kabullenemedi bu insani tavrı, "Aramızda yeri yok" diye kestirip attı.
Tercih onun.
Nihayetinde herkes çalışacağı kişiyi seçmekte hür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.