Şölen Kadıköy'e kaldı

İşte en güzeli bu; tarihi dostluğu taçlandıran gerçek bir derbi futbolu oynadılar Beşiktaş ve Fenerbahçe dün gece. 

Olimpiyat Stadı'ndaki oyun tertemiz bir mücadeleydi. 

Kadlec'in akıl dolu ara pası mı yoksa Sow'un açılışı yapan mükemmel golü mü? 

Hangisi daha güzeldi, derseniz derim ki; en güzeli tarihi dostluk. 

Bu güzelliğin nazar boncuğu, maçın adamı olacakken çift sarıdan oyundan atılan Motta ve İsmail değil de Beşiktaş'ın en çalışkanı Veli'nin Emre'yi sakata çıkaran kafasıydı. Olmadı Veli. O kafa hiç olmadı. Biraz kontrol lütfen. 

Görünen şu ki şampiyonluk kolay kazanılmıyor; Fenerbahçe de Beşiktaş da sanırım anlamışlardır bunu.

Şampiyonluk için başkan, yönetim, teknik kadro ve takım uyumlu bir orkestranın uyumu gibi olmalı. Beşiktaş'a bakıyorum bu konuda o kadar eksik ki... Orkestra şefi Slaven Biliç aşırı garantici, savunmada - Atiba, Franco, Dany ve Motta - 4 yabancıya yer vermiş.

Söyleyin, yabancı hakkının yüzde 80'ini savunmada kullanan bir takım nasıl maç kazanabilir ve nasıl şampiyon olabilir? 

Diyeceğim şu, Beşiktaş yeni stat için kuracağı kadroyu şimdiden doğru planlamalı.  

Diyeceksiniz ki, Beşiktaş geceyi Motta'nın golü ile yine ikinci olarak kapadı. Doğru ama bu kadar ucuz kartlar görülür mü? Bu, 4 oyuncusu cezalı duruma düşen bir takım için lig ikinciliğini tehlikeye atmak değil de nedir? Nerde kaldı oyun ve takım disiplini?

Ayrıca Danny'nin önce ayak sonra kafayla Tolga'ya verdiği geri pasına ne demeli?

Bu, yaşanmış bir kural öğretisi ve devamındaki Caner'in güzel hareketi de bir Fair Play dersi değil midir?

Uzatmayalım sezon başından beri farklı, istekli ve mücadeleci takım görüntüsüyle hak ettiği şampiyonluğu Olimpiyat'ta taçlandıramadı Fenerbahçe ama şurası bir gerçek ki, Kadıköy'e günlerce kutlanacak bir şölen taşıdı. Tebrikler.

MAÇIN ADAMI: Kadlec

MAÇIN KIRILMA ANI: Olcay'ın 2. yarı gol yapamadığı pozisyon

Şölen Kadıköy'e kaldı